- Yeşil Büyüme Haftalık Bülten
- Posts
- Yeşil Büyüme Haftalık Bülten-122
Yeşil Büyüme Haftalık Bülten-122
Merhaba, Yeşil Büyüme'nin Haftalık Bülteni'ne hoş geldiniz. Sürdürülebilirlik alanında çabalar somutlaşır ve yoğunlaşırken siz de olan biteni yakından takip edin. Keyifli okumalar!
Bu bültende ele aldığımız başlıca konular şu şekilde;
Türkiye'de Karbonsuz Enerjiye Geçişin Olası Sosyoekonomik Etkileri
Webinar Duyurusu: AB Ekotasarım Yönetmeliği Kapsamında Tekstil Sektörü
Ambalaj Şirketi Polibak SBTi İmzacısı Oldu
Net-Zero Banking Alliance (NZBA) 2024 İlerleme Raporu Yayımlandı
Sürdürülebilirlikte Doğru Sertifika Seçimi
Deniz Taşımacılığında Küresel Sera Gazı Vergisi İçin Destek Büyüyor
Yeşil Dönüşüm İnisiyatifi Başlıyor
Yeşil Büyüme olarak, daha geniş kitlelere ulaşmak isteyen tüm sürdürülebilirlik meraklılarını bir araya getiriyoruz. Yeşil Dönüşüm İnisiyatifi (YEDİ) ile Türkiye’de sürdürülebilirlik ekosisteminde fark yaratmayı hedefleyen herkes için açık bir platform sunuyoruz.
YEDİ Nedir? Sürdürülebilirlik alanında katkıda bulunmak, üretmek ve fikirlerini paylaşmak isteyen herkesi YEDİ çatısı altında topluyoruz. Akademisyenlerden bağımsız uzmanlara, sektör liderlerinden öğrencilere kadar geniş bir yelpazede, siz de bu topluluğun parçası olabilirsiniz!
TÜRKİYE’NİN NET-SIFIR YOLCULUĞU
Türkiye'de Karbonsuz Enerjiye Geçişin Olası Sosyoekonomik Etkileri
Fosil yakıt kullanımından uzaklaşarak yenilenebilir enerji temelli bir üretim ekosistemi kurmak yeşil dönüşümün en temel hedefleri arasında yer alıyor. Ancak bu dönüşümün de kendine has sosyoekonomik etkileri olacağı açık. SHURA Enerji Dönüşümü Merkezi'nin hazırladığı “Net Sıfır 2053: Türkiye'de Karbonsuz Enerjiye Geçişin Sosyoekonomik Etkileri” raporu, Türkiye'nin karbonsuz enerjiye geçişinin ekonomik ve sosyal etkilerini detaylı şekilde analiz ediyor. Rapor, enerji dönüşümünün Türkiye'nin Gayri Safi Yurtiçi Hasılası (GSYİH), imalat sanayisi ve istihdam üzerindeki etkilerini ele alarak, bu dönüşümün büyük bir fırsat sunduğunu ortaya koyuyor. Anahtar bulgular şu şekilde özetlenebilir:
Genel Ekonomik Etkiler: Karbonsuz enerjiye geçiş, sadece enerji sistemlerinde değil, sanayi yapısında ve ulaşım sektörlerinde de kapsamlı bir dönüşümü gerektiriyor. Enerji dönüşümünün GSYİH’ye etkisinin, baz senaryoya göre %-0,2 ile %2,1 arasında değişmesi bekleniyor. İstihdam üzerindeki olumlu etkiler ise %1,6 ile %6,2 arasında değişiyor, bu da önemli bir istihdam artışı potansiyeline işaret ediyor.
Finansman ve Yatırımların Rolü: Enerji dönüşümü yatırımları, döner finansman yöntemleriyle desteklendiğinde diğer sektörlerdeki yatırımları dışlamadan GSYİH ve istihdam artışını destekleyebiliyor. Dış kaynaklı finansman senaryosunda ise GSYİH’nin kendi kendini finanse eden bir modele kıyasla %1,6 oranında daha yüksek olacağı öngörülüyor.
İstihdam ve Ücret Politikaları: Yapışkan ücretlerin uygulandığı senaryoda istihdamda %2,9 ila %4,6 arasında artış bekleniyor. Ancak, bu senaryoda düşük ücretler ve daha yüksek istihdam arasındaki denge toplumsal açıdan tartışmaya açık bir konu. Adil bir dönüşüm sürecinin bu bağlamda dikkatle planlanması gerektiği vurgulanıyor.
