Yeşil Büyüme Haftalık Bülten - 129

Merhaba, Yeşil Büyüme'nin Haftalık Bülteni'ne hoş geldiniz. Sürdürülebilirlik alanında çabalar somutlaşır ve yoğunlaşırken siz de olan biteni yakından takip edin. Keyifli okumalar!

Bu bültende ele aldığımız başlıca konular şu şekilde;

  • Shell'ın Karbon Emisyonlarını Azaltma Davası

  • Etki Muhasebesi Sürdürülebilirlikte Yeni Bir Standart Belirliyor

  • Reporting Matters 2024: Raporlamada Güven ve Şeffaflık Odaklı Yaklaşımlar

  • SBTi'daki Sektörel Gelişmeler

  • Ormansızlaşma Yasası'nda Son Durum

  • Avrupa'da Yeşil Tahviller için Yeni Dönem Başlıyor

  • Dijital Yeşil Eylem Deklarasyonu Yayımlandı

İKLİM/ENERJİ
Shell'ın Karbon Emisyonlarını Azaltma Davası

Görsel: Reuters

Yeşil dönüşümün hızlı ve etkin bir şekilde tamamlanabilmesi için fosil yakıtlardan çıkılması gerektiği bir gerçek. Ancak, temiz teknolojilerdeki atılım ve kullanım oranları hızla gelişmesine rağmen fosil yakıtlara bağımlılığımız bir süre daha devam edecek gibi görünüyor. Bu geçişte fosil yakıt sektörüne de büyük iş düşmekte. Ancak özellikle çevreci gruplar başta olmak üzere birçok kişi özellikle büyük fosil yakıt şirketlerinin yeşil dönüşüme karşı olduklarını düşünüyor. Çevre grupları ise, bu şirketlerin fosil yakıt alanındaki yeni yatırımlarını kısıtlamak ya da hareket alanlarını daraltmak için hukuki mücadeleye girişmiş durumdalar.

Bu davalardan belki de en önemlilerinden biri olan Shell’in emisyon azaltım davasında geçtiğimiz hafta önemli bir gelişme yaşandı; Shell, 2021’de aleyhine sonuçlanan ve temyize götürdüğü karbon emisyonu davasını kazandı

Çevre örgütü Friends of Earth tarafından Hollanda’da açılan ve Lahey’de bir yerel mahkemede görülen davada karar Shell’in aleyhine çıkmıştı ve mahkeme Shell’in küresel emisyonlarını 2030 yılına kadar 2019 seviyelerinin %45’i oranında azaltmak zorunda olduğuna hükmetmişti. Ayrıca karara göre, bu emisyon azaltım hedefi Kapsam 1 ve Kapsam 2 emisyonların yanı sıra Kapsam 3 emisyonları da içermekteydi. Mahkeme, kararında Shell'in bir özen yükümlülüğü olduğunu ve Shell ve tedarik zincirinin emisyon azaltma seviyelerinin Paris İklim Anlaşmasıyla uyumlu hale getirilmesi gerektiğini belirtmişti.

Ancak Shell, enerji sektörü ve diğer büyük kirleticiler açısından emsal olabileceği düşünülen bu mahkeme kararını temyize götürdü ve geçen hafta açıklanan kararda Temyiz Mahkemesi Shell’i haklı bulduğunu açıkladı.

Lahey Temyiz Mahkemesi, Shell'in emisyonları azaltma konusunda bir sorumluluğu olduğunu kabul etti, ancak yerel mahkemenin şirkete belirli bir azaltma hedefi dayatmasının doğru olmadığına karar verdi. Temyiz mahkemesi, Shell'in büyük bir petrol şirketi olarak emisyonlarını azaltma konusunda “özel bir sorumluluğu” olduğunu kabul etmesine rağmen, belirli bir yasal hedefin dayatılmasının bu özel sorumluluğun yerine getirilmesini sağlayamayacağına karar verdi.

