Yeşil Büyüme Haftalık Bülten-119

Merhaba, Yeşil Büyüme'nin Haftalık Bülteni'ne hoş geldiniz. Sürdürülebilirlik alanında çabalar somutlaşır ve yoğunlaşırken siz de olan biteni yakından takip edin. Keyifli okumalar!

Bu bültende ele aldığımız başlıca konular şu şekilde;

  • EBRD’den Türkiye’de Rüzgar Enerjisi Projesine 60 Milyon Dolarlık Kredi

  • Mario Draghi'den AB’nin Yeşil Büyüme Stratejisine Eleştirel Bakış

  • İngiltere Mali Tutum Otoritesi (FCA), Sürdürülebilir Yatırım Düzenlemelerinde Geçici Esneklik Tanıdı

  • Euronext ESG Trendleri Raporu

  • Sürdürülebilirlik Raporlaması Tek Başına Yeterli mi, Yoksa Sadece Bir Başlangıç mı?

  • Otomotiv Sektörüne Bir Uyarı Işığı: AB Ormansızlaştırma Yönetmeliği

  • UNEP FI’den Sürdürülebilirlik İçin Müşteri İlişkileri ve Yönetişimde İyi Uygulamalar

HAFTANIN SPONSORU

Ücretsiz Yeşil Büyüme Webinarı

🌍 Etkinlikte, Avrupa Birliği’nin en güncel sürdürülebilirlik düzenlemeleri olan CSRD (Kurumsal Sürdürülebilirlik Raporlama Direktifi) ve ESRS (Avrupa Sürdürülebilirlik Raporlama Standartları) ile gelen yeni gereksinimlerin finans sektöründe yer alan şirketlere olan etkilerini masaya yatıracağız.

💡 Webinar İçeriği:

  • Sürdürülebilir Finansın Önemi: ESG faktörlerinin finansal karar süreçlerine entegrasyonu

  • ESRS ve CSRD’nin Rolü: Sürdürülebilirlik raporlamasının finansa etkileri

  • Etki Analizi: Yeni raporlama standartlarının getirdiği zorluklar ve fırsatlar

  • Uygulama Örnekleri: CSRD ve ESRS raporlama pratikleri

Yaklaşık 1 saat sürecek olan webinarda, AB Taksonomisi’nin sürdürülebilir finans içindeki yerini temel seviyede anlamış olacak ve gelecekteki daha derinlemesine eğitimler için hazırlıklı hale geleceksiniz.

📅 Tarih: 17 Eylül | 🕑 Saat: 14:00 - 15:30

TÜRKİYE’NİN NET-SIFIR YOLCULUĞU

EBRD’den Türkiye’de Rüzgar Enerjisi Projesine 60 Milyon Dolarlık Kredi

Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD), Türkiye’nin önde gelen enerji şirketlerinden Borusan EnBW Enerji’ye, Sivas ve Tekirdağ’da 116 MW’lık kara rüzgar enerjisi kapasitesinin geliştirilmesi için 55 milyon Avro kredi sağladı. Proje, Türkiye’nin yeşil dönüşüm hedefleri doğrultusunda önemli bir adım olarak değerlendiriliyor.

Proje kapsamında kurulacak olan rüzgar enerjisi santralleri, yılda 382 GWh yenilenebilir enerji üreterek, yıllık CO2 emisyonlarını 243.000 ton azaltacak. Borusan EnBW Enerji, bu yatırımlarla Türkiye’nin enerji ihtiyacını daha sürdürülebilir şekilde karşılamayı ve ülkenin net sıfır karbon hedeflerine katkıda bulunmayı amaçlıyor. Şirketin Genel Müdürü Enis Amasyalı, “Bu yatırım, enerji arz güvenliğini sağlamak ve iklim değişikliği ile mücadele için kritik öneme sahip” şeklinde açıklamada bulundu.

Borusan Çalışma Ofisi-Perili Köşk/borusanenbw.com.tr

Ayrıca, Borusan EnBW Enerji, enerji sektöründe cinsiyet eşitliğini güçlendirmeyi ve kadınların teknik pozisyonlardaki varlığını artırmayı hedefliyor. Projeyle birlikte şirket, cinsiyet eşitliği politikalarını geliştirmeyi ve kurumsal yönetişimde iklimle ilgili risk ve fırsatlara yönelik daha kapsayıcı yaklaşımlar uygulamayı planlıyor.

