- Yeşil Büyüme Haftalık Bülten
- Posts
- Yeşil Büyüme Haftalık Bülten - 132
Yeşil Büyüme Haftalık Bülten - 132
iş birliğiyle
Merhaba, Yeşil Büyüme'nin Haftalık Bülteni'ne hoş geldiniz. Sürdürülebilirlik alanında çabalar somutlaşır ve yoğunlaşırken siz de olan biteni yakından takip edin. Keyifli okumalar!
Bu bültende ele aldığımız başlıca konular şu şekilde;
TÜBİTAK Sanayide Yeşil Dönüşüm Çağrıları Sonuçlandı
Sürdürülebilirlik Raporlamasında GRI’ın Yükselişi
Bankacılıkta Doğa ile İlgili Düzenlemeler
Sürdürülebilirlikte Yapay Zekâ ve Verinin Rolü
Sürdürülebilirlik Raporlamasında Yeni Teknik Açıklamalar
AB Hava Kalitesi Yasasında Revizyon
HAFTANIN SPONSORU
Sustainfinity ile Sürdürülebilirlik Raporlamasını Hızlandırın ve Kolaylaştırın
Geleneksel sürdürülebilirlik raporlama projeleri, aylar süren danışmanlık süreçleri ve karmaşık veri toplama aşamaları nedeniyle işletmeler için hem zaman hem de kaynak açısından büyük bir yük oluşturuyor. Sustainfinity, bu süreci yalnızca bir aya indirerek, hız ve esneklik kazanmanıza yardımcı oluyor.
Süreç Nasıl İşliyor?
Sustainfinity, ilk aşamada şirketinizin değer zincirindeki paydaşların görüşlerini topluyor. Sonrasında bu görüşler, yapay zekâ ile analiz edilerek kapsamlı bir ön rapora dönüştürülüyor.
Yalın, ancak veriye dayalı bir ilk rapor, tek tuşla oluşturuluyor. Bu sayede haftalar süren manuel analizleri geride bırakarak süratli bir başlangıç yapmış oluyorsunuz.
Sustainfinity, kuruluşunuzun sürdürülebilirlik hedefleri doğrultusunda izlenmesi gereken KPI ve metrikleri belirlerken GRI standartlarıyla uyumlu bir platformdur. Her metriğin hangi SDG ve GRI açıklamalarıyla ilişkili olduğunu açıklar. Verilerden hareketle performansınızı yıllık veya çeyrek dönemler halinde takip edebilirsiniz.
Tüm veri girişleri tamamlandığında, platform yapay zekâ desteğiyle 100-120 sayfalık kapsamlı bir sürdürülebilirlik raporunu sadece birkaç tuşla oluşturuyor. Eldeki bu rapor; konular, performans indikatörleri, GRI indeksi ve kurumsal stratejinizle uyumlu bir biçimde düzenleniyor. Üstelik kullanıcılar istedikleri her konuda müdahale edebilir, ekleme veya iyileştirme taleplerini platformun yapay zekâsıyla paylaşabilirler.
Danışmanlar için de Bir Araç
Sustainfinity yalnızca şirketlere değil, danışmanlara da önemli bir kolaylık sunuyor. Danışmanlık şirketleri de Sustainfinity’yi kullanarak, özelleştirmeleri hızla uygulayabilir, raporu ihtiyaçlara göre düzenleyebilir ve müşterilerine çok daha hızlı sonuçlar sunabilirler.
Sustainfinity’nin yapay zekâ kullanımı, uluslararası standartlarla uyumu ve özelleştirmeye açık yapısı sayesinde, sürdürülebilirlik performansınızı yönetmek ve raporlamak hiç olmadığı kadar kolay, hızlı ve esnek hale geliyor.
Daha fazla bilgi almak için Innoem sayfasını ziyaret ederek sürdürülebilirlik raporlama süreçlerinizde yeni bir sayfa açın.
TÜRKİYE’NİN NET SIFIR YOLCULUĞU
TÜBİTAK Sanayide Yeşil Dönüşüm Çağrıları Sonuçlandı
Türkiye'nin sanayide yeşil dönüşümünü desteklemek için TÜBİTAK tarafından yürütülen 1832 Sanayide Yeşil Dönüşüm 2024-1 Çağrısı'nın sonuçları açıklandı. Yapılan değerlendirmeler sonucunda, çağrıya başvuran 73 projeden 40'ı desteklenmeye hak kazandı. Destek almaya hak kazanan ve reddedilen projelerin listelerine buradan ulaşabilirsiniz.
