Yeşil Büyüme Haftalık Bülten - 128

TÜBİTAK'tan Hidrojen İşbirliği, İklim Hibe Başvuruları, G20 Sürdürülebilir Finans Raporu, AB Taksonomisi Genişliyor

Merhaba, Yeşil Büyüme'nin Haftalık Bülteni'ne hoş geldiniz. Sürdürülebilirlik alanında çabalar somutlaşır ve yoğunlaşırken siz de olan biteni yakından takip edin. Keyifli okumalar!

Bu bültende ele aldığımız başlıca konular şu şekilde;

  • TÜBİTAK'tan Hidrojen Alanında Önemli İş Birliği

  • AB-Türkiye İklim Değişikliği Hibe Programı Başvuruları

  • G20 Sürdürülebilir Finans Raporu Yayımlandı

  • AB Taksonomisi’nin Sürdürülebilirlik Etkisi Artıyor

  • Sigorta Sektörü Geçiş Risklerinden Nasıl Etkilenecek?

  • Türkiye’deki ESG Düzenlemelerinin AB ile Uyumu

  • Fosil Yakıtlardan Çıkış ve Atıl Varlık Etkisi

  • Çin Enerji Yasası'nı Çıkardı

TÜRKİYE’NİN NET SIFIR YOLCULUĞU
TÜBİTAK'tan Hidrojen Alanında Önemli İş Birliği

TÜBİTAK, temiz hidrojen teknolojilerinin geliştirilmesinde önemli bir rol oynayan Hydrogen Europe ile önemli bir iş birliği yapmaya hazırlanıyor. Ankara'da bir araya gelen Hydrogen Europe CEO'su Jorgo Chatzimarkakis ile TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Orhan Aydın, yaptıkları görüşmede bu işbirliğinin detaylarını konuştu. Yapılacak olan iş birliği, Türkiye'nin temiz hidrojen alanında kapasitesini artırma, uzmanlık geliştirme, finansman desteği ve Avrupa'nın temiz enerji hedeflerine katkı sağlama potansiyelini artırmayı amaçlıyor.

Nedir? Hydrogen Europe, Avrupa'nın karbon nötrlüğe ulaşmasında hidrojenin önemli bir rol üstlenmesini destekleyen, 610'dan fazla üyesiyle hidrojen ve yakıt hücresi alanındaki şirketleri, araştırma kurumlarını ve ulusal dernekleri bir araya getiren bir kuruluş. Avrupa Komisyonu ile yakın iş birliği içinde çalışan örgüt, hidrojen altyapısının geliştirilmesine yönelik proje ve politikalar yoluyla sürdürülebilir bir hidrojen ekonomisinin inşasını teşvik etmeyi amaçlıyor.

Toplantıda ayrıca, Türkiye'de kurulması planlanan ve Hydrogen Europe'un bir uzantısı olması hedeflenen "Hidrojen Türkiye Derneği" üzerine de konuşuldu. Diğer önemli bir gündem maddesi ise 18-22 Kasım 2024 tarihleri arasında Brüksel'de düzenlenecek Avrupa Hidrojen Haftası kapsamında TÜBİTAK ve Temiz Hidrojen Ortaklığı arasında imzalanması planlanan iş birliği anlaşması oldu.

İş birliğinin odak noktalarından biri de Türkiye'de jeotermal enerji kullanılarak temiz hidrojen üretimi imkanları olacak. Türkiye Avrupa için potansiyel hidrojen tedarikçileri arasında yer alıyor. Dolayısıyla, Türkiye'nin ürettiği hidrojenin karbon ayak izi Avrupa'nın enerji hedefleri açısından önemli.

AB-Türkiye İklim Değişikliği Hibe Programı (AB-TR CCGP) Başvuruları

Görsel: Bora Akbay/UNDP

Bilindiği üzere AB-Türkiye İklim Değişikliği Hibe Programı kapsamında başvuruları Ekim ayında başlamıştı. Toplam bütçesi 14.706.000 Avro olan ve Avrupa Birliği (AB) ve Türkiye Cumhuriyeti'nin ortaklaşa finanse ettiği program; belediyelere, üniversitelere, yerel yönetimlere, kalkınma ajanslarına, sivil toplum kuruluşlarına ve kooperatiflere 250.000-750.000 Avro aralığında hibe desteği sağlayacak.

Arka Plan: “Türkiye'de Yerel İklim Eylemi için AB Ortaklığı” projesi kapsamında gerçekleştirilen AB-Türkiye İklim Değişikliği Hibe Programı, Türkiye'nin 2024-2030 iklim hedefleriyle uyumlu projeleri doğrudan destekleyerek ülkenin iklim direncini artırmaya odaklanıyor. Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) Türkiye'nin teknik desteğiyle, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı AB ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü tarafından yürütülen programın nihai faydalanıcısı İklim Değişikliği Başkanlığı.

Program kapsamındaki başvurular için son tarih 16 Aralık 2024 olarak belirlenmiş. Bu kapsamda İklim Değişikliği Başkanlığı yetkilileri program ile ilgili çeşitli bilgilendirme toplantıları düzenliyorlar. Bazıları çevrimiçi olarak gerçekleşecek toplantıların takvimi ise şu şekilde:

📅 Bilgilendirme Toplantıları Takvimi: Kasım 2024

  • Çevrimiçi – 12 Kasım 2024

  • Çevrimiçi – 13 Kasım 2024

  • Erzurum – 14 Kasım 2024

  • Çevrimiçi – 15 Kasım 2024

  • İstanbul – 19 Kasım 2024

  • Çevrimiçi – 20 Kasım 2024

  • Antalya – 22 Kasım 2024

Toplantılara buradan kayıt olabilirsiniz.

KURUMSAL SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK
G20 Sürdürülebilir Finans Raporu Yayımlandı

2024 G20 Sürdürülebilir Finans Raporu, G20 Sürdürülebilir Finans Çalışma Grubu (SFWG) tarafından yayınlandı. Brezilya başkanlığında hazırlanan rapor, SFWG'nin 2024 yılındaki çalışmalarının bir ürünü ve sürdürülebilir finans alanındaki küresel gündemi hızlandırmayı amaçlıyor. Rapor, iklim finansmanını kolaylaştırmak ve adil bir geçiş sağlamak gibi konulara odaklanıyor. 

Raporda bizim dikkatimizi çeken en önemli konu: sürdürülebilirlik raporlama standartlarının uygulanmasıyla ilgili zorluklar, özellikle de KOBİ'ler ve Gelişmekte Olan Piyasa Ekonomileri (EMDE'ler) için. 

Öncelikle rapordaki zorlukları ele alalım ve sıralayalım:

  • Sürdürülebilirlik raporlaması için gereken veri toplama ve analiz işlemleri, KOBİ'ler için maliyetli olabiliyor.

  • Raporlama standartlarının karmaşık olması ve ülkelerdeki farklı uygulamalar, KOBİ'lerin bunları anlamasını zorlaştırabiliyor.

  •  KOBİ'ler, sürdürülebilirlik raporları için gerekli enerji, emisyon ve atık gibi verilere sahip olmayabiliyor.

  • Sürdürülebilirlik standartları hakkında bilgi eksikliği, raporlamayı zorlaştırıyor.

  • Büyük şirketlerin tedarikçisi olan KOBİ'ler, sürdürülebilirlik raporlaması yapmaları için baskı görebiliyor.

Raporda bu zorlukların aşılabilmesi için ortaya konan çözüm önerileri ise şunlar:

  • Dijital teknolojiler, KOBİ'lerin veri toplamasını, analiz etmesini ve raporlamasını kolaylaştırarak sürdürülebilirlik raporlama maliyetlerini azaltmaya yardımcı olabilir. 

  • KOBİ'lerin sürdürülebilirlik raporlama standartlarını anlamaları ve uygulamaları için eğitim ve kapasite geliştirme programları düzenlenebilir. 

  • KOBİ'ler için özel olarak tasarlanmış basitleştirilmiş sürdürülebilirlik raporlama standartları geliştirilebilir. Bu standartlar, KOBİ'lerin ölçeğine ve kaynaklarına uygun olmalı ve temel sürdürülebilirlik konularına odaklanmalıdır.

Bu çözümlerin uygulanması, KOBİ'lerin sürdürülebilirlik raporlaması konusunda karşılaştıkları zorluklar için çözüm önerileri sağlaması açısından dikkate değer. Raporu ayrıntılı şekilde incelemek isterseniz buradan ulaşabilirsiniz.  

AB Taksonomisi’nin Sürdürülebilirlik Etkisi Artıyor

AB Taksonomisi dinamik ve yaşayan bir düzenleme olma özelliğini koruyor ve bünyesine yeni sektörler ve ekonomik aktiviteler eklemeye devam ediyor. AB Komisyonu, 2023 yılında da yetkilendirilmiş kanunlar (delegated acts) vasıtasıyla Taksonomi kapsamına yeni sektörler dahil etmişti. Böylece Taksonomi'nin kapsamının genişletilmesiyle daha fazla şirketin sürdürülebilirlik performansını değerlendirmek ve karşılaştırmak mümkün hale geldi.

Küresel danışmanlık firması KPMG'ye göre, yeni eklenen faaliyet alanları Taksonomi kapsamında yeterince temsil edilmeyen sektörler için yeni fırsatlar yarattı. Örneğin, sağlık sektörü gibi daha önce Taksonomi'ye uygun ciro bildiremeyen sektörler, artık gelir getirici faaliyetleri arasında Taksonomi'ye uygun olanları belirleyebiliyor. Çalışma, örneklemdeki şirketlerin %76'sının en azından bir miktar uygun ciro bildirdiğini ortaya koyuyor, bu oran 2022'de sadece %60'tı.

Bu durum, şirketlerin sürdürülebilirlik performansını daha kapsamlı bir şekilde değerlendirmelerine ve yatırımcıların daha bilinçli kararlar almalarına olanak sağlıyor. Bununla birlikte, yeni faaliyetlerin eklenmesi şirketler için bazı zorlukları da beraberinde getiriyor. Şirketlerin yeni kriterleri anlamaları, uygulamaları ve ilgili verileri toplamaları zaman ve kaynak gerektirebilir. Ayrıca, bazı teknik konuların henüz tam olarak netleşmemesi belirsizliklere yol açabilir.

Çalışmanın bulguları, yeni faaliyetlerin eklenmesinin Taksonomi'ye uygun faaliyet bildiren şirketlerin sayısını artırdığını gösteriyor. Bu durum, Taksonomi'nin etkisini ve kapsamını genişlettiği anlamına gelse de şirketlerin yeni kriterlere uyum sağlamaları ve sürdürülebilirlik performanslarını iyileştirmeleri için zamana ihtiyaçları olduğu da net şekilde görülüyor.

SEKTÖREL SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK
Sigorta Sektörü Geçiş Risklerinden Nasıl Etkilenecek?

Dikkatli okuyucularımız hatırlayacaktır; Avrupa Komisyonu, Avrupa Sigorta ve Emeklilik Otoritesi (EIOPA)'nden çevresel ve sosyal hedeflerle ilişkili varlıklar veya faaliyetlerin sigorta sektörü üzerindeki etkilerini analiz eden bir çalışma yapmasını istemişti. Beklenen rapor yayımlandı ve EIOPA çalışmasında sektörün ESG riskleri ile etkileşimi konusunda önemli çıkarımlara yer verdi. Rapor, sigorta sektörünün özellikle geçiş riskleri, enerji verimliliği, iklim değişikliği adaptasyon önlemleri ve sosyal riskler gibi başlıklarda nasıl etkilendiğine dair ayrıntılı analizler içeriyor.

Raporda, sigorta sektörünün ESG riskleri ile olan etkileşimi ile ilgili şu çıkarımlar yer alıyor:

  • Geçiş Riskleri: Rapor, fosil yakıt faaliyetlerine yatırım yapan şirketlerin hisse senedi ve tahvillerinin, diğer sektörlere kıyasla daha yüksek risk taşıdığını vurguluyor. 2010-2021 dönemini kapsayan geriye dönük analiz, fosil yakıt hisselerinin piyasa ortalamasına göre daha yüksek kayıp potansiyeli olduğunu gösteriyor. Ayrıca, geleceğe dönük analizler de düzensiz bir enerji geçişi senaryosunda madencilik, petrol rafinerisi ve elektrik üretimi gibi sektörlerde önemli değer kayıpları yaşanabileceğini öngörüyor.

  • Enerji Verimliliği ve Mülkiyet Riski: EIOPA, binaların enerji verimlilik seviyelerinin mülkiyet riski üzerindeki etkisini de inceliyor. Ancak bu konuda elde edilen bulgular tutarsız. Geçmişe dönük analiz, enerji verimliliği ile mülkiyet riski arasında belirgin bir ilişki ortaya koyamıyor. Öte yandan, geleceğe dönük analizler, enerji verimliliği düşük binalarda (F ve G enerji etiketli) risk artışı olduğunu gösteriyor. EIOPA, bu konuda daha net sonuçlara ulaşabilmek için daha fazla veriye ihtiyaç olduğunu belirtiyor.

  • İklim Değişikliği Adaptasyon Önlemleri: Rapor, iklim değişikliğine uyum önlemlerinin hayat dışı sigorta sektöründeki prim riskini azaltabileceğini ileri sürüyor. Ancak mevcut veriler, bu etkinin ölçülebilmesi için yeterli görülmüyor.

Nedir? Hayat dışı sigorta, yaşam sigortası dışındaki tüm sigorta türlerini kapsayan bir terim. Yani, yangın, kaza, sağlık, veya mal sigortası gibi yaşam dışındaki risklere karşı koruma sağlayan sigorta türlerini ifade ediyor.

  • Sosyal Riskler: EIOPA, sosyal risklerin sigorta sektörü için varlık ve yükümlülük tarafında prim, rezerv, itibar ve operasyonel riskler gibi çeşitli ihtiyati risklere dönüşebileceğini belirtiyor. Bu riskleri ele almak için, rapor, Solvency II düzenlemelerinin II. ve III. Sütun gerekliliklerinin, yani risk yönetimi ve şeffaflığın önemini vurguluyor. Ayrıca bu eksikliklerin giderilmesiyle sosyal risklerin sermaye gereksinimlerine yansıtılabileceği öngörülüyor.

Raporun orijinaline buradan ulaşabilirsiniz.

AVRUPA YEŞİL MUTABAKATI
Türkiye’deki ESG Düzenlemelerinin AB ile Uyumu

Görsel: Koç Üniversitesi

Avrupa Yeşil Mutabakatı ve bağlı konular kuşkusuz AB dışındaki ülkelerde de önemli etkiler yaratıyor. Örneğin geçtiğimiz sene yürürlüğe giren SKDM, birçok şirketin hem raporlama alışkanlıklarında hem de maliyetlerinde çeşitli değişikliklere sebep olmuş durumda. İşte Avrupa'nın hukuk alanında önde gelen bağımsız kuruluşlarından The European Law Institute'un geçtiğimiz ayki Yıllık Konferansı'nda da gündemde bu konu vardı.

9-11 Ekim 2024 tarihlerinde Dublin’de düzenlenen etkinlikte, Türkiye'deki ESG düzenlemelerinin Avrupa hukuku ile uyum süreci Türk hukukçuların da katılımıyla ele alındı. “Navigating the ESG Regulatory Landscape in Turkey and its Harmonisation with European Law” başlıklı panel, Avrupa Birliği'nin sürdürülebilirlik regülasyonlarının sınır ötesi etkilerine odaklandı.

Panelde, Türkiye Yeşil Taksonomi Taslağı webinarımızda da konuk ettiğimiz Koç Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Dr. Cem Veziroğlu “Greenwashing and ESG Compliance in Turkey: A Comparative Study of Fragmented Legal Approaches” başlıklı sunumunda, yeşil yıkama uygulamalarına karşı Türkiye'deki hukuki önlemleri karşılaştırmalı olarak inceledi. Konferansta ayrıca Türkiye'nin, özellikle AB'ye yapılan ihracatlar nedeniyle, AB regülasyonlarına uyum ihtiyacı vurgulandı. Doç. Dr. Başak Başoğlu, AB Yeşil Mutabakatı’nın sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmak için Türk şirketlerine getirdiği baskılardan bahsetti. Prof. Dr. Kadir Berk Kapancı, Türkiye’de regülasyonların eksik olduğu durumlarda tedarik zincirinde sürdürülebilirliği sağlamak için iş ilişkilerinde sözleşme yoluyla çözüm önerileri sundu. Dr. Bora Kaya ise, CSRD ve Taksonomi Regülasyonlarının ihlali gibi durumlarda yönetim kurulu üyelerinin hukuki sorumluluğunun Türk hukukuna tabi olacağı gibi önemli hususlara değindi.

Panelde genel olarak, parçalı regülasyon uygulamalarının, AB dışında olup AB ile iş yapan şirketler için uyum sorunlarına yol açtığı ve Türkiye’de uygulama eksikliklerinin bu uyum sürecini daha karmaşık hale getirdiği de vurgulandı.

REGÜLASYONLAR/RAPORLAR
Fosil Yakıtlardan Çıkış ve Atıl Varlık Etkisi

İklim değişikliğiyle mücadele çevresel boyutlarının yanında ekonomik ve finansal yönleriyle de küresel sistemi yeniden şekillendiriyor. Gündemi az biraz takip eden herkesin rahatlıkla fark edeceği şekilde; fosil yakıtlardan uzaklaşma eğilimi, enerji sektöründe büyük bir dönüşümü tetikliyor. Bu süreçten en fazla etkilenecek alanların başında ise enerji sektörü ve bu sektöre bağlı şirketler geliyor.

Yenilenebilir enerjiye geçiş ve fosil yakıt yatırımlarından çekilme eğilimi, sermaye piyasalarında önemli değişimlere yol açıyor. Kaçınılmaz nitelikte olduğu artık iyice anlaşılan bu dönüşüm, özellikle fosil yakıt sektöründe faaliyet gösteren şirketlerin varlıklarının değer kaybetmesine ve "atıl varlık" riskiyle karşı karşıya kalmasına neden oluyor. Türkiye'nin önde gelen şirketleri de bu küresel dönüşümün bir parçası olarak risklerini yeniden değerlendirmek durumunda.

Nedir? Atıl varlıklar, ekonomik, yasal veya teknolojik değişiklikler nedeniyle değer kaybeden ve beklenen ekonomik ömrünü tamamlayamadan işlevsiz hale gelen varlıklardır.

Elbette bu kadar distopik bir ortam beklemiyoruz.

Sürdürülebilir Ekonomi ve Finans Araştırmaları Derneği (SEFiA) tarafından hazırlanan "Atıl Varlık Riski ve Fosil Yakıt Yatırımlarından Çekilme Eğilimi: BIST 100 Örneği" başlıklı rapor, Türkiye'nin önde gelen şirketlerinin bu dönüşüm karşısında nasıl konumlandığını ele alıyor. Borsa İstanbul 100 (BIST 100) Endeksi'nde yer alan şirketlerin varlıklarının iklim geçişi sürecinde karşı karşıya oldukları risklere dikkat çeken rapor, "Borsa İstanbul 100 (BIST 100) Endeksi’nin karbon riskinin azımsanmayacak bir seviyede olduğunu ve varlıkların gelecek dönemde sermaye piyasalarından kaynak sağlayamama riskiyle karşı karşıya kalabileceklerini" gösteriyor.

Rapor, BIST 100 şirketlerinin sermayelerinin %11,3'ünün fosil yakıtlarla ilişkili olduğuna işaret ediyor. Bu oran, Londra, São Paulo, Moskova, Avustralya ve Toronto gibi borsalarla karşılaştırıldığında düşük görünse de, bu borsaların küresel fosil yakıt şirketlerinin yoğunluğuyla öne çıktığı düşünüldüğünde Türkiye için de kayda değer bir oran.

Bu durumda fosil yakıtlardan uzaklaşma ve yenilenebilir enerjiye yönelme eğilimi, fosil yakıt şirketlerini ciddi risklerle karşı karşıya bırakıyor. Bu eğilimin sermaye piyasalarında ve şirketlerin varlıklarında büyük bir etkiye sahip olması, raporda detaylı şekilde ele alınıyor. Göz atmak isterseniz buradan erişebilirsiniz.

İKLİM VE ENERJİ
Çin Enerji Yasası'nı Çıkardı

Dünya'nın en büyük emisyon salımcısı Çin, karbon nötr olma hedefi doğrultusunda ilk kapsamlı Enerji Yasası'nı çıkardığını duyurdu. 1 Ocak 2025 itibarıyla yürürlüğe girecek olan yasa, ülkenin enerji yönetimindeki planlama ve geliştirme safhalarını ve ülkenin enerji piyasasını düzenlerken aynı zamanda da acil durumlarda yapılacak müdahalelerin neler olduğunu netleştiriyor. Hedef, sürdürülebilir ve güvenli bir enerji altyapısı kurmak. Yasa dokuz ana başlıktan oluşuyor:

  • Enerji Planlaması

  • Enerji Gelişimi ve Kullanımı

  • Enerji Piyasa Sistemi

  • Enerji Rezervleri ve Acil Durum Yanıtları

  • Enerji Teknolojilerinde İnovasyon

  • Denetim ve Yönetim

  • Yasal Sorumluluklar

  • Yeşil ve Düşük Karbonlu Geçiş

  • Ulusal Enerji Güvenliği

Yasa, Çin’in karbon emisyonlarının 2030 yılından itibaren düşüşe geçerek 2060 yılına kadar karbon nötr olma hedeflerini desteklemek için oluşturuldu. Ülkenin temiz enerji kapasitesi, özellikle rüzgâr ve güneş enerjisinde dünyadaki tüm devletlerin toplam kapasitesini geride bırakıyor.

Bütün bunların yanında Çin, günümüzde dünyanın en büyük karbon salımcısı ve küresel ısınmanın halihazırdaki en büyük müsebbiplerinden. Bu durum, Çin’in iklim krizinin çözümünde kritik bir rol üstlenmesini zorunlu hale getiriyor. Yasanın, aşırı hava olaylarının giderek arttığı bir dönemde yürürlüğe girecek olması da ayrıca anlamlı.

ETKİNLİKLER
Bu Hafta Hangi Sürdürülebilirlik Etkinlikleri Var?

Avrupa Hidrojen Haftası
📍 Mekan: Brüksel Expo
📅 Tarih: 18-22 Kasım 2024
👥 Düzenleyen: Avrupa Komisyonu-Hydrogen Europe
ℹ️ Açıklama: Avrupa Hidrojen Haftası 2024, hidrojen sektöründeki en önemli paydaşları bir araya getirerek bir hafta sürecek konferanslar, sergiler ve networking fırsatları sunuyor. Etkinlikte, hidrojenin karbonsuzlaşmaya katkıları, düzenleyici çerçevenin oluşturulmasındaki gereklilikler ve sektördeki liderlik konuları ele alınacak. Ayrıca, en yeni elektrolizör ve yakıt hücresi teknolojileri sergilenecek, katılımcılar hidrojenle çalışan araçları inceleyip deneyimleyebilecekler.
🔗 Kayıt Linki: Etkinlik Kayıt

AB Dışı Şirketler İçin Avrupa Sürdürülebilirlik Raporlama Standartları (ESRS) ve CSRD Uyum Süreci
📍 Mekan: Çevrimiçi
📅 Tarih: 19-20 Kasım 2024 (Farklı saat dilimlerine göre üç oturum)
👥 Düzenleyen: EFRAG
ℹ️ Açıklama: Bu webinar serisi, AB dışındaki büyük şirketlerin, Avrupa Sürdürülebilirlik Raporlama Standartları (ESRS) ve Kurumsal Sürdürülebilirlik Raporlama Direktifi’ne (CSRD) uyum sağlamaları için gerekli süreçleri ele alıyor. Avrupa’da 150 milyon Euro üzerinde gelir elde eden AB dışı grupların 2028 yılı itibarıyla sürdürülebilirlik raporlaması yapması gerekecek. EFRAG, uyumluluk için gerekli adımları, ESRS ve CSRD’nin yeni düzenlemelerini ve AB'nin sürdürülebilirlik hedeflerini bu webinarda detaylı bir şekilde paylaşacak.
🔗 Kayıt Linki: Webinar Kayıt

PAYLAŞ VE KAZAN
Sürdürülebilirlik Raporu Hazırlama Rehberi

Aşağıdaki size ait linki kopyalayıp 1 arkadaşınızın bültenimize kayıt olmasını sağladığınızda ”Sürdürülebilirlik Raporu Hazırlama Rehberi 2024” ücretsiz olarak mail kutunuzda olacak.

Size Özel Paylaşım Linki (Kopyalayıp Paylaşabilirsiniz): https://bulten.yesilbuyume.org/subscribe?ref=PLACEHOLDER

BİTERKEN
Yeşil Büyüme ile İşbirliği Yapın

Dinamik Regülasyonlara uyum ve sürdürülebilirlik alanındaki deneyimimizden faydalanmak isterseniz işte Yeşil Büyüme’nin size değer katabileceği alanlar:

  1. Kurumsal Sürdürülebilirlik Eğitimleri - Başta GRI, CSRD ve TSRS raporlama çerçevelerini kapsayan, kurum ve sektöre özel sürdürülebilirlik ve raporlama eğitimleri için irtibata geçin.

  2. Sürdürülebilirlik Raporlaması Danışmanlığı - Şirketinizin sürdürülebilirlik çalışmalarının, risk ve fırsatların üst bakışla raporlara yansıtılması için iletişime geçin.

  3. Sürdürülebilirlik İletişimi- Çoğunluğu yönetici seviyesinde 9000+ abone ve 28.000+ sosyal medya takipçisi ve ~20.000 Websitesi okuyucusuna mesajınızı iletin. Kapsamlı işbirliği paketi için irtibata geçin.