EBRD, bugüne kadar Türkiye’de 450 proje ve ticaret finansmanı kapsamında 20 milyar €’dan fazla yatırım yapmış, Türkiye’nin önemli bir yatırımcısı konumunda.

AVRUPA YEŞİL MUTABAKATI

Mario Draghi'den AB’nin Yeşil Büyüme Stratejisine Eleştirel Bakış

Eski İtalya Başbakanı Mario Draghi'nin uzun süredir beklenen rekabetçilik raporu, bu hafta içerisinde yayımlandı ve oldukça ses getirdi. Başbakanlık görevinden ziyade, 2011-2019 yılları arasında yürüttüğü AB Merkez Bankası Başkanlığı göreviyle tanıdığımız Draghi, raporunu AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen'in talebi üzerine kaleme almıştı. Uzun süredir beklenen rapor, özetle Avrupa Birliği'nin yeşil büyüme politikalarını yeniden gözden geçirmesi gerektiğini belirtiyor. Draghi, AB'nin iklim hedeflerine bağlı kalmakla birlikte, yeşil politikaların ekonomik büyümeyi baltalamaması gerektiğini savunuyor.

Son Parlamento seçimlerinin de gösterdiği üzere, son iki yılda enerji krizi ve ekonomik durgunlukla boğuşan Avrupa, karbon azaltma hedefleri ile ekonomik büyümenin her zaman uyum içinde olmadığını yeniden değerlendiriyor. Draghi'nin raporu da, enerji dönüşümünün önemine vurgu yaparken, bu sürecin bazı zorluklarla dolu olduğunu kabul ediyor.

Rapor, Avrupa’nın karbonsuzlaştırma sürecinde sanayinin rekabet gücünü koruma adına bazı zor kararlar almak zorunda olduğunu belirtiyor. Draghi, AB'nin Yeşil Mutabakatı’na yönelik eleştirilerinde, bu düzenlemeler bütününün “yeni yeşil işler yaratmak” üzerine kurulu olduğunu, ancak eğer karbonsuzlaşma Avrupa’da sanayisizleşmeye yol açarsa bu mutabakatın siyasi olarak tehlikede olabileceğini ifade ediyor.

Raporda, enerji geçişinin kademeli olacağı ve fosil yakıtların bu on yılın sonuna kadar enerji fiyatlarında merkezi bir rol oynayacağı öngörülüyor. Draghi, ulusal hükümetlerin gaz alımında daha fazla iş birliği yapmasını önerirken, enerji vergilerinin azaltılmasını da savunuyor. Ancak, vergilerin karbonsuzlaşmayı teşvik edici bir araç olabileceğini de kabul ediyor. Yenilenebilir enerji projelerinin hızlandırılması için AB çevre yasalarının belirli sınırlar dahilinde esnetilmesi gerektiğini belirtiyor.

Draghi’nin raporu, enerji yoğun sanayilere yönelik daha fazla destek çağrısında bulunuyor. Rapora göre, Avrupa'da enerji yoğun sanayi üretimi son iki yılda %10-15 oranında düşerken, ABD ve Çin gibi bölgelerde bu sanayiler daha cömert devlet desteklerinden faydalanıyor. Bu durumun tersine çevrilmesi gerektiğini savunan rapor, AB’nin karbon ticaret sisteminden elde edilen fonların daha fazlasının sanayiye aktarılmasını ve kamu ihalelerinde yerel üretim koşullarının artırılmasını öneriyor.

Raporda ayrıca, Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması (SKDM)'nın etkinliği konusunda endişeler de dile getirilmiş. Eğer bu mekanizmanın etkisiz olduğu ortaya çıkarsa, Avrupa şirketlerinin karbon ticaretinin olumsuz etkilerinden korunması için ücretsiz karbon tahsisatlarına devam edilmesi gerektiği vurgulanıyor.

Rapor, AB'nin yeni iklim bürokratlarının görev tanımlarını belirlemede ve AB'nin yeni "Temiz Sanayi Stratejisi" için yol gösterici olacak. Raporda yer alan öneriler, von der Leyen'in yeni dönemi boyunca AB politikalarını şekillendirmede önemli bir rol oynayacak gibi görünüyor.