Temyiz mahkemesinin kararını daha iyi anlamak için, dikkat edilmesi gereken birkaç önemli nokta var:

Yasal Yeterlilik: Temyiz mahkemesi, Milieudefensie'nin (davacı çevre örgütü) Shell gibi büyük kirleticileri iklim değişikliğiyle mücadeledeki sorumlulukları konusunda dava etme hakkına sahip olduğunu kabul etti. Ancak, iklim değişikliğiyle mücadele etmek için siyasi kararlar alınması gerektiği gerçeğini de vurguladı.

Belirli Bir Hedef Dayatmanın Etkinliği: Mahkeme, Shell'e belirli bir emisyon azaltma hedefi dayatmanın, özellikle Shell'in bu yükümlülüğü ancak fosil yakıt alımını kısıtlayarak yerine getirebileceği düşünüldüğünde, etkili olmayacağı sonucuna vardı. Çünkü bu durumda, Shell’den doğan boşluğu diğer şirketler dolduracak ve sonuçta emisyonlar azaltılmamış olacaktı.

Bilimsel Konsensüs Eksikliği: Temyiz mahkemesi kararında, iklim biliminde Shell gibi bireysel bir şirketin uyması gereken belirli bir azaltma yüzdesi konusunda henüz yeterli bir fikir birliği olmadığını belirtti.

Ancak Temyiz mahkemesi, yerel mahkemenin tehlikeli iklim değişikliğine karşı korunmanın bir insan hakkı olduğu ve Shell gibi şirketlerin insan haklarını koruma yükümlülüğü olduğu ifadesini onadı.

Karar, Shell'in yeşil hedeflerinden vazgeçebileceği anlamına gelmiyor, ancak Shell'in mevcut fosil yakıt operasyonlarını sürdürebileceği anlamına geliyor. Halihazırda firmanın, Kapsam 1 ve Kapsam 2 emisyonlarına yönelik olarak 2030 yılına kadar %50 azaltım hedefi bulunuyor. Ancak şirketin küresel emisyonlarının yaklaşık %95’lik kısmı Kapsam 3 emisyonlardan oluşmakta.

Mahkeme belli ki, şirketleri emisyon azaltımına zorlama görevinin devletlerin ve piyasanın görevi olduğu fikrinde. Karar, bu haliyle belki biraz iç karartıcı gibi görünebilir ancak ETS, CSRD, CSDDD ya da TSRS gibi düzenlemelerin varlığını ve mahkeme kararının ayrıntılarını göz önüne aldığımızda şirketlerin emisyon azaltma yükümlülüklerinin baki kalacağını söyleyebiliriz. 

KURUMSAL SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK
Etki Muhasebesi Sürdürülebilirlikte Yeni Bir Standart Belirliyor

Görsel: ORF

Şirketlerin emisyon etkilerinin finansal olarak değerlendirilmesi, etki muhasebesi adı verilen daha geniş bir sistemin parçası. Etki muhasebesi, şirketlerin çevresel ve sosyal performanslarını finansal veri haline dönüştürerek şirketlerin, yatırımcıların ve hükümetlerin anlayabileceği ve önceliklendirebileceği bir dil oluşturmayı amaçlıyor.

Uluslararası Etki Değerlendirme Vakfı (IFVI) ve Değer Dengeleme İttifakı (VBA) tarafından ortaklaşa hazırlanan raporda da bu konu oldukça geniş bir şekilde işlenmiş. Rapor, etki muhasebesinin sera gazı emisyonlarının değerlendirilmesinde nasıl kullanılabileceğine odaklanıyor. Ayrıca etki muhasebesi verilerinin GHG (Sera Gazı Emisyonları) etkilerini finansal performans metrikleriyle birlikte sunularak, emisyonların kârlılık üzerindeki etkisini gösterebileceği de vurgulanıyor. Sektörel, bölgesel veya ürün bazında etki yoğunluğu oranlarıyla da performansın daha detaylı analiz edilebileceği de belirtiliyor.

