Yeşil Büyüme Haftalık Bülten-98

Merhaba, Yeşil Büyüme'nin Haftalık Bülteni'ne hoş geldiniz. Sürdürülebilirlik alanında çabalar somutlaşır ve yoğunlaşırken siz de olan biteni yakından takip edin. Keyifli okumalar!

Bu bültende ele aldığımız başlıca konular şu şekilde;

  • Geçtiğimiz Yıl Yeni Rüzgar Kurulumlarında Rekor Kırıldı

  • AB Karbon Ticareti Stratejisinde Değişikliğe Gitmeli Mi?

  • SKDM’nin Getirdiği İhracat Zorlukları

  • Uyum ve Dayanıklılık Finansmanı İçin Kılavuz

  • Horizon Programı'nda Önemli Değişiklikler

  • AB'den 2050 Yılına Kadar Sıfır Emisyonlu Binalar İçin Yeni Kurallar

  • AB, Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası'ndaki (EBRD) Payını Artırıyor

Yeşil Büyüme Evreninden Gelişmeler

Yeşil Büyüme kurumsal sürdürülebilirlik alanında eğitim ve içerik üretimimize tüm hızıyla devam ediyoruz. Siz de bu çabalarımıza göz atın:

  • 24 Nisan’da Türkiye Sürdürülebilirlik Raporlaması Standartları ile ilgili dördüncü eğitimimizi vermeye hazırlanıyoruz.

  • 15 Mayıs’ta, karbon ticareti mekanizmaları alanında Türkiye’nin önde gelen uzmanlarından Prof. Ayşe Uyduranoğlu eğitmenliğinde Karbon Piyasaları Eğitimi vereceğiz.

  • Sürdürülebilir finansa dair en önemli düzenlemelerden biri olan AB Taksonomisi’ne ilişkin 30 Nisan’da ücretsiz bir webinar düzenliyoruz.

  • Sektörel olarak önem arz eden rapor, rehber ve diğer çalışmalarımızı Superpeer üzerinden başlattığımız ücretli abonelik sistemimiz vasıtasıyla yayımlamaya başladık. İstediğiniz zaman durdurabileceğiniz premium abonelik sayesinde çalışmalarımıza ücretsiz olarak erişebilmenin yanı sıra, Yeşil Büyüme eğitimlerine indirimli olarak katılma şansı da yakalayabileceksiniz.

Şirketlere özel uyguladığımız toplu katılım indirim opsiyonları için [email protected] adresi üzerinden bizimle iletişime geçin.

ENERJİ GÜNDEMİ

Geçtiğimiz Yıl Yeni Rüzgar Kurulumlarında Rekor Kırıldı

Küresel rüzgar endüstrisi geçen yıl 117 gigavat (GW) büyüklüğünde yeni kapasite kurarak rekor kırdı, ancak sektörün iklim hedeflerine ulaşmak için bu miktarın yaklaşık üç katını kurması gerekiyor. Global Rüzgar Enerjisi Konseyi (GWEC) tarafından salı günü yayınlanan rapora göre, geçen yıl kurulan yeni kapasite miktarı bir önceki yıla göre %50 daha fazla oldu. Geçen yıl yeni kurulan karadaki rüzgar kapasitesi 106 GW iken, deniz üstü rüzgar kapasitesi ise 10.8 GW olarak kaydedildi. Ayrıca GWEC, 2028 yılına kadar her yıl 158 GW yeni rüzgar kurulumu beklediğini belirtti.

Küresel iklim sözleşmelerinde belirlenen hedeflere ulaşabilmek için, sektörün 2030 yılına kadar her yıl en az 320 GW kapasite kurması ve toplam kapasiteyi 3 teravata (TW) çıkarması gerekiyor. Toplam rüzgar gücü kapasitesi geçen yıl ilk kez 1 TW'yi geçti.

Raporun lansmanında konuşan GWEC Başkanı Ben Backwell, "Dünya çapında 1 TW kurulu rüzgar gücüne ulaşmamız 40 yıldan fazla sürdü. Şimdi önümüzdeki 2 TW'yi kurmak için sadece yedi yılımız var" şeklinde açıklamalarda bulundu. Backwell ayrıca büyümenin büyük ölçüde Çin, ABD, Brezilya ve Almanya gibi birkaç büyük ülkede yoğunlaştığını ve daha fazla ülkenin rüzgar kurulumlarını artırmasına ihtiyaç duyulduğunu da sözlerine ekledi.

Rüzgar kurulumları için en büyük beş pazar sırasıyla Çin, Amerika Birleşik Devletleri, Brezilya, Almanya ve Hindistan oldu. Çin, 75 GW yeni kurulum ile yeni bir rekor kırarak küresel toplamın neredeyse %65'ini tek başına sırtladı. Ayrıca Latin Amerika da, rekor bir artışla geçtiğimiz yıla göre %21 oranında bir büyüme yakaladı. Brezilya 4.8 GW yeni kurulum ile bu büyümede başı çeken ülke oldu.