KURUMSAL SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK

İngiltere Mali Tutum Otoritesi (FCA), Sürdürülebilir Yatırım Düzenlemelerinde Geçici Esneklik Tanıdı

İngiltere'ye ait Mali Tutum Otoritesi (FCA), geçtiğimiz sene sürdürülebilir yatırım ürünlerinin güven ve şeffaflığını artırmak ve yeşil yıkamayı en aza indirmek amacıyla önemli bir önlem paketi yayımlamıştı. Paket kapsamında, "yeşil", "ESG" veya "sürdürülebilir" gibi terimlere dair ortak bir tanım olmamasının yatırımcılar nezdinde yarattığı kafa karışıklığının önüne geçilmesi hedefleniyordu.

Ancak FCA, firmaların yeni düzenlemelere uyum sağlaması için daha fazla zamana ihtiyaç duyması nedeniyle bu kuralların uygulanmasına geçici bir esneklik tanımış durumda. Kurumun tanıdığı bu esneklik, 'isimlendirme ve pazarlama' kurallarına uyum sağlamak amacıyla firmalara 2 Nisan 2025 tarihine kadar süre tanıyor.

FCA'nın açıklamasına göre, sürdürülebilirlik etiketleri ve açıklamalarına yönelik başvurularda görülen ilerlemeye rağmen, bazı firmaların gerekli değişiklikleri yapmak için beklenenden daha fazla zamana ihtiyaç duyduğu anlaşıldı. Bu nedenle, FCA, firmalara yeni düzenlemelere uyum sağlamaları için gerekli adımları atmaları adına daha fazla destek sunmayı planladıklarını belirtti.

Geçici esneklik kapsamında, 2 Nisan 2025 tarihine kadar, firmalara sürdürülebilir ürünler için 'isimlendirme ve pazarlama' kurallarına uyum sağlamaları için ek süre tanınacak. Bu ek süre sayesinde, firmaların sürdürülebilirlik veya etki terimlerini içeren fon adlarını değiştirme veya yatırım etiketleri kullanma hazırlıklarını tamamlamalarına imkan tanınmış olunacak. Ancak, bu esneklik sürdürülebilirlikle ilgili diğer terimler için geçerli değil.

FCA açıklamasında, firmaların 'yeşil yıkama' karşıtı kurallar da dahil olmak üzere diğer tüm ilgili kurallara uymaya devam etmeleri gerektiğini vurguluyor ve sürdürülebilirlik terimlerinin fon adlarında kullanılmasının, fonun hedeflerine, yatırım politikasına ve stratejisine uygun olarak sürdürülebilirlik özellikleri taşımasını zorunlu kıldığına da özellikle dikkat çekiyor.

Euronext ESG Trendleri Raporu

Dünyanın en büyük borsalarından biri olan Euronext, geçtiğimiz günlerde ilkini yayımladığı ESG Trendleri Raporu ile bünyesindeki şirketlerin çevresel, sosyal ve yönetişim (ESG) performanslarını analiz etti. Rapordan öne çıkan bulgular şu şekilde sıralanabilir:

  • Sera Gazı Emisyonları: Son üç yılda Kapsam 1 ve 2 emisyonlarında ortalama %14'lük bir azalma görüldü. Özellikle orta ölçekli şirketler %29 oranında emisyonlarını azalttı.

  • Enerji Yönetimi: Büyük ölçekli şirketler enerji yoğunluklarını %26 oranında azaltırken, yenilenebilir enerji kullanımında %7 puanlık bir artış kaydedildi.

  • Çeşitlilik ve Kapsayıcılık: Yönetim kurullarındaki cinsiyet çeşitliliği 2021'den bu yana %2,1 oranında artış gösterdi. Yönetici pozisyonlarındaki kadın sayısında da bir artış olduğu belirtildi.

  • AB Taksonomisi Uyum Süreci: Büyük ölçekli şirketlerin %70'i ve orta ölçekli şirketlerin %49'u, Avrupa Birliği'nin yeni raporlama yükümlülüklerine uyum sağladı.

Bulgular, Euronext'in ESG veri tabanından elde edilen 97.000'den fazla veri noktasına dayanıyor, belki o açıdan tüm ekosistemin durumunu yansıtmıyor olabilir ancak yine de sürdürülebilirlik konusundaki ilerlemeleri izlemek isteyen yatırımcılar ve diğer paydaşlar için değerli bir kaynak sunduğunu söyleyebiliriz.

