Yeşil Büyüme Haftalık Bülten - 181

Türkiye COP31'e ev sahipliği yapacak, ESG raporlamasında akıllı promptlar: standart yorumlama için yüksek etkili 3 GPT yaklaşımı, GHG Protocol Kapsam 2 güncellemesi için kritik soruları yanıtladı, EY IFRS S1 ve S2 ilk raporlamalarından 6 pratik dersi derledi ve daha fazlası...

Merhaba değerli okurumuz!

Bu hafta gerçekleşen gelişmelerden sizler için derleyerek oluşturduğumuz başlıca analiz konuları şu şekilde;

  • Türkiye COP31’e Ev Sahipliği Yapacak

  • ESG Raporlamasında Akıllı Promptlar: Standart Yorumlama ve Boşluk Analizi İçin Yüksek Etkili 3 GPT Yaklaşımı

  • GHG Protocol, Kapsam 2 Güncellemesi İçin Kritik Soruları Yanıtladı

  • EY, IFRS S1 ve S2 Kapsamında İlk Raporlamalardan Çıkan 6 Pratik Dersi Derledi

  • ABD’de İklim Riski Açıklama Yasasına Geçici Durdurma Geldi

ÖNE ÇIKAN KONU
Türkiye COP31’e Ev Sahipliği Yapacak

Belém’deki COP30 müzakerelerin sonunda, 2026 Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı’na (COP31) Türkiye’nin ev sahipliği yapacağı kesinleşti. Antalya’da düzenlenecek zirve, bir yılı aşkın süredir devam eden Türkiye–Avustralya çekişmesini sona erdirirken, ortaya çıkan “paylaşımlı model” küresel iklim diplomasi tarihinde nadir görülen bir çözüm olarak dikkat çekiyor. Buna göre toplantıların lojistiği ve ev sahipliği Türkiye’de, müzakerelerin siyasi yönetimi ise Avustralya’da olacak.

Türkiye ve Avustralya, 2022’den bu yana ev sahipliği konusunda karşı karşıya gelmiş; iki başvuru da geri çekilmeyince süreç tıkanmıştı. Son haftalarda yürütülen yoğun müzakereler sonucu ortaya çıkan çözüm, finansman, lojistik ve diplomatik yükün paylaşılmasını sağlarken, 2017’de Almanya’nın Fiji adına ev sahipliği yaptığı COP23 modeliyle benzerlik taşıyor. Buna göre zirve Antalya’da gerçekleşecek, ancak müzakere metinlerinin hazırlanması, eş-başkanların atanması ve kapak kararının (cover decision) şekillendirilmesi gibi kritik süreçleri Avustralya yürütecek.

COP31 başkanlığı görevini Avustralya İklim Bakanı Chris Bowen üstlenecek.

Türkiye’nin ev sahipliği, COP31’in coğrafi ve siyasi ağırlığını da yeniden konumlandırıyor. Ankara, Türkiye’nin gelişmekte olan bir ekonomi olarak “küresel iklim dayanışmasını” öne çıkaran bir zirve tasarlayacağını vurguluyor. Bu çerçevede gelişmiş–gelişmekte olan ülke ayrımı, iklim finansmanının ölçeği ve piyasa mekanizmalarının uygulanması gibi başlıkların ön plana çıkması bekleniyor. Zirve öncesinde Pasifik’te yapılacak ek toplantının ise iklim kırılganlığı yüksek küçük ada devletlerinin finansman ve uyum taleplerini gündeme taşıması amaçlanıyor.

Bununla birlikte Türkiye’nin iklim sicili uluslararası kamuoyunda tartışılmayı sürdürüyor. Ülkenin 2053 net-sıfır hedefi sembolik bulunuyor; 2035’e yönelik yeni NDC, emisyonlarda yaklaşık %16 artış öngörüyor ve Türkiye geçen yıl Avrupa’nın en büyük kömür tüketicisi konumuna yükseldi. Doğalgaz keşifleri ve iletim hattı stratejileri ise Ankara’nın bölgesel enerji jeopolitiğinde daha aktif bir rol aradığına işaret ediyor. COP31, bu tabloyu küresel ölçekte görünür kılacağı için Türkiye açısından aynı zamanda bir politika vitrinine dönüşecek.