Etki muhasebesinin faydaları ise şunlar;

  • Şirketler, emisyon etki bilgilerini sermaye bütçelemesi, strateji, tedarik zinciri, risk yönetimi, ürün tasarımı ve Ar-Ge gibi alanlarda daha bilinçli kararlar için kullanabilir.

  • Emisyon etki bilgileri, şirketlerin net sıfır emisyon hedeflerine ulaşmak için en etkili stratejileri belirlemelerine yardımcı olabilir.

  • Emisyon etki bilgilerini raporlayan şirketler, paydaşlar nezdinde şeffaflıklarını ve güvenilirliklerini artırırlar.

  • Sürdürülebilirlik performansını finansal olarak değerlendiren ve raporlayan şirketler, yatırımcılar ve müşteriler açısından cazip opsiyonlar haline gelebilir.

Bu konuyla ilgili raporda yer alan örnek ise şöyle: VBA üyesi bir şirket, çalışanlarını iş seyahatlerinde düşük karbonlu seçeneklere yönlendirmek için uçak biletlerine dahili bir karbon fiyatı uygulamış. Buna göre, her bilet alımında, belirlenen bir karbon bedeli organizasyonun maliyet merkezine aktarılıyor ve bu tutar, doğrulanmış karbon dengeleme projelerine yatırılıyor. Bu uygulama ile, özellikle kısa mesafeli seyahatlerde uçuş yerine alternatif ulaşım yöntemler teşvik edilerek uzun vadede seyahat kaynaklı emisyonların azaltılması hedeflenmiş. Uygulama gerçekte ne sonuç verdi bilemiyoruz ancak kâğıt üzerinde fena durmuyor.

Reporting Matters 2024: Raporlamada Güven ve Şeffaflık Odaklı Yaklaşımlar

Dünya Sürdürülebilir Kalkınma İş Konseyi (WBCSD) tarafından her yıl hazırlanan Reporting Matters'ın 2024 versiyonu geçtiğimiz günlerde yayınlandı. Şirketlerin, sürdürülebilirlik raporlaması alanında giderek artan beklenti ve talepleri ne  karşıladığını inceleyen raporda bu sene de dikkat çeken tespitler var. Raporda yer alan bilgilere göre:

  • Şirketlerin %77'si çifte önemlilik değerlendirmesi yapıyor. Bu oran 2023'te %55'ti. Bu artış, şirketlerin hem kendilerinin toplum ve çevre üzerindeki etkilerini hem de bu etkilerin şirket üzerindeki finansal sonuçlarını değerlendirme konusundaki artan farkındalığını gösteriyor. 

  • Entegre Raporlama Çerçevesi, SASB ve TCFD gibi yaygın çerçeve ve standartlara atıfta bulunan rapor sayısı artış gösterdi. Özellikle TNFD (%22'den %52'ye) ve SBTN (%14'ten %30'a) gibi doğa ile ilgili çerçevelere yapılan atıflar önemli ölçüde arttı. Bu da şirketlerin, sürdürülebilirlik raporlaması için ortak bir dil ve çerçeve benimsemeye başladığının bir kanıtı. 

  •  Sürdürülebilirlik raporlamasının kalitesini ve güvenilirliğini artırmak ve şirketlerin yeşil yıkama yapmasını önlemeyi amaçlayan bir araç olan dış güvence, raporların %90'ında yer alarak, raporlanan bilgilerin doğruluğu ve güvenilirliği konusunda paydaşlara daha fazla güven sağlıyor. 

Ayrıca rapor, farklı sektörlerden ve coğrafyalardan şirketlerin, değişen beklentiler ve gereksinimler ışığında raporlama yaklaşımlarını nasıl uyarladıklarını gösteren 35 iyi uygulama örneği sunuyor. 

SEKTÖREL SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK
SBTi'daki Sektörel Gelişmeler

Görsel: sciencebasedtargets.org

Bilimsel Tabanlı Hedefler İnisiyatifi (SBTi), kimya şirketlerinin dekarbonizasyon hedeflerinde kullanılan Kimya Sektörü Hedef Belirleme Kriterleri Taslağını güncelledi ve metni kamuoyu görüşüne sunduğunu açıkladı. 