SEKTÖREL SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK

AB Karbon Ticareti Stratejisinde Değişikliğe Gitmeli Mi?

AB Emisyon Ticaret Sistemi’nin mimarlarından olan eski bürokrat Jos Delbeke, Bloomberg’e verdiği bir mülakatta, AB'nin küresel karbon piyasalarını desteklemek için stratejisinde önemli değişikliklere gitmesi gerektiğini vurguladı. Delbeke'ye göre, AB'nin uluslararası karbon kredilerini kabul etmeye başlaması ve bu alanda daha etkin bir rol oynaması şart. Bu adımlar, özellikle gelişmekte olan ülkeler için iklim finansmanı sağlama potansiyeli açısından büyük önem taşıyor.

Delbeke, AB'nin karbon kredileri konusunda şu anda düşük bir profil sergilediğini, ancak bu kredilerin piyasaya entegre edilmesinin AB'nin Emisyon Ticaret Sistemi’ni olumsuz etkileyebileceğini, bu nedenle entegrasyonun çok dikkatli yapılması gerektiğini belirtti. Bilindiği üzere AB, 2026 yılından itibaren başlayacak olan SKDM ile çelik, alüminyum, çimento, gübre, hidrojen ve elektrik gibi sektörlere yönelik düzenlemeler getirdi. SKDM, AB'ye ithal edilen ürünlerin sebep olduğu emisyon için ek maliyetler getirecek ve bu maliyetler, ürünlerin üretildiği ülkelerde zaten bir karbon vergisi ödenmişse kısmen düşülebilecek.

SKDM’nin Getirdiği İhracat Zorlukları

Avrupa İklim Değişikliği ve Sürdürülebilir Geçiş Yuvarlak Masa (ERCST) oluşumu, AB'den ihraç edilen ve Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması (SKDM) kapsamındaki mallar için karbon sızıntısı risklerini inceleyen kapsamlı bir rapor yayınladı. "SKDM Kapsamındaki İhraç Malları için Karbon Sızıntısı Risklerinin İncelenmesi" başlıklı rapor, küresel pazarlarda Avrupa üreticilerinin karşılaştığı bir dizi kritik soruna ışık tutuyor.

ERCST'ye göre ihracat, SKDM’den etkilenen AB endüstrileri için hayati bir çift rol oynamakta. İhraç faaliyetleri sadece ekonomiye önemli katkılar sağlamakla kalmıyor, aynı zamanda büyük çevresel öneme de sahip. Rapor, ihracatın yalnızca yabancı pazarlara yönelik üretim oranı tarafından değil; üretim kapasitesi kullanımı, mevsimsel dalgalanmalar ve zaman içinde pazar talebindeki değişiklikler gibi çeşitli faktörler tarafından da etkilendiğini vurguluyor.

Analiz, Avrupalı üreticilerin sadece yerel pazar dinamikleriyle mücadele etmekle kalmayıp, aynı zamanda yurtdışında da şiddetli rekabetle karşı karşıya olduğunu belirtiyor. Rapora göre AB içinde yüksek üretim maliyetleri, fazla üretim kapasiteleri ve ticaret partnerlerinin agresif müdahaleleri nedeniyle Avrupalı üreticiler zorlu rekabet koşullarıyla mücadele ediyor.

Bu tür derinlemesine çalışmalar, politika yapıcıların Avrupa'nın yeşil dönüşüm yolculuğunda daha bilinçli ve etkili kararlar almasına yardımcı oluyor. SKDM’den en fazla etkilenen ikinci ülke olduğumuz göz önüne alındığında, ihracatçılarımıza yol gösterecek benzer çalışmalara ihtiyaç duyulduğu açık.

KURUMSAL SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK

Uyum ve Dayanıklılık Finansmanı İçin Kılavuz

Sürdürülebilirlik risklerini yönetmek kuşkusuz organizasyonları bekleyen en önemli görevlerden biri olarak adlandırılabilir. Bu riskleri finanse etmek ise çok ciddi bir esneklik gerektirmekte. Uluslararası bankalardan Standard Chartered, geçtiğimiz günlerde tam da bu konuya değinen bir rapor yayımladı. Raporda, şirketlerin risk yönetiminde yapması gerekenler finansal bir bakış açısıyla sıralanıyor ve doğal tehlikelere uyum ve dayanıklılığa yönelik özel yatırımları artırmak için, finansal sistem genelinde aşağıdaki önlemlerin uygulanması öneriliyor:

  • Merkez bankaları ve finans otoritelerine, yatırımları teşvik etmek amacıyla karar alma süreçlerine doğal afet risk değerlendirmesini dahil etme zorunluluğu getirilmesi.

  • Çok taraflı kalkınma bankaları ve hükümetlerle işbirliği yaparak, uyum çabaları için finansmanı önemli ölçüde artırmak üzere çeşitli finansal araçların kullanılması.

  • Pazar şeffaflığını artırma ve ölçeklenebilirlik sağlama amacıyla afet bilgileri ve metrikleri için gelişmiş sistemler oluşturulması.