Firmalar, projelerinin durumunu eteydeb.tubitak.gov.tr adresinden takip edebilir. Kabul edilen projeler için destek kapsamı, proje sözleşmeleri ve diğer belgeler, reddedilen projeler için ise gerekçeli ret kararları kuruluşların KEP adreslerine gönderiliyor.
Bu projenin temel amacı, Türkiye'deki sanayi kuruluşlarının çevreye duyarlı ve sürdürülebilir üretim modellerine geçişini desteklemek. Bu geçişi sağlamak için projeler enerji verimliliği, atık yönetimi, su kullanımı ve emisyon azaltımı gibi çeşitli alanlarda yenilikçi çözümler geliştirmek için yola çıkıyor.
KURUMSAL SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK
Sürdürülebilirlik Raporlamasında GRI’ın Yükselişi
Küresel danışmanlık firması KPMG’nin 2024 Sürdürülebilirlik Raporlaması Anketi, GRI Standartlarının dünya genelinde sürdürülebilirlik raporlamasında lider konumunu koruduğunu ortaya koyuyor. Ankete göre, dünyanın en büyük 250 şirketinin (G250) %77’si ve her ülkeden en büyük 100 şirketin (N100) %71’i GRI Standartlarını kullanıyor. N100 grubu için bu oranın 2022'deki %68'den %71'e yükseldiği görülüyor.
Bölgesel bazda GRI’nin kullanımı ise dikkat çekici. Tayvan’da şirketlerin %100’ü GRI kullanırken, bu oran Singapur'da %97; Japonya, İspanya ve Güney Kore'de ise %94 seviyesinde. Bununla birlikte Pakistan (%18) ve Estonya (%24) gibi ülkelerde GRI kullanım oranlarının düşük olması, düzenlemeler ve pazar koşullarının farklı olmasından kaynaklanıyor.
Anket ayrıca, şirketlerin GRI ile birlikte diğer çerçeveleri de entegre ettiğini gösteriyor. Örneğin, G250 şirketlerinin %56’sı ve N100 şirketlerinin %41’i SASB Standartlarını da kullanıyor. Bu eğilim, sürdürülebilirlik raporlamasının çok boyutlu bir yaklaşımı benimsediğini gösteriyor.
Avrupa Birliği’nin Kurumsal Sürdürülebilirlik Raporlama Direktifi (CSRD) gibi yeni zorunlu raporlama kuralları, GRI’ın daha önemli hale gelmesine yol açıyor. Anket, GRI Standartlarını erken benimseyen şirketlerin yeni düzenlemelere daha kolay uyum sağladığını ve bu sayede rekabet avantajı kazandığını da gösteriyor.
SEKTÖREL SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK
Bankacılık Sektöründe Doğa ile İlgili Düzenlemeler
Birleşmiş Milletler Çevre Programı Finans Girişimi (UNEP FI) ve Dünya Doğayı Koruma Vakfı (WWF) tarafından ortaklaşa hazırlanan Bankaların Karşı Karşıya Bulunduğu Doğa İle İlgili Risklerde Gezinmek isimli rapor, karmaşık ve hızla değişen ortamda yol gösterici bir harita görevi görmesi amacıyla kaleme alınmış. Bankalar için doğayla ilgili en son gelişmeleri anlamak ve hükümetlerin bankacılık sektörü için tutarlı ve etkili çevresel politikalar oluşturmasını desteklemek, raporun temel hedefleri arasında.
Raporda, doğa ile ilgili düzenlemelerin hızla arttığı ancak bu alanın hâlâ belirsizliklerle dolu olduğu dile getiriliyor. Bu belirsizliklerin ise bankalar ve politikacılar için önemli bir zorluk oluşturduğu değerlendiriliyor.
Rapor üç temel noktaya odaklanıyor:
İlk olarak, doğa ile ilgili risklerin bankaların sorumlulukları içinde nasıl ele alındığı ve bu düzenlemelerin diğer politikalarla bağlantısı inceleniyor.
WWF’nin Sürdürülebilir Finansal Düzenlemeler ve Merkez Bankası Faaliyetleri (SUSREG) aracıyla yaptığı analizler, 50 ülkedeki ihtiyati düzenlemeler, taksonomiler, kurumsal açıklamalar ve özen yükümlülükleri gibi doğa ile ilgili uygulamaların genel bir değerlendirmesini sunuyor.