İmalat Sanayindeki Etkiler: Fosil yakıt temelli sanayi dallarında yaşanacak kayıplar, temiz enerji kaynaklı üretim artışlarıyla büyük ölçüde dengelenecek. İmalat sanayinde dönüşümün genel etkisinin %-2,2 ile %-0,1 arasında düşük seviyelerde kalması bekleniyor. Bu noktada finansmana erişim ve dengeli bir sanayi politikası, olumsuz etkileri en aza indirmede kritik rol oynayacak.
Ticaret Dengesi: Enerji ithalatına bağımlılığın azalması, dış ticaret dengesine pozitif etki yapacak. Ekipman ithalatı artsa da genel ticaret dengesinde GSYİH’nin %1,8’i kadar olumlu bir etki bekleniyor. Temiz enerji ekipmanlarının ihracatına yönelik stratejik politikalar, daha fazla kazanç potansiyeli yaratabilir.
Toplam Fayda ve Maliyet: Enerji dönüşümünün sağlayacağı faydalar, maliyetlerin iki katı olarak öngörülüyor. 2021-2055 döneminde yıllık ortalama maliyetin 26 milyar dolar, yıllık ortalama faydaların ise 51,4 milyar dolar seviyesinde olması bekleniyor. Bu faydaların %55’inden fazlası, hava kirliliği ve karbon emisyonlarının azaltılmasıyla sağlanacak sosyal refah kazanımlarından kaynaklanacak.
Elbette belki bu rakamlara ulaşılamayabilir ancak yine de hayali bile güzel.
Webinar Duyurusu: AB Ekotasarım Yönetmeliği Kapsamında Tekstil Sektörü
Dikkatli abonelerimizin hatırlayacağı üzere, AB'nin oyun değiştirici düzenlemelerinde Sürdürülebilir Ürünler için Ekotasarım Tüzüğü Temmuz ayı itibarıyla yürürlüğe girmişti. Düzenleme kapsamında belirlenen kurallar, özellikle tekstil ve hazır giyim sektörü için önemli yenilikler getiriyor. Yeşil Mutabakat ve döngüsel ekonomi çerçevesinde hazırlanan bu düzenlemeyle birlikte, ürünlerin daha uzun ömürlü olması, geri dönüştürülebilirlik, kaynak verimliliği ve zararlı madde kullanımının azaltılması gibi alanlarda yeni standartlar getirilecek.
T.C.Ticaret Bakanlığı ve İstanbul Tekstil ve Konfeksiyon İhracatçı Birlikleri (İTKİB) iş birliği ile düzenlenecek "Eko-Tasarım Webinarı" bu konulara odaklanarak, sektör temsilcilerine detaylı bilgi verecek. Ayrıca, Yeşil Mutabakat Uyum Projesi desteği hakkında önemli duyurular yapılacak.
Webinara katılmak ve sektörünüzü bu yeni düzenlemelere hazırlamak için buradan kayıt olabilirsiniz.
Webinar Programı:
Açılış Konuşmaları
Sayın Mustafa TUZCU (Ticaret Bakan Yardımcısı)
Sayın Mustafa GÜLTEPE (TİM & İTKİB Başkanı)AB Sürdürülebilir Ürünler için Ekotasarım Mevzuatı ve Türk Tekstil & Konfeksiyon İhracatçılarına Yansımaları
Uluslararası Anlaşmalar ve Avrupa Birliği Genel MüdürlüğüTicaret Bakanlığı Responsible Desteği Tanıtımı
İhracat Genel MüdürlüğüSoru / Cevap
🗓️ Tarih: 4 Ekim 2024
🕜 Saat: 10:00 - 12:00
Ambalaj Şirketi Polibak SBTi İmzacısı Oldu
İklim değişikliğinin iş dünyasına olan en büyük etkilerinden biri de şirketlerin artık çözümün bir parçası olmak zorunda olduklarını anlamaları oldu. Bu kapsamda yapılan çalışmalar halihazırda bir çok alanda devam ediyor.
Şirketlerin kendilerine emisyon azaltma hedefi belirlemeleri de bu anlayış değişikliğinin en büyük göstergelerinden biri. Ancak her küresel çaba gibi bu çabaların da belirli bir disiplin altında ve kurallar dahilinde olması gerekiyor. Bu noktada, Science Based Targets initiative (SBTi), şirketlerin emisyon azaltma hedeflerinin iklim bilimi ışığında yapılmasını sağlamak amacıyla faaliyet gösteren önemli bir aktör olarak öne çıkmakta.
Ülkemizin önde gelen ambalaj şirketlerinden olan ve Bakioğlu Holding bünyesinde faaliyet gösteren Polibak, geçtiğimiz hafta yaptığı duyuruyla Bilimsel Tabanlı Hedefler İnisiyatifi'nin imzacısı olduğunu açıkladı. Bu önemli adımla Polibak, sürdürülebilirlik hedeflerini bilime dayalı olarak belirlemeyi ve bu hedefleri maksimum 24 ay içinde SBTi doğrulamasına sunmayı taahhüt ediyor.
SBTi kapsamında hedef belirleme esaslarına buradan göz atabilirsiniz.
Yeşil Büyüme’yi Çevrenizle Paylaşın!
Haftalık bülteni 2 arkadaşınızla paylaşarak sadece premium abonelere özel hazırladığımız ”Sürdürülebilirlik Raporu Hazırlama Rehberi 2024”ü ücretsiz olarak edinebilirsiniz.
Tek yapmanız gereken aşağıdaki ”Click to Share” butonuna tıklayarak bülteni çevrenizle paylaşmak.
SÜRDÜRÜLEBİLİR FİNANS
Net-Zero Banking Alliance (NZBA) 2024 İlerleme Raporu Yayımlandı
Net-Zero Banking Alliance (NZBA), bankaların finansal faaliyetlerini 2050 yılına kadar net sıfır emisyon hedefiyle uyumlu hale getirme taahhüdü verdiği ve Birleşmiş Milletler tarafından desteklenen küresel bir inisiyatif. NZBA imzacısı olan bankalar, küresel ısınmayı 1,5°C ile sınırlama hedefi doğrultusunda bilimsel temellere dayanan ara hedefler belirliyor ve bu doğrultuda şeffaflık ve hesap verebilirlik esaslarına dayanarak ilerlemeyi taahhüt ediyorlar. Birliğin imzacı bankaları arasında ülkemizden Garanti BBVA, İş Bankası, TSKB, Akbank, Halk Bankası ve Yapı Kredi bulunuyor.
Geçtiğimiz hafta NZBA, 2024 yılı itibarıyla üyeleri arasında kaydedilen önemli gelişmeleri ve hedeflere ulaşma yolundaki zorlukları detaylandıran bir ilerleme raporu yayımladı. Raporda, üye bankaların hedef belirleme ve geçiş planları oluşturma konularındaki performansları değerlendiriliyor. Raporun öne çıkan başlıklarını kısaca şöyle özetleyebiliriz:
NZBA’ya üye banka sayısı, Nisan 2021’de 43 iken, bugün 144’e ulaşmış durumda. Özellikle Avrupa ve Asya-Pasifik bölgesinden katılımlar dikkat çekiyor.
Üye bankaların çoğu, enerji, çelik, çimento gibi yüksek karbon yoğunluğuna sahip sektörlerde ara hedefler belirlemiş durumda. Bu hedefler, net sıfır emisyon yolunda atılması gereken adımların önemli bir parçası.
Bankaların yaklaşık üçte ikisi, emisyon azaltımı hedeflerini desteklemek amacıyla müşterileriyle iş birliği yaparak geçiş planlarını yayımlamış durumda. Diğer bankaların ise yıl sonuna kadar bu planlarını açıklaması bekleniyor.
Özellikle gelişmekte olan piyasalarda, veri kalitesinin yetersizliği ve politika eksiklikleri nedeniyle hedef belirleme konusunda zorluklar yaşanıyor. Ancak, NZBA üyeleri bu sorunları aşmak için adımlar atmaya devam ediyor.
Sürdürülebilir finansın net sıfır hedeflerine ulaşmakta olduğunu her fırsatta dile getiriyoruz. Yeşil dönüşümün hızlandırıcısı konumunda olan finans kuruluşlarının böyle gönüllü inisiyatiflere katılarak gönüllü hedefler belirlemesi, sektörün merkezi konumu itibarıyla dönüştürücü bir etki yaratacaktır.
KURUMSAL SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK
Sürdürülebilirlikte Doğru Sertifika Seçimi
Sürdürülebilirlik, artık şirket stratejilerini de aşarak bir tür mega-trend haline gelmiş durumda. Dolayısıyla, hem etik hem de ticari açıdan sürdürülebilir olmak, şirketler için büyük bir öncelik haline geldi. Ancak, bu süreçte şirketlerin güvenilir ve şeffaf olması da gerekiyor. Bunu sağlamanın en kestirme yollarından bir de gerekli sertifikaları (ya da etiketleri) edinmek. Ancak, piyasada bulunan 300’den fazla sürdürülebilirlik etiketi, doğru seçimi yapmayı zorlaştırıyor.