🗺AVRUPA YEŞİL MUTABAKATI

Horizon Programı'nda Önemli Değişiklikler

Avrupa Komisyonu'nun Horizon Europe 2023-24 Çalışma Programı'na yaptığı değişiklikler, sürdürülebilirlik odaklı önemli yatırımları içeriyor. Bu değişiklikle programın 2024 bütçesi 1.4 milyar Euro artırılarak toplamda 7.3 milyar Euro'ya ulaştı. Özellikle AB Misyonları ve Yeni Avrupa Bauhaus (NEB) inisiyatifi üzerinden yeşil dönüşüm hedeflerine ulaşmak amaçlanıyor.

AB Misyonları kapsamında 648 milyon Euro'luk bir yatırım yapılacak. Bu yatırımla birlikte, 2030 yılına kadar en az 25.000 km'lik akarsu restorasyonu, 100'den fazla şehirde iklim nötr kontratlarının uygulanması ve sağlıklı topraklar için 100 yaşam laboratuvarının kurulması gibi somut hedefler belirlendi. Bu girişimler, iklim değişikliğiyle mücadelede yerel ve bölgesel kapasitelerin güçlendirilmesini ve çevresel sürdürülebilirliğin artırılmasını hedefliyor.

New Europe Bauhaus (NEB) inisiyatifi ise, Avrupa Yeşil Mutabakatı'nın avantajlarını günlük yaşama taşımayı amaçlıyor. Örneğin, İspanya'daki TOVA projesi, toprakla sürdürülebilir ve ekonomik binalar inşa etmek için 3D baskı tekniklerini kullanıyor. Belçika'daki WATSUPS projesi ise, Dyle Nehri boyunca yeni bir kamusal alan oluşturarak bölgenin özel mülk olma riskini azaltmayı hedefliyor.

Bültenimizde zaman zaman vurguladığımız üzere AB ülkeleri, yürürlüğe koydukları düzenlemelerin kağıt üstünde kalmaması adına gerekli bütçelendirme ve fizibilite çalışmalarını istikrarlı bir şekilde yürütüyor. Ülkemizde ise çalışmalar bu seviyede olmasa bile yasama çalışmalarının hız kazandığını görmek sevindirici.

AB'den 2050 Yılına Kadar Sıfır Emisyonlu Binalar İçin Yeni Kurallar

AB yasama organları tarafından uzun süredir üzerinde çalışılan Binalarda Enerji Performansı Yönergesi'nde son aşamaya gelindi. Geçtiğimiz hafta resmen onaylanan yönergeye göre AB ülkelerinin bina stoku 2050 yılına kadar sıfır emisyonlu hale getirilecek.

Düzenlemede dikkat çeken başlıkları kısaca özetleyecek olursak:

  • 2030 yılına kadar inşa edilecek tüm yeni binalar sıfır emisyonlu olacak.

  • Ticari olmayan binalar için asgari enerji performans standartları belirlendi. 2030 itibarıyla, bu binalar enerji performansı en düşük %16'lık dilimin üzerinde olacak.

  • Üye devletler, enerji kullanımını azaltmak için konut binalarını yenileyecek. Özellikle enerji yoksulluğu çeken haneler için teknik yardım ve finansal destek sağlanacak.

  • 2040 yılına kadar binalardaki fosil yakıtlı kazanların kullanımı sonlandırılacak.

  • Yeni kurallar, güneş enerjisi tesisleri ve elektrikli araç şarj istasyonları gibi sürdürülebilir altyapıların binalara entegrasyonunu teşvik edecek.

Yönerge, imzalandıktan sonra AB Resmi Gazetesi'nde yayımlanacak ve üye devletler, bu kuralları ulusal mevzuatlarına iki yıl içinde dahil edecekler.

AB, Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası'ndaki (EBRD) Payını Artırıyor

Geçtiğimiz hafta Avrupa Konseyi tarafından onaylanan kararla birlikte AB, Temmuz 2025'e kadar her biri 10.000 avro değerinde 12.000 hisse satın alacak. Bu adımın, EBRD'nin sürdürülebilirlik ve çevresel dönüşüm projelerine olan bağlılığını güçlendirmesi ve bankanın yeşil finansman ve sürdürülebilir kalkınma projelerinde daha etkin bir rol almasını sağlaması bekleniyor. Ayrıca alınan kararla birlikte, EBRD'nin faaliyet alanı da genişleyerek Sahra Altı Afrika ve Irak'a kadar uzanmış olacak.

EBRD son olarak 15 Aralık 2023'te, faaliyetlerini sürdürebilmek için sermaye stoğunu 4 milyar euro artırmıştı.

Hazır olduğunuzda Yeşil Büyüme'den aşağıdaki hizmetleri alabilirsiniz.

Login or Subscribe to participate in polls.

📰 BAŞKA NELER VAR?

Geçtiğimiz hafta gündeme dair basında yer alan ilgi çekici başlıklar:

🔎 GÖZÜNÜZDEN KAÇTIYSA

Gündemin yoğunluğuyla birlikte kaçırmış olabileceklerinizi sizin için derledik: