Yeşil Büyüme Haftalık Bülten - 153

Kurumsal Uyum, Sürdürülebilirlikte Gerçek Kaldıraç mı? AB, Otomotiv Emisyonları ile İlgili Kuralları Revize Ediyor, İklim Değişikliği Şirket Bilançosuna Nasıl Yansır? ve daha fazlası...

Merhaba değerli okurumuz!

Bu hafta gerçekleşen gelişmelerden sizler için derleyerek oluşturduğumuz başlıca analiz konuları şu şekilde;

  • TSRS Uyumlu Raporlar Artık Ayrı Yayınlanacak

  • CSRD Raporlamasında Risk ve Etki Değerlendirmesinde Hafifletici veya Önleyici Tedbirlerin Raporlanması

  • Enerji Dönüşümünde Yerel Direnç ve Sosyal Etki Yönetimi

  • Kurumsal Uyum, Sürdürülebilirlikte Gerçek Kaldıraç mı?

  • Sürdürülebilirliğin Eksik Parçası: Sosyal Boyut

  • AB, Otomotiv Emisyonları ile İlgili Kuralları Revize Ediyor

  • İklim Değişikliği Şirket Bilançosuna Nasıl Yansır?

  • CSRD Hafifletiliyor, GRI Endişeli: Şeffaflık ve Kapsayıcılık Tehlikede

YEŞİL BÜYÜME EĞİTİM TAKVİMİ

Avrupa Birliği Proje Tasarım ve Yönetimi Eğitimi

Mantıksal Çerçeve Yaklaşımına Dayalı Proje Döngüsü Yönetimi (PCM)

Proje geliştirme süreçlerinde en kritik aşamalar olan tasarım ve planlamanın ilke ve esaslarını öğreneceğiniz bu ücretli eğitime katılarak proje uzmanlığı yolunda güçlü bir adım atmış olacaksınız.

  • Tarih: 15 Mayıs 2025, Perşembe

  • Saat: 10:00 - 17:00

  • Eğitmen: Baki Karaçay

  • Ücret: 5.000 TL+KDV

  • Zoom üzerinden çevrimiçi

Sürdürülebilir Finansın Temelleri Webinarı

Sürdürülebilir finans dünyasına giriş yapmak, ESG kriterlerini yakından tanımak ve sektör uygulamalarını anlamak isteyen tüm katılımcıları bu kapsamlı webinara davet ediyoruz. Bu webinarla birlikte sürdürülebilir yatırımın temellerini, yeşil taksonomi uygulamalarını ve ESG kriterlerinin finans dünyasındaki yerini öğrenerek iş süreçlerinize entegre edebileceğiniz güçlü bir altyapı kazanacaksınız.

  • Tarih: 21 Mayıs 2025, Çarşamba

  • Saat: 13:00 - 14:30

  • Konuşmacı: Ünay Karpuz

  • Zoom üzerinden çevrimiçi

ISO 14064-1 Karbon Ayak İzi Hesaplama ve Raporlama Eğitimi

Karbon ayak izi hesaplama ve sera gazı raporlaması konularında yetkinlik kazanmak isteyen tüm katılımcıları ISO 14064-1 standardına odaklanan bu kapsamlı eğitime davet ediyoruz. Eğitim kapsamında sera gazı envanteri oluşturma, emisyon hesaplama yöntemleri ve raporlama standartlarını öğrenerek hem çevresel sorumluluklarınızı yerine getirecek hem de iklim stratejilerinize bilimsel bir temel kazandıracaksınız.

  • Tarih: 28 Mayıs 2025, Çarşamba

  • Saat: 10:00 - 17:00

  • Eğitmen: Doç. Dr. İsmail DABANLI

  • Ücret: 5.000 TL+KDV

  • Zoom üzerinden çevrimiçi

ÖNE ÇIKAN KONU
TSRS Uyumlu Raporlar Artık Ayrı Yayınlanacak

KGK, TSRS 1 standardının 61T paragrafı uyarınca önemli bir düzenlemeye gitti. Söz konusu karar 8 Mayıs 2025 tarihli Resmî Gazete'de yayımlandı. Buna göre, TSRS uyumlu sürdürülebilirlik raporlarının artık ya bağımsız bir belge olarak ya da diğer raporlar içinde açıkça tanımlanmış bir bölüm şeklinde sunulması gerekiyor.

Bu değişiklikle birlikte, sürdürülebilirlik bilgilerinin dağınık yapısından kaynaklanan şeffaflık sorunlarının önüne geçilmesi; bilgilerin daha anlaşılır, tutarlı ve erişilebilir hale getirilmesi hedefleniyor. KGK yetkililerinden yapılan açıklamada, bu düzenlemenin kullanıcılar için raporların şeffaflığını ve bütünlüğünü artıracağı vurgulandı.

ÖNE ÇIKAN KONU
ESRS/CSRD Raporlamasında Risk ve Etki Değerlendirmesinde Hafifletici veya Önleyici Tedbirlerin Raporlanması

Avrupa Sürdürülebilirlik Raporlama Standartları (ESRS) çerçevesinde gerçekleştirilen çifte önemlilik değerlendirmesi (Double Materiality Assessment-DMA), şirketlerin hem önemli sürdürülebilirlik etkilerini hem de risk ve fırsatlarını belirlemesinin temelini oluşturuyor. Bu değerlendirme sürecinde sıklıkla sorulan önemli bir soru ise, risk ve etki tanımlama ve değerlendirme aşamasında, mevcut veya planlanan, hafifletici ve giderici veya önleyici tedbirlerin dikkate alınıp alınmaması gerektiğidir. Bültenimizin bu sayısında, bu konuda başta EFRAG’ın yayımladığı uygulama kılavuzu olmak üzere çeşitli açıklamaları analiz edeceğiz.

Mevcut ve Planlanan Tedbirler

Konuya ilişkin EFRAG kılavuzu ve uygulamada görülen eğilimlere bakıldığında, etki tanımlama ve değerlendirme sürecinde mevcut ve planların önlemlerin dikkate alınmaması gerektiği görece daha rahat söylenebilir. Bunun altında yatan neden ise rapor kullanıcılarının etkileri yalın bir şekilde görebilmelerini sağlamaktır. Daha sonra ayrıca bu etkilere karşı şirketin aldığı önlemleri veya planlanan önlemleri açıklamak şirketin DMA analizine ve stratejisine yönelik üst düzey bir şeffaflık sağlayacaktır.

Risk değerlendirmesi bakımından yaklaşımlar biraz daha karmaşık olsa da, yine de en iyi uygulamalar bakımından risklerin en yalın şekilde aktarılması gerekir. Yani başka ifadeyle değerlendirmenin, mevcut ve planlanan hafifletici, düzeltici veya önleyici tedbirlerden bağımsız olarak, "brüt risk" esasına göre yapılması gerekmektedir. Daha sonra sürdürülebilirlik raporunun devamında şirket, riskleri ne kadar etkin biçimde yönettiğini göstermek adına, aldığı tedbirleri açıklayabilir; böylece tüm resim raporun kullanıcılarına en şeffaf ve etkili biçimde ulaştırılmış olur.

EFRAG Kılavuzu: Çevresel Etkilerde Netlik

Yukarıdaki tartışmalar ve en iyi uygulamalar bir yana, ESRS’lerin arkasındaki kurum olan EFRAG'ın "IG 1 Materiality Assessment" kılavuzunda "FAQ 23" numaralı soruda, çevresel etkilerin önemlilik değerlendirmesinde azaltıcı önlemlerin nasıl ele alınması gerektiği konusunda net bir çerçeve sunulmaktadır. Buna göre:

  • Genel bir prensip olarak, çevresel etkiler önemlilik değerlendirmesinde herhangi bir azaltıcı önlem alınmadan önce dikkate alınır. Bu, şirketin etkilerin yönetimi hakkındaki bilgileri zaman içinde sunma amacına bağlıdır.

  • Azaltıcı önlemler dikkate alınmadan önceki etkilerin tanımı, önemlilik değerlendirme sürecinin ve ilgili açıklamaların (ESRS 2 IRO-1 ve SBM-3) temelini oluşturur.

