Yeşil Büyüme Haftalık Bülten - 130

Merhaba, Yeşil Büyüme'nin Haftalık Bülteni'ne hoş geldiniz. Sürdürülebilirlik alanında çabalar somutlaşır ve yoğunlaşırken siz de olan biteni yakından takip edin. Keyifli okumalar!

Bu bültende ele aldığımız başlıca konular şu şekilde;

  • TIDIP: Türk Sanayisinin Karbonsuzlaşma Yolculuğu Başladı

  • Karbon Depolama ve ESG Derecelendirmelerinde Yeni Standartlar

  • Eurosif'in Sürdürülebilir Yatırımları için Sunduğu Öneriler

  • Ormansızlaşmaya Karşı Somut Adımlar

  • IFRS'den Yeni Eğitim Materyali

  • Uluslararası Adalet Divanı İklimle İlgili Bilimsel Destek Arayışında

TÜRKİYE’NİN NET SIFIR YOLCULUĞU
Sanayinin Yeşil Dönüşümünde Kritik Adım

Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, ülkemizin 2053 net sıfır emisyon hedeflerine ulaşması için "Türkiye Endüstriyel Karbonsuzlaştırma Yatırım Platformu (TIDIP)" girişimini başlattı. Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD), Uluslararası İmar ve Kalkınma Bankası (IBRD) ve Uluslararası Finans Kurumu (IFC) gibi önemli uluslararası kuruluşların finansmanıyla hayata geçirilen platform, sanayinin yeşil dönüşümü için gerek duyulan yatırımları desteklemeyi ve ülkemizin sürdürülebilir kalkınma amacına katkı sağlamayı hedefliyor.

TIDIP, 2030 yılına kadar sanayi yatırımları için 5 milyar dolar finansman sağlamayı ve yılda 20 milyon tondan fazla karbon emisyonunu azaltmayı amaçlıyor. Platform, başta çelik, alüminyum, çimento ve gübre gibi enerjinin yoğun olduğu endüstriler için başlayacak ve sonrasında cam, seramik ve kimyasallar gibi yeşil dönüşümde kritik öneme sahip diğer endüstrileri de kapsayacak şekilde genişletilecek.

TIDIP'in dört ana hedefi şöyle:

  • Sanayinin karbon emisyonlarını azaltmak.

  • Enerji verimliliğini artırmak.

  • Düşük karbon teknolojilerine geçişi hızlandırmak.

  • Yeni yatırımları teşvik ederek çevresel faydalar elde edilmesini sağlamak.

Platform, Avrupa Yeşil Mutabakatı ve Sınırda Karbon Düzenlemesi Mekanizması'nı dikkate alarak Türk sanayisinin AB pazarındaki rekabet gücünü korumayı hedefliyor. Ayrıca TIDIP, sanayi paydaşları ve uluslararası finans kuruluşlarını bir araya getirerek ortak eylemler geliştirilmesine de olanak tanıyacak.

TÜBİTAK’tan Sürdürülebilir Gıda Sistemleri için Proje Çağrısı

Avrupa’nın gıda sistemlerini daha sürdürülebilir, dirençli ve yenilikçi bir geleceğe taşımayı hedefleyen FutureFoodS 2024 Çağrısı geçtiğimiz günlerde başvurulara açıldı. TÜBİTAK’ın da dahil olduğu ve 19 ülkeden 36 fonlama kuruluşunun desteğiyle toplamda 40 milyon Euro’luk ortak fon sunan bu girişim, Türkiye’den katılacak araştırmacılar için TÜBİTAK 1071 destek programı üzerinden finansman sağlıyor.

Çağrının konu başlıkları ise şu şekilde:

  • Sürdürülebilir ve dirençli gıda sistemlerine geçiş

  • Yeni gıdalar - talep ve arzın yeniden yönlendirilmesi yoluyla yenilikleri teşvik etme

  • Sürdürülebilir gıda tercihlerini güçlendirme

Önemli tarihler ve başvuru süreçleri hakkında bilgi almak için çağrı detaylarına FutureFoodS internet sitesinden ya da TÜBİTAK'ın ilgili sayfasından ulaşabilirsiniz.