Nedir? SBTi, şirketlerin ve kuruluşların sera gazı emisyonlarını bilimsel verilere dayalı olarak azaltmalarında yardımcı olan küresel bir iklim girişimidir. Girişim, hedeflerin Paris Anlaşmasıyla uyumlu olmasını sağlayarak küresel ısınmayı 1,5°C ile sınırlamayı amaçlar. Ayrıca kuruluşlara, iklim kriziyle mücadelede etkin bir yol haritası sunar.

Kimya sektörü ile ilgili yapılan güncellemeler arasında öne çıkanlar şunlar; 

  • CHEM-C5 ve CHEM-C10 kriterleri, SBTi'nin diğer standartlarında yer aldığı ve sektöre özgü bir gereklilik getirmediği için kaldırıldı. 

  • Her kritere önemlilik eşikleri eklendi. Böylece emisyonları düşük olan şirketler bazı kriterleri uygulamak zorunda kalmayacak. 

  • Farklı emisyon kaynaklarına yönelik belirlenen hedefleri birleştirme imkanı sunularak, şirketlerin hedeflerini daha esnek bir şekilde belirlemesi ve farklı emisyon azaltma stratejilerini bir arada uygulaması sağlandı.

  • Satılan azotlu gübrelerin kullanımından kaynaklanan kapsam 3 kategori 11'deki N2O emisyonlarına yönelik yol haritası, IPCC’nin altıncı Değerlendirme Raporu’ndaki (AR6) daha geniş emisyon senaryoları kullanılarak güncellendi.

Kimya sektörü, ilaçlardan plastiklere, elektroniklerden giyime kadar kullandığımız ürünlerin %95’inde yer alan kimyasalları üretiyor. Ancak bu ürünlerin çoğu fosil yakıtlardan üretildiği için sektör, küresel CO2 emisyonlarının %5’ini oluşturuyor ve en yüksek üçüncü endüstriyel emisyon kaynağı olarak öne çıkıyor. Bu nedenle, kimya sektörünün karbonsuzlaştırılması hem net sıfır hedefine ulaşmak hem de çevre, sağlık ve ekonomi için hayati bir adım.

SBTi ayrıca otomotiv sektörünün dekarbonizasyonunu hızlandırmak amacıyla da yeni bir Otomotiv Standardı geliştirme çalışmalarına başlamış durumda. Bu standardın mevcut Kara Taşımacılığı Kılavuzu'nun daha detaylı ve sektöre özgü bir versiyonu olması bekleniyor.

AVRUPA YEŞİL MUTABAKATI
Ormansızlaşma Yasası'nda Son Durum

Görsel: bruegel.org

Geçmiş bültenlerimizde sık sık işlediğimizi ve ayrıntılarını verdiğimiz AB Ormansızlaşma Yasası'nın yürürlüğe giriş tarihi, karmaşık bir sürecin ardından ertelendi.

Yasa, başlangıçta büyük şirketler için Aralık 2024'te, küçük ve mikro işletmeler için ise altı ay sonra uygulanmaya başlayacaktı. Ancak, çeşitli paydaşlardan gelen endişeler ve talepler üzerine Avrupa Komisyonu, uygulama tarihini bir yıl ertelemeyi önerdi. Buna göre yasa büyük şirketler için 30 Aralık 2025, küçük ve mikro işletmeler için ise 30 Haziran 2026'da yürürlüğe girecek.

Ormansızlaşma Yasası Nedir?

Üçüncü ülkeler tarafından Avrupa Birliği'ne ihraç edilen ürünlerin ormansızlaşmaya yol açmadığından emin olmayı amaçlayan bir düzenlemedir. AB Ormansızlaştırma Düzenlemesi, üretimleri esnasında ormansızlaşmaya neden olan yedi ürünü (sığır, kakao, kahve, palmiye yağı, kauçuk, soya ve ahşap) ve tüzüğün ekinde listelenen birçok türev ürünü (örneğin et ürünleri, deri, çikolata, kahve, palmiye fıstığı, palmiye yağı türevleri, gliserol, doğal kauçuk ürünleri, soya fasulyesi, soya fasulyesi unu ve yağı, yakıt odunu, ahşap ürünler, kâğıt hamuru ve kâğıt, basılı kitaplar) kapsıyor. Buna göre ürünleri AB sınırlarına getiren ithalatçılar, ürünlerinin yasal olarak üretildiğin ve ormansızlaşmaya katkıda bulunmadığını kanıtlamak zorunda.