Politikacılar için bankalar adına doğa ile ilgili politikaların nasıl geliştirilebileceğine dair somut öneriler sunuluyor.
İtalya, Şirketlere Doğal Afet Sigortasını Zorunlu Hale Getiriyor
Avrupa Çevre Ajansı’na göre, kıta genelinde iklim kaynaklı kayıplar son on yılda yıllık %2,9 oranında arttı. İtalya'da ise özellikle sel riski öne çıkıyor. Selden etkilenen şirketlerin iflas etme olasılıkları %7 artarken, hayatta kalanlar işletmeler genellikle üç yıl içinde gelirlerinde %5 düşüş yaşıyor.
Küçük ve orta ölçekli işletmelerin büyük bir kısmının bu tip durumlara karşı korunmasız olduğu gerçeğinden yola çıkan İtalyan hükümeti, 1 Ocak 2025 itibarıyla tüm şirketlere iklim kaynaklı afetlere karşı sigorta yaptırma zorunluluğu getirme kararı aldı. Avrupa genelinde hızla artan iklim kaynaklı zararlar göz önüne alındığında, bu tür düzenlemelerin şirketlerin risklerini daha iyi yönetmesine katkı sağlamak amacıyla geliştirildiği açık.
Yasanın tek amacı şirketlere finansal koruma sağlamak değil. Yasada aynı zamanda şirketleri risk azaltıcı önlemler almaya da teşvik eden maddeler de mevcut. Sel koruma sistemleri veya erken uyarı teknolojileri gibi çözümlerle, sigorta maliyetleri düşürülebilir ve çevresel etkiler azaltılabilir. Ayrıca, devlet destekli 5 milyar Euro’luk reasürans fonu, bu sürecin finansal sürdürülebilirliğini destekliyor.
Reasürans fonu; sigorta şirketlerinin üstlendikleri riskleri paylaşarak büyük kayıplara karşı korunmasını sağlayan bir finansal güvence mekanizmasıdır.
İKLİM/TEKNOLOJİ
Sürdürülebilirlik Hedeflerine Ulaşmada Yapay Zekâ ve Verinin Gücü
Geçtiğimiz Kasım ayında Bakü'de düzenlenen COP29, şüphesiz birçok konunun yanında iklim hedeflerini gerçekleştirmek için yapay zekâ ve veri toplamanın önemini de bir kez daha ortaya koydu. Dünyanın dört bir yanından liderler, şirketler ve STK’lar, çevresel etkileri azaltmak için çözüm yollarını tartışırken, üzerinde varılan ortak görüş ise teknolojinin bu süreci hızlandırabileceğiydi.
Küresel yazılım firması SAP’ın Sürdürülebilirlik ve Ticaret Direktörü Sophia Mendelsohn, sürdürülebilirlik verilerinin aslında her şirketin ERP sisteminde mevcut olduğunu ve bu verilerin doğru şekilde kullanılmasının büyük bir fark yaratabileceğini belirtiyor. Avrupa Birliği’nin CSRD düzenlemesi dünya genelinde şirketleri çevresel etkilerini şeffaf bir şekilde raporlamaya zorluyor. Bu durum, SAP, Microsoft ve Salesforce gibi teknoloji devleri için büyük bir pazar fırsatı anlamına geliyor.
Yapay zekâ ve büyük dil modelleri gibi yenilikler karbon emisyonlarının izlenmesi ve raporlanması noktasında büyük kolaylıklar sağlıyor. Ancak, bu altyapının genişlemesi enerji tüketimini artırarak çevresel zorlukları da beraberinde getiriyor. Bu nedenle, şirketlerin Bilgi Teknoloji yatırımlarını sürdürülebilirlik girişimlerini desteklemek için kullanması önemli bir strateji olarak öne çıkıyor.
Mendelsohn'a göre, etkili iklim eylemleri için küresel uyumlu politikalar, sağlam karbon muhasebesi çerçeveleri ve gelişmiş teknoloji çözümleri şart. COP29 gibi etkinlikler, yalnızca tartışma platformları değil, somut değişimlerin başlangıç noktası olmalı.
