Yeşil Büyüme Haftalık Bülten-SKDM Soru-Cevap Özel Sayı

Merhaba, Yeşil Büyüme'nin Haftalık Bülteni'ne hoş geldiniz. Girdileriniz ve ekosistemin ihtiyaçlarıyla şekillenecek bu bültende hangi konuları görmek istersiniz? Bize yazın. Keyifli okumalar!

Bu haftaki bültenimizde her zamanki formatımızın dışında ve özel bir konuyla karşınızdayız. 24 Ağustos’ta düzenlediğimiz SKDM Eğitimi’nde birçok soru almış ancak zaman kısıtlaması sebebiyle bu soruların ancak bir kısmını cevaplayabilmiştik. Bu bültende, elimizdeki sorulardan sizin için bir seçki yaptık ve cevaplarını sizlerle paylaşıyoruz.

Tabi çabalarımız sadece bununla sınırlı değil. Ekip olarak 20 Eylül’de SKDM konusunda diğer soruları da cevaplayacağımız ücretsiz bir çevrimiçi SKDM semineri vermeyi planlıyoruz. Hatta bize bu bülteni hazırlama ilhamını da aslında bu eğitim verdi. SKDM konusundaki soruları orta ve ileri seviyeden katılımcıların anlayabileceği şekilde cevaplayacağımız çevrimiçi seminerimize herkesi bekliyoruz.

ÜCRETSİZ ÇEVRİMİÇİ SKDM SORU-CEVAP SEMİNERİ

Organizasyonunuzu Geleceğe Taşıyın!

20 Eylül’de gerçekleştireceğimiz ücretsiz çevrimiçi eğitimimize davetlisiniz! SKDM düzenlemelerine dair tüm sorularınızı cevaplandıracağımız bu eğitim ile SKDM’nin getirdiği risk ve fırsatları görün, atılacak adımlara dair bilgilenin​.

Neler Öğreneceksiniz?

  • Mevzuat Açısından Yükümlülükler: Raporlama yükümlülükleri, izleme planlarının hazırlanması ve güncellenmesi, yetkili ithalatçı ve operatörlerin sorumlulukları

  • Hesaplama Metodolojisi: CN ürün kodlarının belirlenmesi, AB ETS’deki beşikten kapıya yönteminin kullanılması, GHG protokolü ve ISO 14067 arasındaki farklılıklar

  • Milli ETS'nin Oluşturulması: Milli ETS’nin nasıl ve ne zaman kurulacağı, ücretlerin nasıl şekilleneceği, sektörlere ne gibi maliyetler getireceği

  • Etkilenecek sektörler: Doğrudan etkilenecek sektörler, milli ETS’nin sektörler üzerindeki etkileri, SKDM'nin borsaya etkileri

Eğitimimiz ile ilgili öne çıkanlar

Net Cevaplar: SKDM Düzenlemesi'nin ayrıntılarına yönelik ve ihracatçılarımızın sahada karşılaştıkları problemlere ilişkin soruları temel kaynaklara dayanarak ve yalın bir dille cevaplandıracağız.

Herkese Soru Hakkı: Bir önceki eğitimde gelen soruların cevaplanması ile başlayan eğitim, talepleriniz doğrultusunda 2 saat sürecek. Geçmiş soruların yanıtlanmasının ardından eğitim esnasında sorulan sorulara cevap verilecek.

Orta ve İleri Seviye Katılımcılar İçin: Bu eğitimde cevaplanacak sorular orta ve ileri seviye katılımcıların ihtiyaçlarını karşılayacak türde olacak. Temel bilgiler için yakın zamanda ilave bir eğitim düzenlenecek.

SKDM düzenlemeleriyle ilgili olarak organizasyonunuzu nasıl daha bilinçli ve hazırlıklı kılabilirsiniz? 20 Eylül’de sizleri bu özel eğitimde aramızda görmekten mutluluk duyarız.

Eğitime kayıt için burayı tıklayın.

SINIRDA KARBON DÜZENLEMESİ İLE İLGİLİ GELEN SORULAR VE CEVAPLARI

Soru-1: SKDM için ISO 14064-1 standardına göre yapılmış Kapsam-1, Kapsam-2 ve Kapsam-3 hesaplamaları geçerli olacak mıdır? Bir şirketin SKDM'ye tabi olacak emisyonları nasıl ve neye göre hesaplanarak ücretlendirilecektir?

Dünya Ticaret Örgütü’nün rekabet kurallarına uygunluk açısından SKDM kapsamında uygulanacak hesaplama yönteminin AB ETS’deki hesaplama ile uyumlu olması gerekiyor. SKDM kapsamında ürün karbon ayak izinin hesaplanması gerektiğinden, ISO 14064 organizasyonel karbon ayak izi hesaplama standardı SKDM kapsamında yükümlülüklerin yerine getirilmesi için yeterli değil. Bu nedenle, hesaplamalarda GHG Protokolü ve ISO 14067'den farklı olarak beşikten kapıya kadarki emisyonlar dikkate alınacak.

Soru-2: Raporlama yaparken ürün bazlı yapılacak olan hesaplamada hat başına ya da makina başına elektrik/doğal gaz analizörleri mi koymalıyız? Ya da aylık olarak harcanan toplam elektrik/doğal gaz miktarını sayaçlardan tespit edip üretilen toplam ürüne oranlayarak emisyon hesaplamaları yapabilir miyiz?

Hesaplamalarda temel olarak iki yöntem tercih edilebilir. Bu yöntemler Türkiye’de uygulanan İRD sistemine de benzerlik arz ediyor. Hesaplamaya dayalı yöntemde, sisteme giren yakıt vb. madde miktarı ve laboratuvar analizleri dikkate alınıyor. Bu yöntemde kullanılan doğal gaz ve kömürün ölçülmesi söz konusu. Ölçüme dayalı yöntemde ise emisyon miktarları, bacadan çıkan gazların sürekli olarak ölçülmesi ile belirleniyor. Tesisler, emisyon hesaplamalarında bu yöntemlerden birini tercih edebilecekleri gibi iki sistemi hibrit olarak da kullanabilirler. Burada operatörlerimizin SKDM kapsamına giren ürünler için üretim proseslerini ve rotalarını belirlemeleri gerekiyor.

Soru-3: Kompleks ürünlerde, yani içeriğinde hem alüminyum hem de diğer hammaddeler olan bir üründe ürün emisyon miktarı nasıl hesaplanacak?

İçeriğinde SKDM kapsamına giren bileşenlerin bulunduğu ürünlere kompleks ürünler diyoruz. Bu ürünlerle ilgili gömülü emisyon miktarlarının nihai ürüne ait gömülü emisyon bilgileri hesaplanırken kullanılması gerekiyor. Eğer öncül materyaller (procursors) aynı tesiste üretiliyorsa bu durumda hesaplamalarda kolaylık sağlanması için “bubble yaklaşımı” tercih edilebilir. Eğer öncül materyaller tedarikçilerden temin ediliyorsa bu durumda tedarikçiler ile iletişime geçilerek gömülü emisyon bilgileri ile birlikte karbon rejimi kapsamında ödenen karbon ücretleri bilgilerinin elde edilmesi gerekiyor.

Soru-4: Türkiye’de milli ETS’nin 2024 yılında kurulması bekleniyordu. Bu konudaki ilerleme/son durum ile ilgili bilgi verebilir misiniz?

Kurulacak olan Milli Emisyon Ticaret Sistemi ile ilgili genel bilgiler Taslak İklim Kanunu’nda yer alıyor. Milli Emisyon Ticaret Sistemi’nin 2024 yılı başından itibaren 3 yıllık bir pilot uygulama ile yürürlüğe girmesi bekleniyor. Borsa gibi bir yapıya sahip olan ETS’lerin gelişmekte olan ülkelerde kurulması çok kolay değil. Karbon ücretlerinde yaşanabilecek dalgalanmalar özellikle finansmana erişim konusunda güçlük çeken sanayicilerimizin rekabet gücü açısından zorlanmasına yol açabilir. Bununla birlikte, SKDM kapsamında ödenecek karbon ücretlerinin kendi yeşil dönüşümümüzün finansmanında kullanılabilmesi için milli ETS’de karbon ücretlerinin belirli bir seviyeye ulaşması gerekiyor. Çünkü Avrupa Birliği, ithalatın gerçekleştirildiği ülkede ödenen karbon ücretlerini SKDM kapsamında ödenecek karbon ücretlerinden düşecek. Tüm bu parametreler ışığından Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın hassas bir denge politikası izleyerek milli ETS’deki ücretlendirmeyi ayarlaması bekleniyor.

