Yeşil Büyüme Haftalık Bülten-72

Merhaba, Yeşil Büyüme'nin Haftalık Bülteni'ne hoş geldiniz. Girdileriniz ve ekosistemin ihtiyaçlarıyla şekillenecek bu bültende hangi konuları görmek istersiniz? Bize yazın. Keyifli okumalar!

Bu bültende ele aldığımız başlıca konular şu şekilde;

  • Kurumsal sürdürülebilirlik, "ortak varlıklar trajedisi (tragedy of commons)"nin etkilerine maruz 

  • Yeşil yıkamadan kaçınmanın 6 yolu

  • Standart&Poor’s Türkiye çelik sektörüne ilişkin raporunu yayımladı

  • Kral 3.Charles iklim değişikliği ile mücadele için YouTube kanalı açtı

  • Avrupa Komisyonu 2024 yılı Çalışma Programı’nı belirledi

  • Avrupa Birliği’nden Euro 7 düzenlemesi

  • Dünya Bankası Fosil Yakıt Sübvansiyonlarına Tepki Gösteriyor

  • Yeşil Sözlük: AB Taksonomisi

KURUMSAL SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK

Kurumsal sürdürülebilirlik, "ortak varlıklar trajedisi (tragedy of commons)"nin etkilerine maruz 

Danışmanlık şirketi Gartner'ın kıdemli analistlerinden Brendan Williams’a göre, kurumsal sürdürülebilirlik ile ilgili prensiplerin yönetim politikalarına dâhil edilmesi ile ilgili genel bir mutabakattan söz edilse de, iklim değişikliğinin meydana getirdiği/getireceği tahribatın boyutu, tek başına sürdürülebilirlik ile ilgili acil önlemlerin alınmasını sağlayacak şekilde bir motivasyon sağlamıyor. İklimin etkileri genel olarak şirket yöneticilerinin kararlarını doğrudan etkilemiyor. Bu konuda müşterilerden gelen talepler, yatırımcıların istekleri ve düzenleyici otoritelerce getirilen yeni kurallar daha etkili. Sürdürülebilirlikle ilgili eylemlerin çoğunluğunda kar maksimizasyonu veya yaptırımlardan kaçınma düşüncesi daha baskın. 

Ortak varlıkların trajedisi, herkes tarafından ortak kullanılan kaynakların, topluluğun ortak yararına aykırı olarak bireysel çıkarlar uğruna suistimal edilmesini ifade etmek için kullanılan bir terim. Kısa dönemli bakış açısı ve finansal kâr odaklı düşünce yapısı nedeni ile kurumsal sürdürülebilirlik prensiplerinin uygulanması, ortak varlıklar trajedisinin olumsuz etkilerine maruz kalıyor. Bu nedenle iyi dizayn edilmiş endüstriyel düzenlemeler ile iyi uygulamaların teşvik edilmesi ve ihlallerin ise rekabet gücünü olumsuz etkilemesi sağlanmalı. 

Yeşil yıkamadan kaçınmanın 6 yolu

Avrupa Yeşil Mutabakatı kapsamında çıkarılan düzenlemelerin birçoğu, üreticilerin bulunduğu çevresel etki iddialarını düzenleyici hükümler içeriyor. Avrupa ile olan yakın ilişkilerimiz nedeniyle bu düzenlemelerin şirketlerimiz üzerinde de büyük bir dönüştürücü etkisinin bulunduğunu göz önüne aldığımızda, bir işletmenin Avrupa Birliği'nde yaklaşan düzenlemelere nasıl uyum sağlayabileceğini merak ediyor olabilirsiniz.

Yeşil yıkama düzenlemelerine uyum sağlamak ve tüketicileri yanıltmamak adına, işletmelerin izlemesi gereken adımları şöyle özetleyebiliriz:

  • Pazarlama materyallerinizi ve çevresel iddialarınızı gözden geçirin ve denetleyin: İşletmelerin, düzenlemelere uygun olup olmadıklarını belirlemek için pazarlama materyallerini ve çevresel iddialarını detaylı bir şekilde incelemeleri gerekiyor. Bu süreç, büyük ihtimalle hukuk ve sürdürülebilirlik uzmanlarına danışmayı ve potansiyel risk alanlarını belirlemeyi de gerektirecektir.