AVRUPA YEŞİL MUTABAKATI
AB’nin Sürdürülebilirlik Regülasyonlarını Birleştirme Planı

AB, sürdürülebilirlik alanındaki regülasyonları daha yalın ve rekabetçi bir çerçevede birleştirme yönünde önemli bir adım atıyor. Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen geçtiğimiz günlerde AB Yeşil Mutabakatı'nın önemli düzenlemelerinden Kurumsal Sürdürülebilirlik Raporlama Direktifi (CSRD), AB Taksonomi Regülasyonu ve Kurumsal Sürdürülebilirlik Durum Tespiti Direktifi (CS3D)'yi tek bir omnibus yasa altında birleştirme planını duyurdu.

Bu yeni girişim, AB'nin rekabet gücünü artırma ve şirketlerin üzerindeki raporlama yüklerini hafifletme hedeflerinin bir parçası. Aslında von der Leyen'in duyurduğu bu plan, Avrupa Merkez Bankası eski Başkanı Mario Draghi tarafından Eylül ayında kaleme alınan ve “Avrupa Rekabetçiliğinin Geleceği” raporuna ve Budapeşte Deklarasyonu’nda belirtilen %25 oranında raporlama yükü azaltma hedefine dayanıyor.

Von der Leyen’in açıklamasına göre, bu girişim yasaların içeriğini değiştirmeyi değil, raporlama yüklerini azaltmayı ve düzenlemeleri daha anlaşılır hale getirmeyi hedefliyor. Draghi’nin önerileri doğrultusunda, tüm yeni düzenlemelerin maliyet, uyum ve idari yüklerini ölçmek için rekabetçilik testi uygulanması öngörülüyor.

Yeşil Büyüme ESG Uyum Direktörü Burak Yorulmaz bu yeni omnibus yasa ile ilgili tüm detayları yesilbuyume.org'da yayımlanan yazısında kaleme aldı. Yazıya buradan ulaşabilirsiniz.

Karbon Depolama ve ESG Derecelendirmelerinde Yeni Standartlar Geliyor

Geçtiğimiz hafta Avrupa Yeşil Mutabakatı kapsamında iki önemli gelişme yaşandı. İlk gelişme Avrupa Konseyi'nin 25 Kasım 2024 tarihinde, kalıcı karbon giderimleri, karbon çiftçiliği ve ürünlerde karbon depolama için sertifikasyon çerçevesini onaylaması.

Düzenleme atmosferik karbonun uzun süreli depolanması, ürünlerde karbon depolama ve arazi ile ormanlarda karbon tutulumunu artıran faaliyetleri kapsıyor. Faaliyetlerin sertifikalandırılabilmesi için ise net karbon azaltımı sağlaması, mevzuatın ötesinde ek fayda yaratması, uzun vadeli karbon depolamayı hedeflemesi ve çevreye zarar vermemesi gerekiyor.

Sertifikasyon kapsamında işletmelerin faaliyetleri bağımsız denetimden geçerek izleme, doğrulama ve raporlama kurallarına tabi olacak. Bununla birlikte sertifikalı faaliyetler için şeffaflık sağlamak amacıyla düzenlemenin yürürlüğe girmesinden dört yıl sonra AB çapında bir elektronik kayıt sistemi oluşturulması da planlar arasında. Düzenleme yürürlüğe girmesinin ardından tüm üye ülkelerde doğrudan uygulanacak.

Bir diğer gelişme ise Avrupa Konseyi'nin ESG derecelendirme faaliyetlerine ilişkin yeni bir düzenlemeyi onaylaması. Bu düzenleme, ESG derecelendirme hizmetlerini daha şeffaf ve tutarlı hale getirerek yatırımcıların sürdürülebilir finansal ürünlere olan güvenini artırmayı hedefliyor. Yeni kurallar, özellikle metodoloji ve bilgi kaynaklarına dair şeffaflık ile çıkar çatışmalarını önlemeyi amaçlıyor.