Soru-5: Karbon ücretleri ihracatçı firmalardan nasıl tahsis edilecek? İhracat yapmak isteyen firma ne sıklıkla nasıl bir raporlama yapacak ve ne sıklıkla karbon ücretini ödeyecek? Bu ücret her ihracatta ayrıca mı ödenecek?

Avrupa Birliği’ndeki ithalatçı firmalar ödemeleri 2026 yılından itibaren yapacak. Türkiye’deki ihracatçı firmalarımızın, ihraç ettikleri ürünlere yönelik gömülü emisyonları AB’deki ithalatçı firmalara bildirmeleri gerekiyor. Bu raporlamanın ihraç edilen her ürün grubu için yapılması bekleniyor. AB’deki ithalatçı firmaların ise ithal ettikleri mallara ait gömülü emisyonları çeyrek dönemleri takip eden bir ay içerisinde, ilgili dönem için Avrupa Komisyonu’na rapor etmesi ve yine dönem içerisinde emisyonlarının en az %80’i oranında SKDM sertifikası satın alması gerekiyor. 2026 yılı için söz konusu olan ödemeler 31 Mayıs 2027 yılına kadar yapılmak zorunda.

Soru-6: Milli bir ETS’nin kurulması durumunda AB bu durumu kendi imalatçılarının rekabetine yönelik dezavantaj olarak görmeyecek mi? Diğer ülkelerin karbon rejimlerinin SKDM’deki geçerliliği nasıl belirlenecek?

Hayır. Aksine SKDM’nin en önemli amaçlarından birisi ETS ve benzeri karbon rejimlerinin diğer ülkelerde de kurulması ve bu rejimlerdeki karbon ücreti/vergilerinin artması. Avrupa Birliği küresel emisyonların yaklaşık olarak sadece %7'sine yol açıyor. Bu nedenle iklim değişikliği ile sadece kendi emisyonlarını azaltarak mücadele edilmeyeceğinin de oldukça farkında. Ayrıca, Paris İklim Anlaşması’nda da teşvik edildiği gibi küresel ölçekte karbon emisyonlarının azaltılabilmesi için ETS vb. sistemlerinin yaygınlaşması gerekiyor.

AB’nin rekabet gücünün zarar görmesi meselesi ise iklim adaleti konusu ile yakından bağlantılı. Normalde tarihsel emisyon sorumluluğu fazla olan Avrupa Birliği’nin diğer ülkelerden SKDM kapsamında karbon ücreti alarak kendi yeşil dönüşümünü gerçekleştirmesi iklim adaletine uygun değil.

Diğer ülkelerde ödenen karbon ücretleri/vergileri SKDM ücretlerinden düşülecek. 2026 yılının başına kadar sürecek olan geçiş döneminde diğer ülkelerde ödenen karbon ücretleri ile ilgili veriler de toplanarak ücretlerin ödeneceği 2026 sonrasında diğer ülkelerde uygulanan karbon rejimleri ile ilişkiler belirlenecek.

Soru-7: Petrokimya ve rafineri ürünleri ne zaman SKDM kapsamına alınacak?

Petrokimya ve rafineri sektörlerinin cam, seramik, kağıt vb. AB ETS EK-I’nde yer alan sektörler ile birlikte 2030 yılına kadar SKDM kapsamına alınması bekleniyor.

Soru-8: CN kodlarına uyan üretimimiz mevcut fakat son 3 yıldır bu ürünlere yönelik bir satışımız yok. Yine de SKDM kapsamına giriyor muyuz?

SKDM kapsamında yükümlülüğün oluşması için ilgili ürünün Avrupa Birliği’ne ihracatının gerçekleşmesi gerekiyor. Eğer SKDM kapsamına giren ürün bir şekilde Avrupa Birliği sınırları içerisine girmiyorsa SKDM kapsamında yükümlülüğün oluşması söz konusu değil. Bununla birlikte, SKDM kapsamına giren bir ürünün Avrupa Birliği dışında başka bir ülkeye gönderilmesi ve bu ürünün yine SKDM kapsamına giren kompleks bir ürünün üretilmesinde kullanılması ve o kompleks ürünün üçüncü ülke üzerinden AB ülkelerine ihraç edilmesi durumunda, basit ürünle ilgili gömülü emisyonların raporlanması yükümlülüğü ortaya çıkar.

Soru-9: Bir bankanın SKDM kapsamında atması gereken temel adımlar nelerdir?

Şu an için SKDM’nin bankalar için doğrudan sorumluluk doğurması söz konusu değil. Bununla beraber, SKDM kapsamına giren üretim tesislerine sağlanan krediler çerçevesinde bankaların dikkat etmesi gereken bazı konular var. Öncelikle BDDK tarafından yapılan bir çalışmada da belirtildiği üzere 2026 sonrasında ödenmeye başlanacak karbon ücretlerinden sakınmak için Türkiye’deki ihracatçı şirketlerin dekarbonizasyon projelerine ağırlık vermeleri gerekiyor. Bankalar, bu firmaların dekarbonizasyon yatırımlarını destekleme konusunda önemli roller oynayabilir. Diğer taraftan SKDM kapsamında kademeli olarak artacak olan karbon ücretleri, Avrupa Birliği’ndeki otomotiv, beyaz eşya vb. SKDM ürünlerini üretim süreçlerinde kullanan şirketlerin tedarik zincirlerinde daha düşük emisyonlu üretim yapan şirketlere yönelme eğilimini güçlendirecektir. Bu anlamda dekarbonizasyonla ilgili doğru zamanda adım atmayan şirketlerin AB şirketlerinin tedarik zincirlerinde kalmaları güçleşecek ve dolayısıyla bu şirketlere verilen kredilerin geri dönüşlerinde bir takım riskler oluşabilecektir. Bankaların bu riskleri dikkatli bir şekilde yönetmeleri gerekiyor.

Soru-10: Doğrulamada TURKAK 17029 standardı mı geçerlidir?

2024-2026 arasında uygulanacak olan geçiş döneminde emisyon raporlamalarının doğrulatılması söz konusu değil. Rapor edilen emisyonların doğrulanması uygulamasına 2026 yılından itibaren başlanacak. Bu konu ile ilgili Avrupa Komisyonu’nun ikincil bir düzenleme yayımlaması bekleniyor. Özellikle Ticaret Bakanlığımız, doğrulama yetkisinin Türkiye’deki bazı firmalara verilmesi konusunda ciddi çalışmalar yürütüyor.

Soru-11: Deniz taşımacılığı SKDM'ye dahil midir?

Deniz taşımacılığı, AB ETS’nin Gözden Geçirilmesi Düzenlemesi kapsamında AB ETS’ye dâhil edildi. Ancak halihazırda deniz taşımacılığı SKDM kapsamında değil. 2003 yılında yayımlanan AB ETS Direktifi’nin EK-I’deki yer alan sektörler 2030 yılına kadar SKDM’nin kapsamına alınacak. Bu nedenle en azından 2030 yılına kadar deniz taşımacılığının SKDM kapsamına alınması beklenmiyor.

Soru-12: Döküm sektöründe hurda demir kullanıldığında ürünler SKDM kapsamına giriyor mu?

Demir, çelik ve alüminyum üretiminde kullanılan hurda materyallerdeki gömülü emisyonların sıfır olarak kabul edilmesi planlanıyor.