Her sürdürülebilirlik etiketi farklı ihtiyaçlara cevap verir. Bazı etiketler sadece yasal gerekliliklere uyum için yeterliyken, bazıları şirketin pazarda fark yaratma hedefini destekler. Eğer hedefiniz sürdürülebilirlik konusunda gerçek bir dönüşüm sağlamak ve bu farkı piyasada görünür hale getirmekse, daha kapsamlı ve sıkı denetimlerden geçen etiketler daha uygun olabilir.
Doğru Etiket Seçiminde 6 Önemli Faktör
Küresel danışmanlık firması KPMG, şirketlerin doğru etiketi seçmelerine yardımcı olmak için altı önemli faktörü göz önünde bulundurmayı öneriyor:
Hedef Kitleniz Kim? Etiketin, hangi paydaşlar tarafından tanınmasını ve değer verilmesini bekliyorsunuz? B2B ve B2C alanlarında farklı etiketler tercih edilebilir.
Hangi Konuları Ele Alıyorsunuz? Her etiket, farklı sürdürülebilirlik alanlarına odaklanır. Hangi alanlarda öne çıkmak istediğinizi net bir şekilde belirlemeniz gerekir.
Sertifikanın Kapsamı Ne Olacak? Ürün, süreç, tesis ya da şirket düzeyinde sertifikalar arasında bir tercih yapmanız gerekebilir. Örneğin, Fairtrade bir ürün etiketi sunarken, B-Corp genel şirket performansına yönelik bir etikettir.
Sertifikasyon Ne Kadar Zorlayıcı? Sertifikaların zorluk derecesi öz değerlendirmeden, bağımsız üçüncü taraf denetimlerine kadar değişiklik gösterir. Üçüncü taraf sertifikalar genellikle daha güvenilir kabul edilir, ancak almak için daha fazla kaynak ve çaba gerektirir.
Sektörünüze Özel mi? Bazı etiketler belirli sektörlere özgüdür, dolayısıyla sektörünüze uygun olup olmadığını değerlendirmek önemlidir.
Bölgesel Tanınırlık Ne Kadar Önemli? Etiketin hangi bölgelerde daha çok kabul gördüğünü ve tanındığını dikkate almalısınız. Bazı etiketler, belirli coğrafi bölgelerde daha fazla tanınırlık ve güven sağlayabilir.
Doğru sürdürülebilirlik etiketini seçmek, şirketin güvenilirliğini ve rekabet gücünü artıran önemli bir stratejik karar. Şirketlerin, hedef kitlelerine uygun, stratejileriyle örtüşen ve güven sağlayan etiketleri tercih etmeleri, uzun vadede hem pazardaki konumlarını güçlendirecek hem de sürdürülebilirlik alanındaki hedeflerine ulaşmalarını kolaylaştıracaktır.
SEKTÖREL SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK
Deniz Taşımacılığında Küresel Sera Gazı Vergisi İçin Destek Büyüyor
Geçtiğimiz hafta IMO bünyesinde Londra'da başlayan nihai müzakereler, deniz taşımacılığı sektörünün sera gazı (GHG) emisyonlarına küresel bir fiyat getirilmesini destekleyen ülkelerin sayısında artış olduğunu ortaya çıkardı. Bu hafta devam eden görüşmelerde ise müzakereciler, daha geniş bir uzlaşı sağlamak için yoğun çaba harcıyor.
Birleşmiş Milletler'e bağlı Uluslararası Denizcilik Örgütü (IMO) altında bulunan bir çalışma grubu, 23-27 Eylül tarihleri arasında Londra'da toplandı. Toplantıda, deniz taşımacılığının sera gazı emisyonlarına yönelik küresel bir vergi getirilmesini destekleyen ülkelerin sayısında önemli bir artış gözlendi. Temiz Gemicilik Koalisyonu Başkanı Delaine McCullough, bir basın açıklamasında, "Bu hafta düzenlenen gemicilik iklim müzakerelerinde, sera gazı vergisi ve yakıt standartları için artan bir destek gördük. Bu mekanizmalar acilen kabul edilmelidir." ifadelerini kullandı.
Sivil toplum kuruluşu ağı GSCC'ye göre ise, geçtiğimiz hafta yapılan müzakerelerde küresel sera gazı emisyonu vergisini destekleyen ülke sayısı 39’a yükseldi. Bu sayı Mart 2024'te yapılan görüşmelerde 34 olarak kaydedilmişti. Ancak, yaklaşık 15 IMO üyesi devlet ya bu tür bir vergiye karşı çıkıyor ya da daha zayıf alternatif mekanizmaları tercih ediyor. Bu alternatifler arasında, örneğin yakıt standartlarına daha fazla vurgu yapılması yer alıyor.
Bu hafta, Londra'da IMO'nun Deniz Çevresini Koruma Komitesi (MEPC) altında gerçekleşen görüşmelerde ise, önerilen önlemlerin daha somut hale getirilmesi ve daha geniş bir uzlaşıya ulaşılması hedefleniyor. Nisan 2025’te yapılacak bir sonraki toplantıdan önce, ülkelerin bir mekanizma üzerinde anlaşmaya varmaları bekleniyor.
Sektörün Karbonsuzlaşma Hedefleri
Deniz taşımacılığı sektörü, küresel emisyonların yaklaşık %3'ünden sorumlu. Ancak, herhangi bir önlem alınmadığı takdirde bu oranın gelecekte önemli ölçüde artması bekleniyor. Temmuz 2023'te yapılan bir önceki toplantıda IMO üyesi ülkeler, 2050 yılına kadar "yaklaşık" sıfır emisyon hedefiyle denizcilik sektöründe net sıfır emisyon taahhüdünde bulunmuştu. Ayrıca, 2030 ve 2040 yılları için ara hedefler de belirlenmişti.
Görüş Farklılıkları
IMO ülkeleri daha önce, bu hedeflere ulaşmak için yüksek düzeyde bir "önlemler sepeti" üzerinde uzlaşmaya varmıştı. Bu önlemler arasında denizcilik sektörünün emisyonlarına bir fiyat getirilmesi ve deniz yakıtlarının karbon yoğunluğunu azaltmaya yönelik standartlar da yer alıyor. Ancak ülkeler, bu fiyatlandırma mekanizmasının nasıl işleyeceğine dair detaylar üzerinde henüz net bir uzlaşmaya varmış değil. Bu mekanizmanın başlangıç fiyatı ve kapsamı gibi konular halen tartışılıyor.
Farklı fiyatlandırma mekanizması önerileri üzerinde de görüşmeler devam ediyor. Bunlar arasında, uluslararası deniz taşımacılığı emisyonları için sabit oranlı bir sera gazı emisyonu vergisi ve ücret-iade mekanizmaları gibi çeşitli seçenekler yer alıyor.
Hâlâ tartışılmakta olan bir diğer konu ise, uygulanacak herhangi bir verginin gelirlerinin nasıl dağıtılacağı. Gelirlerin, ileri teknolojilere sahip sıfır emisyonlu yakıtların benimsenmesini hızlandırmak için mi yoksa gelişmekte olan ülkelerde denizcilik sektörünün karbonsuzlaştırma çabalarını desteklemek için mi kullanılacağı konusunda görüş ayrılıkları mevcut.
IMO'nun Nisan 2025'te bir sera gazı vergisi ve diğer emisyon azaltım önlemleri üzerinde anlaşması, ve bu önlemlerin 2025 yılı sonunda resmen kabul edilmesi bekleniyor.
BİTERKEN
Yeşil Büyüme ile iş birliği yapmanın yolları:
Kurumsal Sürdürülebilirlik Eğitimleri - GRI, CSRD ve TSRS raporlama çerçevelerini kapsayan, kurum ve sektöre özel sürdürülebilirlik raporlaması eğitimleri için irtibata geçin.
Sürdürülebilirlik Raporlaması Hazırlanması - Şirketinizin sürdürülebilirlik çalışmalarını, risk ve fırsatların üst bakışla raporlamalara yansıtılması için iletişime geçin.
Haftalık Bülten Sponsorluğu - Çoğunluğu yönetici seviyesinde 8000 abone ve 25.000 sosyal medya takipçisine mesajınızı iletin. Kapsamlı sponsorluk paketi için irtibata geçin.
Geribildirim Anketi
📰 BAŞKA NELER VAR?
Geçtiğimiz hafta gündeme dair basında yer alan ilgi çekici başlıklar:
Bültende yer almasını istediğiniz konuları [email protected] üzerinden paylaşabilirsiniz.
Haftaya yine dolu dolu bir bültende buluşmak üzere. Hoşça kalın!