Düzenleme, ESG derecelendirme sağlayıcılarının Avrupa Menkul Kıymetler ve Piyasalar Otoritesi (ESMA) tarafından yetkilendirilmesini ve denetlenmesini zorunlu kılıyor. Çıkar çatışmalarını önlemek için iş ve faaliyetlerin ayrılması da düzenlemenin temel prensiplerinden biri.

PODCAST
Kurumsal Sürdürülebilirlik Mümkün'ün 7. bölümü yayında!

Bu hafta Yeşil Büyüme Podcast serisinde IRENA'nın kritik mineraller raporunu inceliyor, Almanya’daki iklim teknolojisi girişimlerinden bahsediyoruz. Ayrıca CDP ve EFRAG’in sürdürülebilirlik raporlamasındaki iş birliğine de göz atıyoruz.

Yine çok keyifli ve bilgilendirici bir yayın sizi bekliyor!

KURUMSAL SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK
Eurosif'in Sürdürülebilir Yatırımları Artırmak için Sunduğu Öneriler

Eurosif (Avrupa Sürdürülebilir Yatırım Forumu), AB politikacıları için sürdürülebilir büyümeyi hızlandıracak yatırımları artırmayı amaçlayan bir yol haritası yayınladı. Raporda bizim en çok dikkatimizi çeken konu; tüketicilere ve yatırımcılara sunulan sürdürülebilirlik bilgilerinin kalitesinin iyileştirilmesi. Bu bilgilere özellikle yatırımcıların bilinçli finansman kararları alabilmeleri için ihtiyaç duyulduğu belirtiliyor. Bu nedenle, kurumsal sürdürülebilirlik raporlamalarının kalitesinin, karşılaştırılabilirliğinin ve güvenilirliğinin artırılmasının önemine vurgu yapılıyor.

Bununla birlikte raporda AB politikacılarına sürdürülebilir yatırımları artırmak için 5 öneri sunuluyor:

  • AB'nin "sürdürülebilir", "geçiş" ve "etki" yatırımları gibi terimleri net tanımlamaması, yeşil yıkamaya (greenwashing) yol açarak yatırımcıları yanıltabiliyor. Raporda AB'nin bu belirsizliği gidermek için terimleri nesnel kriterlerle tanımlayıp sosyal yatırımlar için standartlar oluşturabileceği belirtiliyor.

  • Yatırımcılar, sürdürülebilir yatırım kararları almak için AB Taksonomisi gibi araçlar kullanıyor. Bu araçların eksik ve karmaşık olması, doğru kararlar alınmasını zorlaştırarak piyasa güvenini olumsuz etkiliyor. Rapor AB'nin bu araçları daha anlaşılır ve standart hale getirerek sürdürülebilir yatırımların potansiyelini artırabileceğini ifade ediyor.

  • Yatırımcıların sürdürülebilirlik performansını artırmak için şirketlerle etkileşimi önemli. Fakat mevcut engeller bu süreci zorlaştırıyor. AB, bu süreci kolaylaştırmak için yönetişim kodu oluşturmalı, Hissedar Hakları Direktifi'ni gözden geçirmeli ve kuralları netleştirmelidir. Bu adımlar, raporda önerildiği gibi, finans kuruluşlarının özen yükümlülüğünü güçlendirerek sürdürülebilirliği teşvik edebilir.

  • Yatırımcıların bilinçli kararlar alabilmesi için kaliteli sürdürülebilirlik bilgilerine ihtiyacı var. AB ise bunu sağlamak adına kurumsal sürdürülebilirlik raporlamasını ve iklim hedeflerine dair açıklamaları iyileştirebilir. Böylece güvenilir bilgiye erişimi artırarak yatırımcı kararlarını da güçlendirebilir.

  • Perakende yatırımcıların sürdürülebilir yatırımlara erişimi için açıklamalar basitleştirilmeli, finansal danışmanlar eğitilmeli ve uygun finansal ürünler sunulmalıdır. Raporda bu adımların sürdürülebilirliğe yönelik yatırım tercihlerinin yaygınlaşmasına katkı sağlayacağı ifade ediliyor.

Eurosif'in önerileri, sürdürülebilir yatırımların önündeki belirsizlikleri gidermeyi hedefliyor. Böylece yatırımcılar, daha bilinçli ve güvenilir kararlar alabilecek net adımlara sahip olacaklar.