Erteleme kararının ardındaki ana gerekçe, AB üyesi ülkeler ve AB dışındaki ülkelerdeki paydaşlar tarafından dile getirilen uyum sağlama zorlukları. Bu paydaşlar, yasanın gerekliliklerini zamanında karşılayamayacakları endişesini dile getirdi ve Avrupa Komisyonu'ndan uygulama tarihini ertelemesini talep etti. Komisyon da bu talebi dikkate alarak 12 aylık bir geçiş döneminin "uygun ve etkili uygulama" için gerekli olduğunu savundu.

Özellikle Almanya ve Brezilya gibi ülkeler, yasanın kapsamlı yapısı nedeniyle hazırlık süreçlerinde zorlandıklarını belirterek erteleme talep ettiler. Bu durum, yasanın uygulanmasının bazı ülkelerde ekonomik ve ticari faaliyetler üzerinde önemli etkilere sahip olabileceği endişesini yansıtıyor.

Avrupa Komisyonu, yasaya uyum sağlamakta zorlanan şirketlere yardımcı olmak için bu süreçte boş durmadı ve rehberler yayınladı. Bu rehberler, düzenlemenin etkin bir şekilde uygulanmasına yönelik detaylı bilgiler sunmakta. Ayrıca, Kasım ayında kayıtları kabul etmeye başlayacak ve Aralık ayında tam faaliyete geçecek bir bilgi sistemi geliştirildi. Firmalar, bu sisteme kayıt olarak özen yükümlülüğü beyanlarını yükleyebilecekler. Yine firmaların sistemi nasıl kullanacaklarını ve düzenlemelere nasıl uyum sağlayacaklarını öğrenmelerine yardımcı olacak çevrimiçi bir eğitim de düzenlenecek.

Avrupa Parlamentosu, erteleme teklifini onaylarken yasada bazı değişiklikler yaptı. "Risk taşımayan" ülkeler için yeni bir kategori oluşturularak, orman alanı artışı istikrarlı olan ülkelere daha az sıkı gereklilikler getirildi. Avrupa Komisyonu, Haziran 2025'e kadar bu ülkelerin risk kategorilerini belirleyecek bir sistem geliştirecek. Ayrıca, bu ülkelerden gelen ürünler, yerel mevzuata uygun ve gerekli belgeleri sağlıyorsa AB pazarına daha kolay giriş yapabilecek.

AB Ormansızlaştırma Yasası tarım, hayvancılık, gıda, ahşap, kâğıt, tekstil, otomotiv ve kozmetik gibi birçok sektörü etkileyecek. Bu yasa, söz konusu sektörlerde faaliyet gösteren şirketlerin tedarik zincirlerini şeffaf hale getirmelerini, ormansızlaşmaya katkıda bulunmadıklarını kanıtlamalarını ve uygun belge ve izlenebilirlik sistemlerini oluşturmalarını zorunlu kılarak bu sektörlerde önemli değişikliklere yol açacak. Özellikle küçük ve orta ölçekli işletmeler, bu yükümlülükleri yerine getirmekte zorlanıyor.

Ve elbette erteleme ve değişiklikler, çeşitli tepkilere de neden oldu. Çevre örgütleri, ertelemenin ve değişikliklerin yasanın etkisini azaltacağını ve ormansızlaşmanın önlenmesi hedefine ulaşılmasını zorlaştıracağını savunuyor. Ayrıca, bu durumun yeşil yıkamaya (greeenwashing) yol açabileceği endişesi de dile getiriliyor.