Soru-13: Boya ve ısı yalıtım sektörü ne zaman SKDM kapsamına girecek? Plastik sektörü SKDM kapsamına giriyor mu? (Petrol türevi hammadde alıp kumaş üreten bir firma örneğinde)

Türkiye’deki boya ve ısı yalıtım sektörünün şimdi ve gelecekte SKDM’nin kapsamına girmesi beklenmiyor. Bununla birlikte, SKDM kapsamında ödenecek ücretlerden sakınılabilmesi için Türkiye’de bir an önce milli bir ETS’nin kurulmasına ihtiyaç duyuluyor. Milli ETS kurulduğunda ise SKDM kapsamına giren sektörlerin yanı sıra AB ETS’de yer alan kimyasallar, cam, kağıt vb. diğer sektörlerin de milli ETS’ye dâhil edilmesi planlanıyor. Kimyasalların milli ETS’ye dâhil edilmesi, uygulanacak olan karbon ücretlerinden dolayı boya üretiminde kullanılan girdi malzemelerinin fiyatlarını artırabilir. Aynı durum petrol türevi malzemeler kullanarak üretim yapan veya gübre kullanarak tarımsal üretim yapan sektörlerimiz için de geçerli.

Soru-14: 2025’te AB tarafından yeniden değerlendirilecek olan husus nedir?

Avrupa Komisyonu'nun 2026 yılına kadar yapacağı değerlendirme, özellikle elektrikten kaynaklanan dolaylı emisyonlar ve AB Emisyon Ticaret Sistemi kapsamındaki diğer sektörlerin SKDM’ye dahil edilip edilmeyeceği konusunda olacak ve oldukça kritik öneme sahip. Elektrikten kaynaklı dolaylı emisyonların SKDM kapsamına alınması halinde ihracatçılarımızın karşılaşacağı maliyetlerin önemli ölçüde artması bekleniyor. Yine aynı şekilde 2030 yılına kadar kağıt, cam, seramik ve kimyasallar gibi diğer sektörlerin SKDM kapsamına alınması, Türkiye’den Avrupa Birliği’ne ihracat yapan şirketlerimizi önemli ölçüde etkileyecektir.

Soru-15: SKDM'de sertifikaların ticareti yapılabilecek mi? Her sene 1 Temmuz'a kadar eldeki fazla SKDM sertfikaların satılması hangi durumu kapsıyor?

Fiyat istikrarının sağlanması açısından SKDM kapsamında satın alınan sertifikaların ticareti mümkün değil. SKDM sertifikalarının başka ülkelerdeki üreticiler için mali yükümlülük açısından bir takım sorumluluklar doğurması, SKDM’nin ticaretinin yapılması halinde bir takım hukuki tartışmaları beraberinde getirebilir. Öte yandan satın alınan fazla sertifikaların piyasa paydaşlarının maliyetlerini dolaylı olarak artırmaması için Avrupa Birliği her yıl 1 Temmuz tarihine kadar elde kalan fazla SKDM sertifikalarının yetkili makamlara iade edilmesine izin verecek.

SPONSORLARIMIZ

Yeşil dönüşümün getirdiği risk ve fırsatların farkında olan Eskişehir Sanayi Odası, pandemi döneminden itibaren bünyesinde kurduğu birim ile kendisine bağlı sanayicilere nitelikli eğitimler/hizmetler sunuyor.

ESO, geçtiğimiz günlerde düzenlediği "Sürdürülebilir Yeşil Sanayinin Vizyon Belgesi Lansmanı" etkinliği ile bu çalışmalarının ulaştığı seviyeyi kamuoyu ile paylaştı. Bu güzel etkinliğe konuşmacı olarak bizleri davet eden ve "Avrupa Yeşil Mutabakatı - Net-Sıfır Endüstri Yasası" konulu sunumumuzu üyelerine takdim etmemize imkan sağlayan Eskişehir Sanayi Odası'na teşekkür ederiz.

Siz de organizasyonunuz ile ilgili hizmet veya faaliyet talepleriniz için lütfen bizimle iletişim sayfamızdan irtibata geçin.

  • Bültende yer almasını istediğiniz konuları [email protected] üzerinden paylaşabilirsiniz.

  • Haftaya yine dolu dolu bir bültende buluşmak üzere. Hoşçakalın!

-