Sürdürülebilirlik Raporlaması Tek Başına Yeterli mi, Yoksa Sadece Bir Başlangıç mı?

Avrupa Birliği'nin Finansal Olmayan Raporlama Direktifi (NFRD), yürürlükte kaldığı süre boyunca, büyük şirketlerin sosyal ve çevresel performansları hakkında rapor hazırlamalarını zorunlu hale getirmişti. Direktifin amacı, şirketlerin bu alanlardaki performanslarını iyileştirmelerine teşvik etmekti. Ancak, son araştırmalar, bu düzenlemenin beklenen sonuçları vermediğini öne sürüyor.

Charl de Villiers ve ekibinin geniş çaplı araştırmasına göre, bu zorunlulukların uygulamaya konulmasından bu yana Avrupa’daki şirketlerin sosyal ve çevresel performansında belirgin bir iyileşme gözlenmedi. 2009-2020 yılları arasında Avrupa ve ABD'deki 828 şirketin verileri karşılaştırıldığında, Avrupa'daki şirketlerin performansında beklenen artışın gerçekleşmediği, hatta ABD şirketlerine kıyasla daha az gelişme kaydettikleri görülüyor.

Raporlama Tek Başına Yeterli Değil, Ama Gerekli Bir Adım

Bu bulgular, raporlamanın tek başına yeterli olmadığını gösteriyor. Raporlama önemli; çünkü şirketlerin sosyal ve çevresel etkilerini görünür hale getiriyor ve hesap verebilirlik sağlıyor. Ancak, bu sadece bir başlangıç. Şirketler, raporlamayı bir aynaya bakma fırsatı olarak görmeli ve kendi eksiklerini dürüstçe değerlendirmelidir. Asıl mesele, bu eksikliklerin farkına varıp sürekli olarak iyileştirme çabası içinde olmaktır.

Araştırmalar, NFRD’nin, raporlama içeriği ve metrikleri konusunda net kılavuzlar sunmaması, denetim ve doğrulama zorunluluğunun eksikliği ve yetersiz yaptırımlar nedeniyle beklenen etkiyi yaratmadığını ortaya koyuyor. Ancak bu durum değişmek üzere; çünkü 2024'te yürürlüğe giren Kurumsal Sürdürülebilirlik Raporlama Direktifi (CSRD), daha sıkı ve kapsamlı gereklilikler getiriyor.

CSRD Değişimi Getirebilir mi?

CSRD, NFRD'nin yerini alarak daha güçlü ve kapsamlı bir sürdürülebilirlik raporlama çerçevesi sunuyor. Yeni düzenleme, daha fazla şirketi kapsıyor ve raporlamaların daha ayrıntılı ve bağımsız bir şekilde denetlenmesini zorunlu kılıyor. Bu zorunluluk ve olası yaptırımlar, şirketlerin sadece rapor sunmalarını değil, aynı zamanda performanslarını gerçek anlamda iyileştirmeleri için dürüst bir değerlendirme yapmalarını da teşvik edebilir.

Yeşil Büyüme, CSRD alanında raporlar kaleme alıyor ve şirketlere danışmanlık hizmeti veriyor. İlgileniyorsanız bize buradan ulaşabilirsiniz.

SEKTÖREL SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK

Otomotiv Sektörüne Bir Uyarı Işığı: AB Ormansızlaştırma Yönetmeliği

Avrupa Birliği Ormansızlaştırma Yönetmeliği (EUDR), 2024 Aralık ayında devreye giriyor ve kauçuk, deri, soya, kahve ve kakao gibi ürünlerin AB'ye ithalatını "ormansızlaştırmaya sebep olmama" şartına bağlıyor. Buna göre düzenleme kapsamına giren ürünlerin tedarik süreci geriye doğru izlenecek ve ormansızlaştırmaya sebep olan ürünler AB sınırları içerisine giremeyecek.

Otomotiv sektörü için ise bu durum, pek çok kişinin fark etmediği ve uzak bir yerde belli belirsiz çakan bir uyarı ışığı gibi. “Bu düzenleme bizi çok da ilgilendirmez” diye düşünenler olabilir, ama işler pek de öyle değil.

Otomotiv Sektörü Neden Dikkat Etmeli?