  • Çevresel iddialarınızı kanıtlayın: İşletmeler, çevresel iddialarını desteklemek için güvenilir ve doğrulanabilir kaynaklardan kanıtlar sunmalıdır. Bu, bilimsel araştırmalar, üçüncü taraf sertifikaları veya devlet verileri gibi kaynakları içerebilir. Düzenlemeler gerektirdiğinde, bu bilgilerin açıklanmaya hazır olması gerekir.

  • Titiz bir karbon muhasebesi yapın: Çevresel etkinizi kanıtlamak için verilere dayanmalısınız. İşletmeler, bir ürün veya hizmetin ayak izini hesaplarken sektör ortalamalarının ötesine geçmelidir. Birincil faaliyet verilerini mevcut kanıtlarla desteklemek önemlidir. Örneğin, Kapsam-1 ve 2 emisyonlarınız enerji faturaları ve benzeri aracılığıyla kolayca izlenebilir. Ancak, Kapsam-3 emisyonları hala en büyük payı temsil eder ve işletmelerin iddialarını kanıt ve verilerle desteklemeye başlaması bu açıdan önemlidir.

  • Standartlaştırılmış çevre etiketlerini kullanın: AB Komisyonu, tüketicilere bir ürünün çevresel performansı hakkında güvenilir bilgi sağlamak için EU Ecolabel gibi standartlaştırılmış çevre etiketlerinin kullanılmasını teşvik ediyor. İşletmeler, düzenlemelere uyum sağlamak için bu etiketleri kullanmayı düşünmelidir.

  • Çalışanlarınızı yeşil yıkama ve düzenlemeler konusunda eğitin: İşletmeler, tüm ilgili personelin bu düzenlemelerin etkilerini anlamasını ve olası uyum sorunlarını tespit edebilmesini sağlamak için çalışanlarına yeşil yıkama konusunda eğitim vermelidir.

  • Pazarlama materyallerinizi sürekli olarak izleyin ve güncelleyin: İşletmeler, düzenlemelere sürekli uyum sağlamak için pazarlama materyallerini ve çevresel iddialarını düzenli olarak gözden geçirmeli ve güncellemelidir.

SEKTÖREL SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK

Standart&Poor’s Türkiye çelik sektörüne ilişkin raporunu yayımladı

Dünyanın önde gelen derecelendirme kuruluşlarından biri olan S&P, ekim ayının başlarında Türkiye'nin çelik endüstrisi üzerine detaylı bir rapor sundu. Rapor, global ölçekte hammadde ve enerji hareketlerinin sektör üzerindeki etkilerini ve Sınırda Karbon Düzenlemesi'nin bu bağlamda nasıl bir rol oynayacağını inceliyor.

S&P Global analistlerinin bulgularına göre Türkiye, Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması (SKDM) nedeniyle ihracat gelirlerinden yaklaşık 4,8 milyar dolarlık bir kayba uğrayabilir. Bu miktar, 2020 Dünya Bankası istatistiklerine göre toplam ihracat gelirinin %3'üne eşdeğer. 2040 yılına gelindiğinde bu kaybın 9,5 milyar dolara çıkması öngörülüyor.

Ancak rapor, Türk çelik üreticilerinin bu potansiyel maliyetleri minimize etmek için karbon emisyonlarını azaltma yönünde yatırımlar yaptığına dikkat çekiyor. Bu yatırımlardan bazıları şunlar:

Tosyalı Holding: Türkiye'nin lider çelik üreticilerinden biri olan Tosyalı, tesislerini düşük karbon emisyonlu çelik üretimi için güncelleme kararı aldı. 120 milyon dolarlık yatırımla 235 MW kapasiteli bir güneş enerjisi santrali kurmayı planlayan şirket 2025'e kadar enerjinin yarısını yenilenebilir kaynaklardan sağlamayı hedefliyor.

Kardemir ve İçdaş: Kardemir, Muş'ta toplam 8 MW kapasiteli dört güneş enerjisi santrali kurma planlarını açıklarken İçdaş da Afyon ve Kütahya'da toplam 100 MW kapasiteli iki santral kurmayı hedefliyor. Bu projelerin 2024'ün ilk yarısında tamamlanması bekleniyor.