REGÜLASYONLAR
Avrupa'da Yeşil Tahviller için Yeni Dönem Başlıyor

30 Kasım 2023'de AB Resmi Gazetesi’nde yayınlanan AB Yeşil Tahvil Standardı Düzenlemesi (EU Green Bond Standard Regulation) 21 Aralık 2024 itibarıyla yürürlüğe giriyor. Düzenleme, yeşil tahvil piyasasında yatırımcı güvenini artırma, yeşil yıkama (greenwashing) riskini azaltma ve AB'nin sürdürülebilir finans hedeflerine ulaşmasına katkı sağlarken, küresel standartlar için de bir model oluşturma potansiyeline sahip. Bu vesileyle düzenleme ile ilgili bilgileri tekrar hatırlayalım.

Düzenleme, "Avrupa Yeşil Tahvili" veya "EuGB" olarak adlandırılan tahviller için tek tip gereksinimler belirleyerek, tahvil veren kuruluşların fonlarını AB taksonomisi ile uyumlu projelere yönlendirmelerini zorunlu kılıyor.

Düzenleme ile ilgili diğer önemli detaylar ise şöyle;

  • "Avrupa Yeşil Tahvili" (EuGB) etiketi taşıyan tahvillerin, AB Taksonomisi'nde belirtilen sürdürülebilir ekonomik faaliyetlere uygunluğunu zorunlu kılınıyor. Yani, bu tahvillerin gelirleri, AB tarafından çevresel açıdan sürdürülebilir olarak kabul edilen projelere yönlendirilmek zorunda.

  • Tahvil veren kuruluşlar, tahvil gelirlerinin nasıl tahsis edildiğine dair detaylı raporlama yükümlülüklerine tabi olacak. Bu bilgiler, ihraç öncesi belgelerden ihraç sonrası etki raporlarına kadar süreç boyunca yer alacak.

  • Tüm Avrupa yeşil tahvilleri, düzenlemeye uyumu ve finanse edilen projelerin Taksonomi ile uyumunu sağlamak için ihraç öncesi ve sonrası harici bir gözden geçirme kuruluşu tarafından incelenecek. 

  • Harici inceleme kuruluşları, Avrupa Menkul Kıymetler ve Piyasalar Otoritesi (ESMA) tarafından denetlenecek. Böylece piyasa güvenilirliğini artırılması ve yatırımcıların korunması sağlanacak.

  • Düzenlemeye uymayanlar ve harici gözden geçirme kuruluşları için cezai yaptırımlar öngörülüyor. ESMA, para cezaları verebilir ve hatta bir gözden geçirme kuruluşunun faaliyetlerini durdurabilir.

TEKNOLOJİ
Dijital Yeşil Eylem Deklarasyonu Yayımlandı

Bakü'de gerçekleştirilen Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansında (COP) dijital teknolojilerin iklim eylemindeki rolü ana tema olarak belirlendi ve dijitalleşmenin sürdürülebilirlik için kritik bir unsur olduğu vurgulandı. Deklarasyonda, verilerin etkin bir şekilde işlenebilmesi ve süreçlerin daha verimli hale gelmesinin önemine dikkat çekildi. Ancak, dijital teknolojilerin bu potansiyelinin küresel ölçekte yeterince değerlendirilemediği de ele alındı.

Konferansın önemli etkinliklerinden biri, Birleşmiş Milletler Uluslararası Telekomünikasyon Birliği'nin (ITU) ev sahipliğinde düzenlenen "Dijitalleşme Günü" oldu. ITU, dijital teknolojilerin iklim değişikliğiyle mücadelede nasıl kullanılabileceğini ve dijital sektörün çevresel etkilerinin nasıl azaltılabileceğini tartışmak üzere katılımcıları bir araya getirdi. Bu tartışmaya paralel olarak, teknoloji üretiminin karbon ayak izinin azaltılmasını taahhüt eden COP29 Yeşil Dijital Eylem Deklarasyonu kabul edildi ve 1000'den fazla hükümet, şirket ve sivil toplum kuruluşu tarafından desteklendi.