Birleşik Krallık Yeşil Taksonomi Çalışmalarına Başladı

Birleşik Krallık hükümeti, ülkenin sürdürülebilir finans çerçevesini güçlendirmek ve düşük karbonlu ekonomiye geçişi desteklemek amacıyla Yeşil Taksonomi oluşturulması için bir danışma sürecini başlattığını duyurdu. Taksonominin temel amacı, sürdürülebilirlik hedefleriyle uyumlu ekonomik faaliyetlere yatırımları teşvik ederek özel sektör kaynaklarını harekete geçirmek ve yeşil yıkama riskini azaltmak. Türkiye Yeşil Taksonomi Taslağı'nın duyurulduğu bu dönemde Birleşik Krallık'tan da böyle bir adımın gelmiş olması oldukça önemli.

Yeşil Taksonomi, özellikle ekonomik faaliyetler düzeyinde bilgi sağlama amacıyla tasarlandığı için, diğer sürdürülebilirlik girişimlerinden ayrılan bir mekanizmadır. Raporlama çerçeveleri gibi işletme seviyesinde bir açıklamaya değil de faaliyet seviyesinde bir açıklamaya odaklanır. Bu özellik, çok çeşitli kullanıcıların belirli faaliyetlerin çevresel etkilerini ve süreçlerini değerlendirmesine olanak tanıyor.

Birleşik Krallık, Yeşil Taksonomi tasarımında diğer ülkelerin deneyimlerinden yararlanmayı hedefliyor. Özellikle geçiş faaliyetleri yönünden diğer uygulamalar detaylıca inceleniyor. Örneğin zikredilen modeller arasında:

  • Faaliyetleri bir trafik ışığı modeliyle kategorize eden Singapur, ve

  • Geçiş faaliyetlerini belirli eşikler ve güncellenebilir kriterlerle taksonomiye dahil eden AB bulunuyor.

Ayrıca, firmalar ve yatırımcılar, sermaye harcamalarını taksonomiye göre değerlendirerek geçiş planlarına bir girdi oluşturabilir. Ancak bu yaklaşımlar hâlâ geri bildirim ve geliştirme aşamasında. Birleşik Krallık ayrıca hali hazırda gerek AB gerek Singapur Taksonomileri gibi taksonomilere raporlama yapan ulusal şirketlerinin de tecrübelerinden yararlanmayı düşünüyor.

Türkiye ve AB Taksonomisi ile Karşılaştırmalar

Birleşik Krallık’ın danışma süreci, Türkiye’nin kendi Yeşil Taksonomi taslağı için de öğretici bir yol haritası sunuyor. AB Taksonomisi’nden esinlenen Türkiye, özellikle karbon yoğun sektörlerde çevresel sürdürülebilirliği sağlama ve uluslararası standartlara uyum çabalarını sürdürüyor. Fakat Türkiye Taksonomisi de hala taslak halinde. Dolayısıyla Birleşik Krallık'ta yürütülen çalışmalar yakından takip edilebilir ve buradan da yararlanılabilir. Ayrıca Birleşik Krallık'ta faaliyet gösteren Türkiye şirketleri veya oradan finansman alan Türk şirketleri de bu süreci yakından takip etmeliler.

SEKTÖREL SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK
Ormansızlaşmayı Önlemek için Şirketlerin Atması Gereken Adımlar

Ormansızlaşmanın neden olduğu sonuçları giderek daha fazla hissederken, bu kayıpları önlemenin yolunun şirketlerin sorumluluk alıp somut adımlar atmasından geçtiğini biliyoruz. Şirket ve kuruluşlara emisyon azaltım hedeflerinde bilimsel tabanlı yol haritaları geliştiren SBTi (Bilim Temelli Hedefler Girişimi), orman, arazi ve tarım sektörlerinde faaliyet gösteren şirketlere yönelik olarak geliştirdiği FLAG Kılavuzu'nda, yapılması gerekenleri ayrıntısıyla açıklıyor. Şirketlerin ormansızlaşmayı durdurma yolunda somut adımlar atmalarına yardımcı olan rehber, sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmak için de pratik çözümler sunuyor.