Avustralya ise müzakerelerin kontrolünü üstlenerek diplomasi alanındaki önceliklerini korumuş oldu. Canberra’nın “Pasifik COP’u” yaklaşımıyla küçük ada ülkelerine verdiği destek, sürecin başında güçlü bir rüzgâr yaratmış; ancak Türkiye’nin geri adım atmaması üzerine karma modelde uzlaşı sağlanmıştı. Bazı diplomatlar çözümü “kusurlu ama işleyen” bir formül olarak tanımlarken, açıklamalarda iki ülkenin çok farklı konumlarda olmasına rağmen aynı gruptan (WEOG) hareket ederek anlaşmaya varmasının “olağandışı ama olumlu” bir örnek oluşturduğu belirtildi.

COP31’e bir yıldan az bir süre kalmışken, Türkiye’nin ev sahipliği hem geniş ölçekli lojistik hazırlıklar hem de iklim diplomasisi açısından dikkatle izlenecek. Antalya’daki zirve, Türkiye’nin uluslararası iklim politikası içindeki konumunu yeniden tanımlayabilecek nitelikte görülüyor; aynı zamanda gelişmekte olan ülkelerin beklentilerinin, finansman tartışmalarının ve enerji geçişine dair küresel yön arayışının merkezde olacağı bir yılın işaret fişeğini veriyor.

Ücretsiz abonelerimiz için tanımlanan makalelerin sonuna geldiniz.

1000TL karşılığında yıllık premium bülten abonesi olabilir ve bültendeki diğer yazıları da okuyabilirsiniz.

  • Raporlama ile uğraşan ESG ekiplerinin farklı ihtiyaç anlarına kullanabileceği üç prompt çerçevesini sizin için hazırladık. (Devamı)

  • GHG Protocol, Scope 2 rehberi güncellemesi için yürüttüğü kamuoyu istişaresine eşlik eden kapsamlı SSS seti yayımladı. Lokasyon bazlı ve piyasa bazlı ikili yapı korunurken, büyük tüketiciler için EAC'lerin fiziksel iletilebilirliği ve saatlik eşleştirme şartı getiriliyor. (Devamı)

  • Küresel danışmanlık firması EY, ISSB standartlarını ilk kez uygulayan şirketlerin deneyimlerinden altı temel ders derledi. (Devamı)

  • ABD Dokuzuncu Temyiz Mahkemesi, California’nın şirketlere iklimle ilgili finansal risk açıklaması zorunluluğu getiren SB 261 yasasının uygulanmasını 19 Kasım’da geçici olarak durdurdu. (Devamı)

BİTERKEN
Yeşil Büyüme ile İşbirliği Yapın

Bu hafta da bültenin sonuna geldik. Yeşil Büyüme’nin diğer hizmetlerini aşağıda bulabilirsiniz.

Dinamik regülasyonlara uyum ve sürdürülebilirlik alanındaki deneyimimizden faydalanmak isterseniz işte Yeşil Büyüme’nin size değer katabileceği alanlar:

  1. Kurumsal Sürdürülebilirlik Eğitimleri - Başta GRI, CSRD ve TSRS raporlama çerçevelerini kapsayan, kurum ve sektöre özel sürdürülebilirlik ve raporlama eğitimleri için irtibata geçin.

  2. Sürdürülebilirlik Raporlaması Danışmanlığı - Şirketinizin sürdürülebilirlik çalışmalarının, risk ve fırsatların üst bakışla raporlara yansıtılması için iletişime geçin.

  3. Sürdürülebilirlik İletişimi- Çoğunluğu yönetici seviyesinde 8000+ abone ve 32.000+ sosyal medya takipçisi ve ~20.000 Websitesi okuyucusuna mesajınızı iletin. Kapsamlı işbirliği paketi için irtibata geçin.