Yeşil Büyüme Haftalık Bülten-109

Merhaba, Yeşil Büyüme'nin Haftalık Bülteni'ne hoş geldiniz. Sürdürülebilirlik alanında çabalar somutlaşır ve yoğunlaşırken siz de olan biteni yakından takip edin. Keyifli okumalar!

Bu bültende ele aldığımız başlıca konular şu şekilde;

  • Şirketler Sürdürülebilirlik Raporlamasına Ne Kadar Hazır?: Accenture Anketi

  • CDP Kapsam-3 Emisyonlara Dair Bir Rapor Yayımladı

  • AB'nin Sürdürülebilirlik Finansmanı Hamleleri

  • Avrupa Parlamentosu Dijital Ürün Pasaportu (DPP)'nun Tekstil Sektöründe Kullanılabilmesi için Bir Rapor Yayımladı

  • AB, İçten Yanmalı Araç Yasağını Revize Edebilir

KURUMSAL SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK

Şirketler Sürdürülebilirlik Raporlamasına Ne Kadar Hazır?: Accenture Anketi

Sürdürülebilirlik raporlaması temelde bir organizasyonun sürdürülebilirlik konularını kendi stratejilerine ne seviyede entegre ettiğini ve edeceğini gösterir. Bildirimleri şirketlerin kendilerine ve sektörlerine tuttukları bir ayna olarak görecek olursak, konunun sadece risk ve fırsatları bildirmekten öte, sürdürülebilirliği bir fırsat olarak görüp gerekli tedbirleri almakla ilgili olduğunu söyleyebiliriz.

Küresel profesyonel hizmetler şirketi Accenture geçtiğimiz hafta bu konuya açıklık getiren ve ESG raporlamasının şirketlerin iş yapış biçimlerine ne seviyede entegre edildiğini irdeleyen bir çalışma yayımladı (indirme linki). Rapora göre büyük şirketlerdeki finans yöneticilerinin yalnızca beşte biri, sürdürülebilirlikle ilgili riskler ve fırsatlar hakkında raporlama ve güvence gereksinimlerini karşılamaya hazır olduklarını düşünüyor. Buna karşılık, büyük çoğunluk önümüzdeki birkaç yıl içinde sürdürülebilirlik raporlama gereksinimlerinin artacağını öngörüyor ve daha hazırlıklı yöneticiler, sürdürülebilirliği şirketleri için bir fırsat olarak görme eğiliminde olduklarını belirtiyor.

Çalışmada ayrıca, kuruluşların yalnızca uyum sağlamakla kalmayıp, sürdürülebilirlik stratejilerini hızlandırarak rekabet avantajı elde etmek için geliştirmeleri gereken dokuz teknoloji ve yetenek tabanlı yetkinlik de belirlenmiş. Bu yetkinlikler kısaca şu şekilde:

  1. Veri Toplama: Bir kuruluşun ESG veri toplamasını ne ölçüde otomatikleştirdiği.

  2. Veri Kalitesi: Kuruluş içinde otomatik ESG veri kalitesini sağlamak için mevcut olan çerçeve ve kontrollerin varlığı ve gelişmişliği.

  3. Veri Erişilebilirliği ve Entegrasyonu: İş birimleri ve fonksiyonlar arasında entegre bir platform aracılığıyla ESG verilerine erişimin olup olmadığı

  4. Finansal Olmayan KPI'ların Şeffaflığı ve Entegrasyonu: Bir kuruluşun finansal olmayan metriklerinin tanımlanma ve finansal raporlama ile ilişkilendirilme düzeyi.

  5. Analitik ve Tahmin Teknolojisi: ESG verilerini analiz etmek ve tahmin etmek için bir kuruluşun sahip olduğu teknolojinin (üretken yapay zeka) varlığı ve gelişmişliği.

  6. Lider Kadronun ESG Bilgilerini Kullanımı: Liderlerin stratejik karar verme süreçlerinde gerçek zamanlı içgörüler ve özelleştirilebilir veri görselleştirmeleri aracılığıyla ESG bilgilerine nasıl eriştikleri ve kullandıkları.

  7. ESG Faktörlerinin İş Kararlarında Dikkate Alınması: ESG faktörlerinin bir kuruluşun iş stratejileri ve karar verme süreçlerine ne ölçüde entegre edildiği.

  8. Finans Ekibinin ESG Becerileri: Finans fonksiyonu içinde ESG uzmanlığının seviyesi.

  9. Sürdürülebilirlik Ekibinin Finans Becerileri: Sürdürülebilirlik veya ESG ekibi içinde mevcut olan finansal uzmanlığın düzeyi.