REGÜLASYONLAR
Sürdürülebilirlik Raporlamasında Zor Sorulara Yanıtlar
Şirketlerin sürdürülebilirlik raporu hazırlama yolculuğu, karmaşık bir labirentte yolunu bulmaya benziyor. Avrupa Sürdürülebilirlik Raporlama Standartları (ESRS), bu yolculuk için kapsamlı bir harita sunsa da pratikte birçok belirsizlik ve teknik sorunun olduğu da aşikâr.
Bu karmaşıklığı gidermek için, EFRAG (Avrupa Finansal Raporlama Danışma Grubu), ESRS'nin belirli yönleri hakkında rehberlik sağlayan Yeni Teknik Açıklamalar raporunu yayınladı. Rapor, Ocak-Kasım 2024 tarihleri arasında EFRAG'a yöneltilen sorulara istinaden hazırlandı.
Bu sorulardan en önemlileri şunlar:
Şirketlerin faaliyetlerini ESRS sektörlerine nasıl eşleştireceği ve belirli sektör tanımlarının nasıl yorumlanacağı
Belirli bir metriğin (örneğin; iş kazası oranı, enerji tüketimi vb.) nasıl hesaplanacağı ve hangi metodolojinin kullanılacağı
ESRS'nin aşamalı olarak uygulanmasına ilişkin geçiş hükümlerinin nasıl uygulanacağı ve hangi şirketlerin bu hükümlerden yararlanabileceği
Belirli bir sürdürülebilirlik konusunun hangi raporlama kapsamına (örneğin; şirketin kendi operasyonları, değer zinciri vb.) dahil edilmesi gerektiği
Ülkelerdeki veri toplama kısıtlamalarının nasıl ele alınacağı ve hangi bilgilerin raporlanacağı
AVRUPA YEŞİL MUTABAKATI
CLP Yönetmeliği Güncellendi
Avrupa Birliği, kimyasalların insan sağlığı ve çevre üzerindeki etkilerini azaltmak ve sürdürülebilir bir kimya endüstrisi oluşturmak amacıyla 2008 yılında Kimyasalların Sınıflandırılması, Etiketlenmesi ve Paketlenmesi (CLP) Yönetmeliğini yürürlüğe koymuştu. Ancak değişen tüketici alışkanlıkları, teknolojik gelişmeler ve artan çevresel farkındalık yasanın güncellenmesini kaçınılmaz hale getirdi.
Bu gelişmelere istinaden bu yıl yasa revize edildi ve 10 Aralık tarihinde yürürlüğe girdi. Revize edilen CLP Yönetmeliği, insan sağlığını ve çevreyi tehlikeli maddelerden korumanın yanında rekabetçi bir kimya endüstrisi oluşturmayı hedefliyor.
Peki, bu revizyon tam olarak neler getiriyor?
CLP yasasının revizyonu ile birlikte, çevrimiçi mağazalar artık web sitelerinde satılan kimyasalların tehlikeli özelliklerini açıkça göstermek zorunda.
Katlanabilir ve dijital etiketlerle etiketleme kolaylaştırılıyor, tüketicilerin kimyasal ürün bilgilerine daha rahat ulaşması hedefleniyor.
Reklamlar ve çevrimiçi tekliflerde kimyasal tehlikeler hakkında bilgi verilmesi zorunlu hale getiriliyor.
Ev tipi kimyasalların dolum istasyonlarında güvenli satışı için kurallar getirilerek ambalaj atıkları azaltılmak ve sürdürülebilirlik desteklenmek isteniyor.
Karmaşık maddelerin, özellikle uçucu yağlar gibi doğal içeriklerin, sınıflandırılmasında açık kurallar getiriliyor.
Yönetmeliğin uygulanmasına ilişkin yükümlülükler sektörler için 1 Temmuz 2026'dan itibaren geçerli. Ancak etiket formatı gibi bazı kurallar ise 1 Ocak 2027'den itibaren uygulanacak.
AB Hava Kalitesi Yasasında Revizyon
İlk olarak 2008 yılında kabul edilen Ortam Hava Kalitesi Direktifi, 10 Aralık 2024 tarihinde revize edildi. Yasanın revize edilmesinin ardındaki temel neden; hava kirliliğinin Avrupa'da yaklaşık 250.000 erken ölüme sebep olması ve AB ekonomisine 850 milyar avroluk faturası.
Hava kirliliği; felç, kanser ve diyabet gibi ciddi hastalıklara neden olan en büyük çevresel sağlık tehdidi olarak kabul ediliyor. Partikül madde, nitrojen dioksit ve ozon gibi kirleticiler, özellikle savunmasız grupları etkileyerek yaygın sağlık sorunlarına yol açıyor.