SBTi FLAG Kılavuzu Nedir? Küresel sera gazı emisyonlarının yaklaşık dörtte biri (%22) tarım, ormancılık ve diğer arazi kullanımından kaynaklanmaktadır. SBTi FLAG Kılavuzu, şirketlerin Paris Anlaşması hedefleri doğrultusunda hareket etmelerine yardımcı olur. Şirketlerin arazi kullanımından kaynaklanan sera gazı emisyonlarını azaltmak için yol haritası sunar ve bu rehber, ormansızlaşma ile mücadelede önemli bir rol oynar.

FLAG Kılavuzu'nda yer alan anahtar hususları, API'nın çalışmasından da faydalanarak, sizler için daha anlaşılır ve basit hale getirdik:

  • Hangi Şirketlerin FLAG Hedefi Belirlemesi Gerekiyor? FLAG Kılavuzu, tarım, ormancılık ve hayvancılık gibi sektörlerde faaliyet gösteren veya bu alanlardan kaynaklı emisyonları toplam emisyonlarının %20'sinden fazla olan tüm şirketlerin, FLAG hedefleri belirlemesini şart koşar. Örneğin, gıda üretimi, kereste ve kâğıt ürünleri ya da hayvansal ürünler ticareti yapan şirketler bu kapsamda yer alır.

  • Ormansızlaşma Taahhüdü Nedir ve Neden Önemlidir? Ormansızlaşma taahhüdü, şirketlerin doğal ormanların kaybına neden olmayacak şekilde hareket etmesini ifade eder. Bu taahhütler, tüm tedarik zincirini kapsamalıdır ve şirketler 2020 veya daha önceki bir tarih itibarıyla ormansızlaşmayı durdurmayı taahhüt etmelidir. Özellikle soya, palm yağı, kereste gibi ormansızlaşma riski yüksek ürünlerde bu taahhüt hayati önem taşır. Şirketlerin bu taahhütleri en geç 2025’e kadar yerine getirmesi beklenir.

  • Hangi Ürünler Ormansızlaşma Riski Taşıyor? Başlıca riskli ürünler şunlardır: Sığır eti, kakao, palm yağı, soya, kereste, ahşap lifleri, kauçuk, kahve ve hayvansal ürünler (ör. süt, deri). Şirketler ayrıca, bu ürünleri içeren hayvan yemleri gibi dolaylı ürünler için de taahhütler vermelidir.

  • Şirketlerin Hedef Tarihlerini Belirlerken Dikkat Etmesi Gerekenler Nelerdir? SBTi, şirketlerin ormansızlaşmayı önlemek için 2025’i hedef tarih olarak belirlemesini şart koşuyor. Ayrıca, tedarik zincirlerinde etkili izleme ve denetim mekanizmalarının kurulması da öneriliyor.

  • Şirketler Hedeflerini Yerine Getiremezse Ne Olur? Şirketlerin hedef tarih sonrasında eksikliklerini açıkça duyurması ve ilerleme için yeni bir zaman çizelgesi oluşturması gerekir. İyileştirme süreçleri hızlı bir şekilde hayata geçirilmelidir.

  • İlerleme Nasıl Raporlanmalı? Şirketler, yıllık raporlar sunarak taahhütlerine dair ilerlemelerini paylaşmalıdır. CDP anketi veya benzeri metrikler kullanılarak, tedarik zincirlerinin ne kadarının ormansızlaşmadan arındırıldığı ve hangi yöntemlerin kullanıldığı gibi bilgiler bu raporlarda yer almalıdır.

Sonuç olarak, FLAG Kılavuzu'nun sunduğu rehberlik, şirketlere yalnızca sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmaları için değil, aynı zamanda iklim değişikliğiyle mücadelede etkili adımlar atmaları için bir çerçeve sunuyor.