İsdemir: Bir diğer büyük çelik üreticisi İsdemir, üç farklı lokasyonda, toplam 400 MW kapasiteli güneş enerjisi santrali kuracak. Santraller Çorum, Mardin ve Batman'da inşa edilecek ve 2024'te çalışmaya başlaması planlanıyor.

Habaş: Şirket, İzmir Aliağa'da çelik eritme ve soğuk haddeleme tesislerinin yanında 1.000 cu m/saat kapasiteli bir hidrojen üretim tesisi kurmayı planlıyor.

Kral 3.Charles iklim değişikliği ile mücadele için YouTube kanalı açtı

Görsel: alamystock

Kraliçe Elizabeth’in vefatı sonrası geçtiğimiz sene Birleşik Krallık tahtına oturan Kral 3.Charles, veliahtlığı süresince çalışmalarda bulunduğu iklim krizi ile ilgili çabalarına bir yenisini eklemiş durumda.

“İklim krizine karşı sürdürülebilir çözümler” bulmak amacıyla 2020 yılında kurulmasına ön ayak olduğu RE:TV isimli YouTube kanalından yayın da yapmaya başlayan Kral 3. Charles bu videoların ilkinde “Doğayı tüm sürecin merkezine koyarak, ne kadar kâr edersek edelim, doğa için kâr etmemiz gereken bir yaklaşım geliştirmeliyiz.” ifadelerini kullandı. Kanalda ayrıca bazı ünlülerin toplumu iklim değişikliği ile ilgili işbirliğine davet eden videoları da bulunmakta.

🗺AVRUPA YEŞİL MUTABAKATI

Avrupa Komisyonu 2024 yılı Çalışma Programı’nı belirledi

Avrupa Komisyonu, 2024 yılına ait gündemine alacağı girişimlerin belirlendiği ve ayrıntılandırıldığı Çalışma Programı-2024’ün Komisyon üyelerince kabul edildiğini duyurdu (indirme linki).

Avrupa Birliği’nin yürütme organı olan Komisyon’un yıllık gündemini belirlemesi açısından önemli olan programda Yeşil Mutabakat ile de ilgili önemli hususlar yer alıyor. Buna göre, Binalarda Enerji Verimliliği Direktifi ve ağır vasıtalar için emisyon standartları gibi yasama süreci devam eden düzenlemelerin bir an önce onaylanarak yürürlüğe sokulmasının yanı sıra birtakım yeni düzenlemenin çalışmalarına başlanması da planlanmış durumda.

Bu planlama doğrultusunda, Avrupa Komisyonu önümüzdeki hafta rüzgâr türbinlerinin yaygınlaştırılmasını hızlandırmak ve finansmana erişimi iyileştirmek üzere bir rüzgâr enerjisi paketi sunacak.

Komisyon önümüzdeki yılın başlarında, 2050 yılına kadar iklim nötrlüğüne giden yolda 2040 iklim hedefini belirleme sürecini de başlatacak. Ayrıca, AB'de endüstriyel karbon yakalama, kullanma ve depolamanın yaygınlaştırılması da gündemde.

Avrupa Birliği’nden Euro 7 düzenlemesi

Avrupa Konseyi'nin ardından Avrupa Parlamentosu da ağır vasıtalar için çeşitli emisyon sınırlamaları koyan ve test koşullarını ağırlaştırmayı hedefleyen Euro 7 düzenlemesi ile ilgili pozisyonunu belirlediğini ve müzakereler için hazır olduğunu duyurdu.

Buna göre Euro 7 ile, egzozdan kaynaklanan emisyonlara ek olarak, fren ve lastiklerden kaynaklanan partiküller gibi egzoz dışı emisyonlar için de sınırlar belirleniyor. Ayrıca elektrikli otomobillerde batarya dayanıklılığı için asgari performans ve daha sıkı araç ömrü gereklilikleri de getirilen yeni zorunluluklar arasında.