  • Bu tür etkilerin yönetimi (iyileştirme, önleme ve azaltma eylemleri dahil), politikalar, eylemler ve hedeflerin (MDR-P, MDR-A ve MDR-T) bir parçasıdır.

  • Sürdürülebilirlik beyanının kullanıcılarının rapordan, şirketin bağlantılı olduğu azaltılmamış etkileri ve şirketin bunları nasıl ele aldığını (yani, iyileştirme, azaltma ve önlemeden sonraki etkileri) anlayabilmesi gerekir.

Bu kılavuz, çevresel etkilerin değerlendirilmesinde, öncelikle azaltıcı önlemlerden bağımsız olarak potansiyel etkinin belirlenmesi gerektiğini açıkça ortaya koyuyor. Daha sonra, bu etkileri yönetmek için uygulanan önlemler ayrı olarak raporlanmalı. Bu yaklaşım, paydaşlara hem şirketin maruz kaldığı potansiyel etkiyi hem de bu etkiyi azaltmak için attığı adımları anlama ve anlatma imkânı sunar.

Risk Değerlendirmesi İçin Çıkarımlar

EFRAG'ın çevresel etkiler için sunduğu bu yaklaşımın, finansal risklerin değerlendirilmesinde de benzer bir mantıkla uygulanabileceği düşünülebilir. Risklerin öncelikle "brüt" haliyle, yani herhangi bir azaltıcı önlem dikkate alınmadan değerlendirilmesi, şirketin maruz kaldığı temel riskleri ortaya koyar. Ardından, bu riskleri yönetmek için uygulanan kontrol mekanizmaları ve azaltıcı eylemler raporlanarak, risk yönetimi stratejisinin etkinliği gösterilebilir.

Şeffaflığın Önemi

Hem risk hem de etki değerlendirmesinde, azaltıcı önlemlerin ne zaman ve nasıl dikkate alındığı konusunda şeffaf olmak kritik öneme sahiptir. Şirketler, metodolojilerini açıkça belirterek, paydaşların değerlendirme sürecini anlamalarına ve raporlanan bilgileri doğru bir şekilde yorumlamalarına olanak tanımalıdır.

Raporlama Örnekleri

Yukarıda aktardığımız riskleri ve alınan önlemlerin raporlanmasını CSRD uyumlu bir raporlama üzerinden inceleyelim. Global denizcilik devi Maersk’in raporundan alınan ilk örnekte geçiş risklerinden bahsedilmiş, daha sonra açıklama metninde science-based (bilimsel temelli) hedeflerin zamanında karşılanamaması da bir risk olarak aktarılmış olsa da burada aslında bilimsel temelli hedefler verilmek suretiyle çeşitli çevresel ve itibari risklere karşı alınan tedbirlere de yer verilmiş oluyor. Bu uygulamanın yanlış veya hatalı bir uygulama olduğu söylenemese de bir sonraki örnekte görüleceği üzere risklerin en yalın haliyle aktarılması konusunda bir eksiklik olduğu söylenebilir.

İkinci örneğimizde ise şirketin kendi operasyonlarının biyoçeşitliliğe ve ekosisteme zarar vermesi etki ve riskinden bahsedilmiş ve özellikle bu etkilerin biyoçeşitlilik bakımından hassas olan alanlarda daha da artabileceği vurgulanmış fakat alınan tedbirlere herhangi bir şekilde yer verilmemiş. Böylece kullanıcılara, şirketin operasyonlarından kaynaklanan olumsuz etki ve risk en “brüt” şekilde aktarılmış.

Y🌍RUM: ESRS kapsamında risk ve etki değerlendirmesinde azaltıcı önlemlerin ne zaman dikkate alınması gerektiği konusunda farklı görüşler olmakla birlikte, EFRAG kılavuzu çevresel etkiler için net bir yönlendirme sunmakta: etkiler öncelikle azaltıcı önlemlerden bağımsız olarak değerlendirilmeli.. Risk değerlendirmesi için de benzer bir yaklaşımın benimsenmesi, yani risklerin "brüt" haliyle değerlendirilmesi ve ardından azaltıcı önlemlerin ayrı olarak raporlanması, daha şeffaf ve kapsamlı bir raporlama sağlayacaktır. Bu sayede paydaşlar, şirketin karşı karşıya olduğu temel riskleri ve etkileri ile bu riskleri ve etkileri yönetmek için uyguladığı stratejileri daha net bir şekilde anlayabilirler.

Ücretsiz abonelerimiz için tanımlanan makalelerin sonuna geldiniz.

1000TL karşılığında premium bülten abonesi olabilir ve bültendeki diğer yazıları da okuyabilirsiniz.

  • Enerji dönüşüm projelerinde teknik yeterlilik kadar yerel toplulukların sosyal tepkileri de yatırımın kaderini belirliyor. Sosyal etki yönetimi karar süreçlerinin ayrılmaz bir parçası hâline gelmeden enerji geçişi gerçekten mümkün mü? (Devamı)

  • Kurumsal sürdürülebilirlik hedefleri belirlendi, planlar yapıldı ama ilerleme hâlâ sınırlıysa sorun veride değil, kurum içindeki sürdürülebilirlik anlayışında olabilir. Şirketiniz gerçekten hangi arketiple hareket ediyor ve bu yaklaşım sizi ileri mi götürüyor yoksa yerinizde mi saydırıyor?(Devamı)

  • Sürdürülebilirlik uzun süredir çevresel göstergelerle tanımlansa da toplumsal etkilerin görünürlüğü hâlâ sınırlı. Sosyal sürdürülebilirliği kurumsal stratejilere entegre eden şirketler ise hem riskleri yönetme hem de uzun vadeli değer yaratma konusunda öne çıkıyor. (Devamı)

  • AB, otomotiv sektöründeki emisyon kurallarında teknik bir esnekliğe giderek, elektrikli araçlara geçiş sürecinde yaşanan zorlukları dikkate alıyor. Üç yıllık ortalamaya dayalı yeni değerlendirme modelinin ayrıntılarına göz attık.(Devamı)

  • İklim değişikliği artık yalnızca çevresel değil, doğrudan finansal bir mesele olarak şirket bilançolarında yer buluyor. Riskleri tanımanın yanında onları rakamlarla ifade eden ve stratejiye entegre eden şirketler, yarının belirsizliğinde gerçek rekabet avantajını elde edecek.(Devamı)

  • CSRD’deki sadeleştirme süreci, şirketler için kısa vadede bir rahatlama sağlarken uzun vadede şeffaflık ve etki temelli raporlama ilkelerini zayıflatma riski taşıyor. GRI'ın da vurguladığı gibi, sürdürülebilirliğin gerçek gücü yalnızca kurallara değil, gönüllü sorumluluk anlayışına dayalı güçlü ve kapsayıcı raporlama kültüründe yatıyor. (Devamı)

KEŞFEDİN
Bu hafta gözümüze çarpan diğer haberler

Araştırma yaparken karşımıza çıkan ve bu hafta bültene koymadığımız diğer haberleri sizler için aşağıda derledik.

BİTERKEN
Yeşil Büyüme ile İşbirliği Yapın

Bu hafta da bültenin sonuna geldik. Yeşil Büyüme’nin diğer hizmetlerini aşağıda bulabilirsiniz.

Dinamik Regülasyonlara uyum ve sürdürülebilirlik alanındaki deneyimimizden faydalanmak isterseniz işte Yeşil Büyüme’nin size değer katabileceği alanlar:

  1. Kurumsal Sürdürülebilirlik Eğitimleri - Başta GRI, CSRD ve TSRS raporlama çerçevelerini kapsayan, kurum ve sektöre özel sürdürülebilirlik ve raporlama eğitimleri için irtibata geçin.

  2. Sürdürülebilirlik Raporlaması Danışmanlığı - Şirketinizin sürdürülebilirlik çalışmalarının, risk ve fırsatların üst bakışla raporlara yansıtılması için iletişime geçin.

  3. Sürdürülebilirlik İletişimi- Çoğunluğu yönetici seviyesinde 8000+ abone ve 32.000+ sosyal medya takipçisi ve ~20.000 Websitesi okuyucusuna mesajınızı iletin. Kapsamlı işbirliği paketi için irtibata geçin.