Çalışmaya göre bu yetkinlikleri kazanmak için yatırım yapan şirketler ileride sürdürülebilirliğin getireceği rekabet avantajlarından rakiplerine göre daha fazla yararlanabilecekler.

SEKTÖREL SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK

CDP Kapsam-3 Emisyonlara Dair Bir Rapor Yayımladı

Geçtiğimiz hafta CDP, tedarik zincirlerindeki Kapsam-3 emisyonlarının boyutunu detaylı bir şekilde inceleyen "Yukarı Yönlü Kapsam-3: Büyük Zorluklar, Basit Çözümler" adlı bir rapor yayımladı. Bu rapora göre, Kapsam-3 emisyonlarının boyutu oldukça büyük olmasına rağmen hala yeterince dikkate alınmıyor. CDP'ye bildirim yapan şirketlerin sadece %15'i tedarik zinciri emisyonları için hedef belirlemiş durumda.

2023 yılında, sadece üretim, perakende ve malzeme sektörlerinden bildirilen Kapsam-3 emisyonları, 335 milyar doların üzerinde bir karbon yükümlülüğüne işaret ediyor. Kapsam-3 emisyonlarının göz ardı edilmesi, hem yatırımcılar hem de şirketler için önemli ve bildirilmeyen risklere yol açıyor. Harekete geçme ve sorumluluk alma yükümlülüğü, şirketlerin hem yönetim hem de yönetim kurulları ile yatırımcıların omuzlarında.

CDP Stratejik Hesaplar Direktörü Sonya Bhonsle, konuyla ilgili olarak şunları söyledi: “Bu rakamlar, Kapsam-3 emisyonlarını etkili bir şekilde ölçmenin zorluklarının yaygın olduğunu ve tüm sektörleri ilgilendirdiğini gösteriyor. Emisyon azaltımı için anlamlı adımlar, şirketlerin tüm tedarik zincirlerini değerlendirmelerini, ardından çabalarını artırmalarını ve sorumluluk almalarını gerektirir. 1.5°C'ye uyumlu bir net sıfır geleceğe doğru anlamlı değişim sağlamak için ilk adım açıklama ile başlar.”

Raporda ayrıca, Kapsam-3 yukarı yönlü emisyonlarıyla ilgili çaba ve eylemlerle en çok ilişkili üç faktör şu şekilde belirtilmiş:

  • İklime Duyarlı Yönetim Kurulu: İklim gözetimi ve yetkinliği olan bir iklime duyarlı yönetim kuruluna sahip olan şirketlerin, Kapsam-3 hedefi ve 1.5°C'ye uyumlu bir geçiş planına sahip olma olasılığı 5 kat daha fazla.

  • Tedarikçi Katılım Programları: İklimle ilgili konular üzerinde tedarikçilerle etkileşime giren şirketlerin, Kapsam-3 hedefi ve 1.5°C'ye uyumlu bir geçiş planına sahip olma olasılığı 7 kat daha fazla. Ancak, şirketlerin sadece %40'ı tedarikçileriyle etkileşimde bulunuyor.

  • İç Karbon Fiyatlandırmasının Benimsenmesi: Tüm iş kararları için zorunlu iç karbon fiyatlamasına sahip olan şirketlerin, Kapsam-3 hedefi ve 1.5°C'ye uyumlu geçiş planına sahip olma olasılığı 4 kat daha fazla.

AVRUPA YEŞİL MUTABAKATI

Avrupa Parlamentosu Dijital Ürün Pasaportu (DPP)'nun Tekstil Sektöründe Kullanılabilmesi için Bir Rapor Yayımladı

Farklı platformlar, sistemler ve teknik cihazlar arasında uyumluluğu ve birlikte çalışabilirliği sağlamak adınar DPP için standartlaştırılmış bir format ve protokol paketinin geliştirilmesi ve benimsenmesi gerekiyor. DPP uygulamasının sağlıklı bir şekilde işleyebilmesi için, birlikte çalışabilirliğin garanti edilmesi ve veri tekrarlamalarının önlenmesi için ortak ve yapılandırılmış tanımlayıcılara ihtiyaç duyuluyor. Bu sayede, tekstil tedarik zincirindeki paydaşlar arasında bilgi alışverişini kolaylaştırılması mümkün hale gelir. Her ürün için performans gereksinimleri, uyumlu ve standartlaştırılmış bir metodolojiye dayanmalı ve bu metodolojilerin geliştirilmesi teknik ve ekonomik fizibiliteyi sağlamak için dikkatlice ayarlanmalı. Gereksiz idari yüklerin önlenmesi için DPP, mevcut veri tabanları, veri altyapısı, veri standartları ve veri paylaşımı en iyi uygulamalarına dayalı olarak tasarlanmalı. DPP, tekstil sektörüne yönelik diğer mevcut yazılımlarla işbirliği içinde geliştirilebilir.

DPP'nin yaygınlaşması için şirketlere vergi indirimleri, sübvansiyonlar veya tercihli finansmana erişim gibi teşvikler sağlanmalı. AB, DPP teknolojileri ve çözümleri geliştirmek için hibeler veya yarışmalar yoluyla inovasyonu teşvik edebilir. Tekstil ekosisteminin dijitalleşmesi için gereken önemli yatırım miktarına burada dikkat çekilmeli. Avrupa Komisyonu'nun bu konuda finansman çabalarını ve araçlarını artırması gerekiyor. Hem üretimde hem de talepte geri dönüşüm için güçlü teşvikler yaratma ihtiyacı da bulunuyor. Üreticilerin ürünlerinde daha yüksek geri dönüştürülmüş malzeme oranlarına geçiş yapmalarını sağlayan rekabetçi bir Avrupa ikincil geri dönüştürülmüş malzeme piyasasının oluşturulması gerektiği de ifade ediliyor.

AB'nin Sürdürülebilirlik Finansmanı Hamleleri

Avrupa Birliği (AB), geçtiğimiz hafta sürdürülebilirlik ve yeşil yatırımlar konusundaki üç önemli finansman kararını duyurdu. AB'nin iklim değişikliğiyle mücadele ve yeşil ekonomiye geçiş yolundaki stratejik hedeflerine ulaşma çabalarını hızlandırması beklenen projeler şu şekilde:

Fransa'nın Deniz Üstü Rüzgar Enerjisi Projesi: 

AB Komisyonu, Fransa'nın deniz üstü (offshore) rüzgar enerjisi projelerine yönelik 10,82 milyar avroluk bir destek programını onayladı. Program, Fransa'nın net sıfır karbon ekonomisine geçişini hızlandırmayı amaçlıyor ve önümüzdeki 20 yıl boyunca sürecek. Program kapsamında, Güney Atlantik ve Normandiya bölgelerinde iki büyük offshore rüzgar çiftliği kurulacak.

  • Güney Atlantik Rüzgar Çiftliği: 1000 ila 1200 MW kapasiteli olup, yılda en az 3,9 TWh yenilenebilir elektrik üretecek.

  • Normandiya Rüzgar Çiftliği: 1400 ila 1600 MW kapasiteli olup, yılda en az 6,1 TWh yenilenebilir elektrik üretecek.

Destek programı, ihale süreçleriyle seçilecek projelere aylık değişken prim şeklinde yardım sağlayacak. Yardımlar, elektrik piyasasındaki fiyatlara bağlı olarak değişecek ve projelerin ekonomik sürdürülebilirliğini destekleyecek.

İsveç'in Karbon Yakalama ve Depolama (CCS) Projesi:

AB, İsveç'in biyojenik CO2 emisyonlarını kalıcı olarak yakalayıp depolamayı amaçlayan 3 milyar avroluk bir karbon yakalama ve depolama (CCS) programını da onayladı. Program, İsveç'in 2045 yılına kadar sera gazı emisyonlarını 1990 seviyelerine kıyasla %85 oranında azaltma hedefi açısından oldukça önem taşıyor.

2028 yılına kadar sürecek olan proje sadece seçili projelere destek verecek. Her projenin, yılda en az 50.000 ton biyojenik CO2 yakalama ve depolama kapasitesine sahip olma zorunluluğu bulunuyor. Destek, ton başına sağlanacak hibe şeklinde olacak.

Mısır Yeşil Sürdürülebilir Sanayi Programı:

Son olarak, Avrupa Yatırım Bankası (EIB Global), Mısır'daki sanayi şirketlerinin enerji verimliliğini artırmalarını, yenilenebilir enerji kullanımını genişletmelerini ve çevre standartlarını iyileştirmelerini desteklemek amacıyla 271 milyon avroluk bir finansman programını duyurdu. Mısır'ın düşük karbonlu ekonomiye geçişine ve sanayi kirliliğini azaltma çabalarına katkı sağlaması beklenen programın 135 milyon avrosu EIB Global, 106 milyon avroluk dilimi Fransız Kalkınma Ajansı tarafından sağlanırken kalan 30 milyon avroluk kısım ise AB tarafından hibe edildi.

Programın ayrıca, Mısır'ın 2026 yılı itibarıyla yürürlüğe girecek olan SKDM’ye de uyum sağlamasına yardımcı olması hedefleniyor.

AB, İçten Yanmalı Araç Yasağını Revize Edebilir

7 Haziran tarihinde gerçekleşen Avrupa Parlamentosu seçimlerinin AB Yeşil Mutabakatı’nın geleceği üzerinde önemli etkileri olabileceği uzun süredir konuşuluyordu. Seçimde zafer elde eden aşırı sağ partilerin Avrupa Yeşil Mutabakatı’nın bazı uygulamalarını aşırı buldukları ve bu uygulamaları engelleyici bazı hamleler planladıkları seçimlerin öncesinde dahi bilinen bir konuydu.

Nitekim Reuters’in haberine göre bu alandaki ilk girişim yakında gerçekleşebilir. Haber ajansına göre, Avrupa Parlamentosu'ndaki en büyük milletvekili grubu olan Avrupa Halk Partisi, 2035 yılında AB'de içten yanmalı araçların yasaklanmasını öngören düzenlemenin gözden geçirilmesini talep edecek. Her ne kadar talebin tam içeriği şu anda bilinmese de değişen dengeler neticesinde önümüzdeki günlerde bu ve benzeri konularda baskıların artacağını ön görebiliriz.

Bu konuda yaşanacak gelişmeler elbette öncelikli olarak otomotiv sektörümüzü ilgilendiriyor ancak iş dünyamız buradan daha geniş bir ders çıkarabilir: Şirketlerimizin, sürdürülebilirlik ilgili risk ve fırsatları analiz ederken statik bir bakış açısından sıyrılarak ve değişen şartları dikkate alarak strateji ve planlarını belirli periyotlarda gözden geçirmesi gerekiyor.

YEŞİL BÜYÜME FAALİYETLERİ

Sürdürülebilirlik Raporlamalarında Önemlilik Değerlendirmesi Eğitimi

Yeşil Büyüme olarak 16 Temmuz'da Superpeer üzerinden "Sürdürülebilirlik Raporlamalarında Önemlilik Değerlendirmesi" konulu bir çevrimiçi eğitim düzenliyoruz. Eğitimimiz, GRI, ESRS ve TSRS raporlamalarında ESG risk ve fırsatlarının belirlenmesi ve önceliklendirilmesi süreçlerinin yönetilmesinde ESG profesyonellerine yardımcı olacak şekilde tasarlandı.

Neden Katılmalısınız?

Önemlilik değerlendirmesi, etkili bir ESG stratejisi oluşturmanın temel taşlarından biri olmanın yanı sıra sürdürülebilirlik raporlamalarının da kalbini oluşturur. ESG risklerini anlamak, potansiyel itibar, operasyonel ve finansal etkiler hakkında önemli bilgiler sunar, bu da uzun vadeli başarı için stratejik kararlar almanıza olanak tanır.

Eğitim İçeriği

Yaklaşık üç saat sürecek olan eğitim, teorik bilgilerin yanı sıra ve dünya genelinden seçilmiş en iyi raporlardan alınan örneklerle de zenginleştirildi.

Kurs kapsamında ele alınacak başlıca konular:

  • Önemlilik Değerlendirmesinin Tanımı

  • Etki önemliliği, finansal önemlilik ve çifte önemlilik

  • Şirketler neden önemlilik değerlendirmesi yapmalı?

  • Önemlilik Değerlendirme Süreçleri

  • Paydaş analizi nasıl yapılır?

  • Raporlanacak konular nasıl belirlenmeli?

  • Önemlilik matrisi nasıl hazırlanmalı?

  • Konulara göre raporlama nasıl yapılmalı?

  • Paydaşlarla iletişim nasıl kurulmalı?

Kimler Katılmalı?

  • ESG yolculuğuna yeni başlayan şirketler

  • ESG risk yönetimini geliştirmek isteyen şirketler

  • ESG ve sürdürülebilirlik raporlaması alanında varlık göstermek isteyen danışmanlar

Eğitimi kurumunuza özelleştirilmiş biçimde, yüz yüze veya çevrimiçi olarak almak isterseniz koşullar ve rezervasyon için [email protected] adresinden bizimle iletişime geçebilirsiniz. 

Yeni Yayın: Haziran Ayı ESG Raporu

Kurumsal sürdürülebilirlik alanında Haziran ayında gerçekleşen önemli olayları detaylı analizler eşliğinde özetledik.

Çalışmayı satın almak için➡️ https://lnkd.in/d-mcqqwH

Benzer çalışmalarımıza ücretsiz ve düzenli olarak ulaşabilmek için Superpeer sayfamıza abone olabilirsiniz.

📰 BAŞKA NELER VAR?

Geçtiğimiz hafta gündeme dair basında yer alan ilgi çekici başlıklar:

  • Bültende yer almasını istediğiniz konuları [email protected] üzerinden paylaşabilirsiniz.

  • Haftaya yine dolu dolu bir bültende buluşmak üzere. Hoşça kalın!