Kabul edilen deklarasyonun ana maddeleri ise şöyle:

  • Sera gazı emisyonlarını azaltmak ve enerji verimliliğini artırmak için dijital çözümlerin kullanılması.

  • İklim değişikliğinin etkilerine karşı dayanıklı dijital altyapılar geliştirilmesi.

  • Dijital teknolojilerin karbon ayak izinin ve enerji tüketiminin azaltılması.

  • Gelişmekte olan ülkelerde dijital erişimin ve dijital okuryazarlığın artırılması.

  • İklim verilerinin etkin bir şekilde izlenmesi ve karar alma süreçlerinde kullanılması.

  • Çevre dostu dijital teknolojilerin araştırma ve geliştirilmesinin teşvik edilmesi.

  • Tüketiciler arasında sürdürülebilir dijital kullanım alışkanlıklarının yaygınlaştırılması.

  • Ülkeler arasında başarılı dijital iklim çözümlerinin ve politikalarının paylaşımının kolaylaştırılması.

Deklarasyon’da belirtilen tavsiylerin biraz beylik göründüğünün farkındayız ancak belge, sektörün sürdürülebilirliği artırmak için nasıl harekete geçebileceğine dair küresel bir çerçeve sunması açısından önemli. 

ETKİNLİKLER
Bu Hafta Hangi Sürdürülebilirlik Etkinlikleri Var?

Sürdürülebilirlik Zirvesi
📍 Mekan: İzmir Atatürk Organize Sanayi Bölgesi
📅 Tarih: 30 Kasım 2024
👥 Düzenleyen: Genç Liderler ve Girişimciler Derneği İzmir Şubesi (JCI İZMİR), İzmir Ekonomi Üniversitesi ve Enerji & Sanayicileri İş İnsanları Derneği
ℹ️ Açıklama: Sürdürülebilirlik Zirvesi, bu yıl ilk kez “Yeşil Enerji” temasıyla düzenleniyor. Zirvede, temiz enerji sektörünün genel görünümü ele alınırken, yenilikçi girişim fikirleri uzman isimler tarafından değerlendirilecek. Enerji sektörünün önde gelen isimlerini bir araya getirecek panellerin yanı sıra, yeni iş birliklerinin gelişmesini sağlayacak networking fırsatları da sunulacak.
🔗 Detaylı Bilgi ve Bilet: Etkinlik Sayfası

PAYLAŞ VE KAZAN
Sürdürülebilirlik Raporu Hazırlama Rehberi

Aşağıdaki size ait linki kopyalayıp 1 arkadaşınızın bültenimize kayıt olmasını sağladığınızda ”Sürdürülebilirlik Raporu Hazırlama Rehberi 2024” ücretsiz olarak mail kutunuzda olacak.

Size Özel Paylaşım Linki (Kopyalayıp Paylaşabilirsiniz): https://bulten.yesilbuyume.org/subscribe?ref=PLACEHOLDER

BİTERKEN
Yeşil Büyüme ile İşbirliği Yapın

Dinamik Regülasyonlara uyum ve sürdürülebilirlik alanındaki deneyimimizden faydalanmak isterseniz işte Yeşil Büyüme’nin size değer katabileceği alanlar:

  1. Kurumsal Sürdürülebilirlik Eğitimleri - Başta GRI, CSRD ve TSRS raporlama çerçevelerini kapsayan, kurum ve sektöre özel sürdürülebilirlik ve raporlama eğitimleri için irtibata geçin.

  2. Sürdürülebilirlik Raporlaması Danışmanlığı - Şirketinizin sürdürülebilirlik çalışmalarının, risk ve fırsatların üst bakışla raporlara yansıtılması için iletişime geçin.

  3. Sürdürülebilirlik İletişimi- Çoğunluğu yönetici seviyesinde 9000+ abone ve 28.000+ sosyal medya takipçisi ve ~20.000 Websitesi okuyucusuna mesajınızı iletin. Kapsamlı işbirliği paketi için irtibata geçin.