REGÜLASYONLAR
IFRS'den Yeni Eğitim Materyali

Hep söylüyoruz, sürdürülebilirlik raporları, şirketlerin bu alandaki yolculuklarının bir dökümü ve kendilerine tuttukları bir ayna gibi görülmeli. Dolayısıyla, şirketlerin doğru ve kapsamlı raporlama yapmaları, sürdürülebilirlik çabalarının şeffaf ve etkili olmasını sağlamak açısından oldukça kritik. Standart belirleyici kurumlar da henüz olgunlaşmamış olan sürdürülebilirlik raporlaması alanının bir an önce belli bir seviyeye gelmesi için uğraşıyorlar.

Bu kapsamda, TSRS metnine de kaynaklık eden IFRS Vakfı, S1 ve S2 standartlarının kullanımında şirketlere rehberlik etmesi maksadıyla bir eğitim materyali yayımladı. Bilindiği üzere IFRS standartları ülkemiz dışında da birçok ülke ve yargı bölgesinde de kullanılmaya başlandı.

IFRS, bu eğitim materyalinde S1 ve S2'nin nasıl ele alınması gerektiğinin yanı sıra, bu standartların ESRS ve GRI standartlarıyla nasıl uyumlu bir şekilde kullanılabileceğine dair de önemli bilgiler veriyor. Birlikte çalışabilirlik hususları ile ilgili değinilen konular şöyle:

  • ISSB standartlarındaki "önemli bilgi" tanımı, ESRS'deki "finansal önemlilik" ile paralel. Her iki standart da, finansal raporları kullananların kararlarını etkileyebilecek bilgilerin raporlanmasını şart koşuyor. Ancak ESRS, ayrıca "etki önemliliği" kavramını da içeriyor. Yani, bir şirketin faaliyetlerinin insanlar ve çevre üzerindeki etkilerinin de raporlanması gerekiyor.

  • GRI standartları, bir şirketin ekonomi, çevre ve insan hakları gibi alanlarda toplum üzerindeki etkilerine odaklanırken, ISSB standartları, esas olarak yatırımcılar ve kredi verenler gibi finansal kullanıcılara hitap ediyor. Bu nedenle ISSB, GRI'ya kıyasla daha dar bir kapsam sunuyor.

Ayrıca IFRS şirketlerin önemli bilgileri gizlememesi gerektiğini vurguluyor. Bunun için yapılması gerekenler ise şöyle;

  • Şirketler, ESRS ve GRI'ya göre önemli olarak belirlenen bilgilerin, ISSB standartlarına göre de önemli olup olmadığını değerlendirmelidir.

  • Şirketler, yatırımcılar gibi birincil kullanıcılar için önemli olan bilgileri, diğer paydaşlara yönelik bilgilerden ayrı ve net bir şekilde sunmalıdır.

  • Şirketler, hangi standartları kullandıklarını ve bu standartları raporlarında nasıl uyguladıklarını açık bir şekilde belirtmelidir.

Yukarıda da belirttiğimiz üzere, IFRS'nin belirttiği bu gereklilikler, Türkiye Sürdürülebilirlik Raporlama Standartları’nı da doğrudan etkilemekte. TSRS yükümlüsü olan şirketler, bu standartların uluslararası gelişmelerle paralel olarak hazırlandığını unutmamalı. TSRS kapsamında raporlama yapması gereken şirketlerin bu materyale mutlaka göz atmaları, sürdürülebilirlik raporlamasında uluslararası uyumu yakalamaları açısından önemli.

İKLİM/TEKNOLOJİ
Uluslararası Adalet Divanı İklimle İlgili Bilimsel Destek Arayışında

Geride bıraktığımız COP29'da da gördüğümüz üzere artık 'iklim diplomasisi' diye bir gerçek var ve iklim konuları uluslararası ilişkilerin bir parçası haline gelmiş durumda.

Az gelişmiş ülkelerin büyük kirleticilere yönelttiği 'tarihi sorumluluk' iddiaları, sular altında kalma riski altındaki ada devletlerinin durumu, yeşil yıkama iddiaları ya da fosil yakıt şirketlerinin faaliyetlerinin bu şirketlere ne gibi bir sorumluluk getirdiği gibi konular ilerleyen dönemlerde devletlerin ve mahkemelerin başını çok ağrıtacak gibi duruyor.