Kauçuk ve deri, otomotivin vazgeçilmez iki hammaddesi. Ancak bu ürünlerin ormansızlaştırma içermediğini kanıtlamak şart. Örneğin, otomotiv sektörünün lüks segmentindeki ürünlerinin koltukları için kullanılan derilerin büyük bir kısmı Brezilya’dan geliyor ve bu deri üretimi için Amazon’da ciddi miktarda orman yok ediliyor.

Eğer otomotiv şirketleri, ürünlerinin ormansızlaştırmaya sebep olmadığını ispatlayamazsa, sınırda gecikmeler, para cezaları veya AB pazarından men edilme gibi yaptırımlarla karşılaşabilirler. Yani, "biz bu konuyla alakasızız" deyip geçmek pek akıllıca olmayabilir. EUDR, dikkat çekilmesi gereken yeni bir gerçeklik.

Otomotiv sektörü, bu durumu göz ardı etme lüksüne sahip değil. Tedarik zincirlerinde şeffaflık ve izlenebilirlik sağlamaları gerekiyor. Durum, otomotiv gibi oldukça karmaşık bir tedarik zinciri yapısına sahip bir sektör için biraz karmaşık gibi görünebilir ve düzenleme belki de sektördeki birçok oyuncunun radarında yok, ama radarlarına girmesi gerektiği kesin.

UNEP FI’den Sürdürülebilirlik İçin Müşteri İlişkileri ve Yönetişimde İyi Uygulamalar

Birleşmiş Milletler Çevre Programı Finans Girişimi (UNEP FI), bankaların sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmalarına yardımcı olacak iki yeni rehber rapor yayımladı. "Müşteri Etkileşimi" ve "Yönetişim" başlıklı bu rehberler, bankaların ve ilgili paydaşların, Sorumlu Bankacılık İlkeleri (PRB) kapsamında en iyi uygulamaları anlamalarını ve uygulamalarını amaçlıyor.

Rehberler, dünya genelinde PRB imzacısı 300'den fazla banka için geliştirilmiş olup, UNEP FI uzmanları ve sivil toplum temsilcilerinin katkılarıyla hazırlanmış. “Bankalar için, bankacılar tarafından” hazırlandığı özellikle vurgulanıyor. Rehberler, bankaların sürdürülebilir bir bankacılık kültürü oluştururken, müşterileriyle olan ilişkilerini ve iç yönetişim yapılarını nasıl geliştirebileceklerine dair net ve pratik bilgiler sunuyor.

Müşteri Etkileşimi Rehberi bankaların sürdürülebilir iş modellerine geçişte müşterilerini nasıl destekleyebileceklerine dair aşamalı bir yol haritası sunuyor. Rehber, müşteri ilişkilerinde ilk görüşme açılışından, ihtiyaçların değerlendirilmesine, destek planlarının hazırlanmasından, bu planların uygulanmasına ve izlenmesine kadar beş aşamayı kapsıyor.

Yönetişim Rehberi ise bankaların, sürdürülebilirlik hedeflerini gerçekleştirebilmeleri için gereken iç yapıyı nasıl güçlendirebileceklerini ele alıyor. Rehber, bankaların sürdürülebilirlik taahhütlerini hayata geçirebilmeleri için etkili yönetişim modelleri, iş süreçleri ve stratejik planlar geliştirmelerine yardımcı olmayı amaçlıyor.

BİTERKEN

Yeşil Büyüme, kurumsal sürdürülebilirlik alanında, özellikle ESG stratejileri, raporlama ve sürdürülebilir finans konularında danışmanlık hizmetleri sunuyor ve eğitimler düzenliyor. Bunun yanı sıra, AB Yeşil Mutabakatı ve ilgili düzenlemeler çerçevesinde regülasyon takibi ve ESG uyum hizmetleri sağlayarak, şirketlerin sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmalarına destek oluyor.

İnternet sitemizi ziyaret ederek hizmetlerimize göz atabilir ve bizimle iletişime geçebilirsiniz.

📰 BAŞKA NELER VAR?

Geçtiğimiz hafta gündeme dair basında yer alan ilgi çekici başlıklar:

  • Bültende yer almasını istediğiniz konuları [email protected]üzerinden paylaşabilirsiniz.

  • Haftaya yine dolu dolu bir bültende buluşmak üzere. Hoşça kalın!