Revize edilen yasa ile getirilen değişiklikler ise şunlar:
PM2.5 sınır değeri yarıdan fazla düşürülüyor. Bu en yaygın kirleticinin azaltılmasıyla sağlık risklerinin en aza indirilmesi hedefleniyor.
Toplam 12 hava kirleticisi için izin verilen seviyeler yeniden belirleniyor. Bunlar arasında nitrojen dioksit (NO2), nitrojen oksitler (NOx), kükürt dioksit (SO2), ozon (O3), karbon monoksit, benzen, benzo(a)piren, arsenik, kadmiyum, nikel ve kurşun bulunuyor.
Hava kirliliği seviyeleri 2030 standartlarının üzerinde çıkarsa, üye devletlerin zamanında uyum sağlamak için gerekli önlemleri alması gerekiyor.
Yerel yönetimlere hava kalitesi planlarını iyileştirmeleri ve standartlara uyum sağlamaları için daha fazla destek sağlanması amaçlanıyor.
Hava kirliliği nedeniyle sağlık sorunları yaşayan kişilere, AB hava kalitesi kurallarının ihlal edilmesi durumunda tazminat hakkı tanınıyor.
Üye devletler, geçerli bir gerekçe sunup yol haritası hazırlayarak yeni standartlara uyum için ek süre alabiliyor.
ETKİNLİKLER
Bu Hafta Hangi Sürdürülebilirlik Etkinlikleri Var?
CS3D ile Kurumsal Sürdürülebilirlikte Yeni Dönem
📍 Mekan: Çevrimiçi
📅 Tarih: 19 Aralık 2024, Perşembe
⏰ Saat: 14:00-15:30
👥 Düzenleyen: Yeşil Büyüme
ℹ️ Açıklama: Avrupa Birliği'nin sürdürülebilirlik çerçevesindeki en önemli düzenlemelerinden biri olan Kurumsal Sürdürülebilirlik Özen Yükümlülüğü Direktifi (CS3D), işletmelerin stratejilerini yeniden şekillendiriyor. Yeşil Büyüme olarak düzenlediğimiz bu ücretsiz webinarda, CS3D’nin detaylarını, işletmeler için getirdiği yükümlülükleri ve uyum süreçlerini ele alacağız.
Webinarda Ele Alınacak Konular:
CS3D'nin kapsamı ve AB Yeşil Mutabakatı ile bağlantıları
Zaman çizelgesi ve uyum adımları
Özen yükümlülüğü kapsamında yapılması gerekenler
İklim geçiş planları ve risk yönetimi
Hukuki sorumluluklar ve olası yaptırımlar
🔗 Kayıt için: Webinar Kayıt (Katılım Ücretsizdir)
PAYLAŞ VE KAZAN
Sürdürülebilirlik Raporu Hazırlama Rehberi
Aşağıdaki size ait linki kopyalayıp 1 arkadaşınızın bültenimize kayıt olmasını sağladığınızda ”Sürdürülebilirlik Raporu Hazırlama Rehberi 2024” ücretsiz olarak mail kutunuzda olacak.
Size Özel Paylaşım Linki (Kopyalayıp Paylaşabilirsiniz): https://bulten.yesilbuyume.org/subscribe?ref=PLACEHOLDER
BİTERKEN
Yeşil Büyüme ile İşbirliği Yapın
Dinamik Regülasyonlara uyum ve sürdürülebilirlik alanındaki deneyimimizden faydalanmak isterseniz işte Yeşil Büyüme’nin size değer katabileceği alanlar:
Kurumsal Sürdürülebilirlik Eğitimleri - Başta GRI, CSRD ve TSRS raporlama çerçevelerini kapsayan, kurum ve sektöre özel sürdürülebilirlik ve raporlama eğitimleri için irtibata geçin.
Sürdürülebilirlik Raporlaması Danışmanlığı - Şirketinizin sürdürülebilirlik çalışmalarının, risk ve fırsatların üst bakışla raporlara yansıtılması için iletişime geçin.
Sürdürülebilirlik İletişimi- Çoğunluğu yönetici seviyesinde 9000+ abone ve 28.000+ sosyal medya takipçisi ve ~20.000 Websitesi okuyucusuna mesajınızı iletin. Kapsamlı işbirliği paketi için irtibata geçin.