Uluslararası Adalet Divanı da o günler için hazırlık yapma ihtiyacı duymuş olmalı ki, bizlere manalı gelen bir davete imza attı. Mahkeme, iklimle ilgili en yetkili kurum olan Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli (IPCC)'nde görev alan bilim insanlarından oluşan bir heyeti 26 Kasım tarihinde misafir ederek iklimle ilgili konularda bilim insanlarından görüş aldı.

IPCC Nedir? Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli (IPCC), iklim değişikliği ile ilgili en güncel bilimsel bilgileri değerlendirmek ve bu bilgileri karar vericilere sunmak amacıyla 1988 yılında kurulmuş bir uluslararası organizasyondur. Birleşmiş Milletler ve Dünya Meteoroloji Örgütü’nün (WMO) ortak girişimiyle oluşturulan IPCC, 195 ülkenin üye olduğu bir platformdur ve merkezi Cenevre, İsviçre’dedir.

IPCC'nin raporları, Paris Anlaşması gibi uluslararası iklim anlaşmalarının temel referans kaynaklarıdır. Raporlar, hükümetlerin iklim değişikliği ile mücadele stratejilerini belirlemelerinde yoğun olarak kullanılır. Örneğin, 2021'de yayımlanan Altıncı Değerlendirme Raporu (AR6), küresel sıcaklık artışının 1,5°C ile sınırlanmasının aciliyetini vurgulamaktadır.

IPCC, iklim değişikliğinin bilimsel temellerini, etkilerini ve uyum stratejilerini mahkeme üyelerine aktararak mahkemenin bu konudaki kararlarını daha sağlam temellere oturtmasına katkı sağlayacak. Son olarak şunu da belirtelim ki; süreç, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nun 2023 yılında ICJ'den devletlerin iklim değişikliği yükümlülüklerine dair danışma görüşü talep etmesi üzerine başlamıştı.

ETKİNLİKLER
Bu Hafta Hangi Sürdürülebilirlik Etkinlikleri Var?

CDP Türkiye Webinar Serisi: COP 29 Değerlendirme Toplantısı
📍 Mekan: Çevrimiçi
📅 Tarih: 4 Aralık 2024 Çarşamba
👥 Düzenleyen: CDP Türkiye
ℹ️ Açıklama: COP 29 zirvesinden çıkan önemli kararlar ve bunların iş dünyası üzerindeki etkileri webinarda ele alınacak. Kamu, özel sektör ve iş dünyasından uzman isimler, iklim hedeflerine ulaşmak için atılan yeni adımları ve şirketlerin bu süreçten nasıl etkileneceğini tartışılacak.
🔗 Kayıt için: Webinar Kayıt

PAYLAŞ VE KAZAN
Sürdürülebilirlik Raporu Hazırlama Rehberi

Aşağıdaki size ait linki kopyalayıp 1 arkadaşınızın bültenimize kayıt olmasını sağladığınızda ”Sürdürülebilirlik Raporu Hazırlama Rehberi 2024” ücretsiz olarak mail kutunuzda olacak.

Size Özel Paylaşım Linki (Kopyalayıp Paylaşabilirsiniz): https://bulten.yesilbuyume.org/subscribe?ref=PLACEHOLDER

BİTERKEN
Yeşil Büyüme ile İşbirliği Yapın

Dinamik Regülasyonlara uyum ve sürdürülebilirlik alanındaki deneyimimizden faydalanmak isterseniz işte Yeşil Büyüme’nin size değer katabileceği alanlar:

  1. Kurumsal Sürdürülebilirlik Eğitimleri - Başta GRI, CSRD ve TSRS raporlama çerçevelerini kapsayan, kurum ve sektöre özel sürdürülebilirlik ve raporlama eğitimleri için irtibata geçin.

  2. Sürdürülebilirlik Raporlaması Danışmanlığı - Şirketinizin sürdürülebilirlik çalışmalarının, risk ve fırsatların üst bakışla raporlara yansıtılması için iletişime geçin.

  3. Sürdürülebilirlik İletişimi- Çoğunluğu yönetici seviyesinde 9000+ abone ve 28.000+ sosyal medya takipçisi ve ~20.000 Websitesi okuyucusuna mesajınızı iletin. Kapsamlı işbirliği paketi için irtibata geçin.