Düzenleme AB’nin 2022 yılında içten yanmalı araçların emisyonlarına ilişkin vardığı siyasal anlaşmanın bir uzantısı niteliğinde görülebilir. AB Yeşil Mutabakat dahilinde, 2035 yılına kadar hem yeni otomobiller hem de kamyonetler için %100 CO2 emisyon azaltma hedefi belirledi. Buna göre sektör bu değişikliğe hazırlanırken, içten yanmalı otomobiller ve kamyonetler 2035 yılına kadar piyasada bulunmaya devam edecek. Diğer içten yanmalı araçlar (kamyonlar, otobüsler ve diğer ağır vasıtalar) ise bu tarihten sonra da üretilmeye devam edecek.

🌍İKLİM HABERLERİ

Dünya Bankası Fosil Yakıt Sübvansiyonlarına Tepki Gösteriyor

Dünya Bankası'nın yeni başkanı Ajay Banga, bankanın Fas'ta düzenlenen yıllık toplantısında, hükümetlerin fosil yakıt sübvansiyonlarına harcadıkları büyük miktarlardaki paraları eleştirdi. Banga, yılda 1.25 trilyon doların (1.18 milyon €) yakıt, balıkçılık ve tarım sübvansiyonları için harcandığını belirtti ve bu sübvansiyonlarının iklim eylemine yönlendirilmesini önerdi.

Banga, "Bu sübvansiyonların bazılarının kritik öneme sahip olduğunu kabul ediyorum, ancak tamamının bu şekilde gerekliliğini sorguluyorum" dedi. IMF'nin 2021 raporuna göre, hükümetler fosil yakıtları ucuzlaştırmak için yılda yaklaşık yarım trilyon avro harcıyor.

Banga'nın vurguladığı ana mesaj, sübvansiyonların gözden geçirilmesi gerektiği ve iklim değişikliğiyle mücadelede bu kaynakların daha verimli bir şekilde kullanılması gerektiği yönündeydi. Dünya Bankası'nın yakın tarihli 'Detox Development' raporuna göre, sosyal maliyetler göz önüne alındığında, fosil yakıtların fiyatı serbest piyasa fiyatından daha yüksek olabilir. Ayrıca Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) da son raporlarında, bu sübvansiyonların tüketicilere yardımcı olmakta verimsiz bir yol olduğunu belirtiyor.

Ayrıca son olarak, Dünya Bankası'nın kıdemli genel müdürü Axel Van Trotsenburg de aynı zirvede yaptığı konuşmada, "Sübvansiyonlara harcanan trilyonlarca doları yeniden değerlendirebilir ve bunları daha çevreci kullanımlara yönlendirebilirsek, gezegenin sorunlarını birlikte ele alabiliriz" diyerek Ajay Banga’nın fikirlerini destekledi.

📗YEŞİL SÖZLÜK

AB Taksonomisi

AB Taksonomisi, çevresel sürdürülebilirliğe katkıda bulunan ekonomik faaliyetleri tanımlamak ve kategorize etmek için Avrupa Birliği tarafından geliştirilen bir sınıflandırma sistemidir.

Yatırımcıların, şirketlerin ve diğer paydaşların çevresel açıdan sürdürülebilir yatırımları ve faaliyetleri belirlemelerine ve değerlendirmelerine yardımcı olmanın yanı sıra çevresel etkilerinin nasıl ölçüleceği ve raporlanacağı konusunda rehberlik sağlaması amaçlanmaktadır.

Taksonomi, iklim değişikliğinin azaltılması ve adaptasyonu, su ve deniz kaynaklarının sürdürülebilir kullanımı, biyoçeşitliliğin ve ekosistemlerin korunması ve restorasyonu, kirliliğin önlenmesi ve kontrolü, döngüsel ekonomiye geçiş ve doğal kaynakların sürdürülebilir kullanımı dahil olmak üzere altı temel çevresel hedefe dayanmaktadır.

📰 BAŞKA NELER VAR?

Geçtiğimiz hafta gündeme dair basında yer alan ilgi çekici başlıklar:

🔎 GÖZÜNÜZDEN KAÇTIYSA

Gündemin yoğunluğuyla birlikte kaçırmış olabileceklerinizi sizin için derledik: