- Yeşil Büyüme Haftalık Bülten
- Posts
- Yeşil Büyüme Haftalık Bülten-105
Yeşil Büyüme Haftalık Bülten-105
Merhaba, Yeşil Büyüme'nin Haftalık Bülteni'ne hoş geldiniz. Sürdürülebilirlik alanında çabalar somutlaşır ve yoğunlaşırken siz de olan biteni yakından takip edin. Keyifli okumalar!
Bu bültende ele aldığımız başlıca konular şu şekilde;
Milli Emisyon Ticaret Sistemi ile Yeni Dönem
Çimento, Cam ve Seramik Sektörlerine Yönelik "Sürdürülebilirlik Eylem Planı"
Türkiye Açısından Gümrük Birliği ve Yeşil Mutabakat'ın Önemi
Yeni CDP Platformu Açıldı
SBTi Finans Kriterlerini Güncelledi
Bloomberg NEF’in "Yeni Enerji Görünümü Raporu’ndan Notlar
AB Taksonomisi İle İlgili İlk Bulgular
YEŞİL BÜYÜME PREMİUM İÇERİKLERİ
Yeşil Büyüme’nin kurumsal sürdürülebilirlik alanında profesyonellere yönelik olarak ürettiği rapor, analiz ve rehberleri aşağıdaki linklerden satın alabilirsiniz ya da ücretli abonemiz olarak tüm içeriklere ücretsiz olarak erişebilirsiniz.⬇️
TÜRKİYE’NİN NET-SIFIR YOLCULUĞU
Milli Emisyon Ticaret Sistemi ile Yeni Dönem
Türkiye, ihracatının %41'ini Avrupa Birliği'ne gerçekleştirmesi sebebiyle, AB'nin 2026'da devreye alacağı Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması'ndan (SKDM) etkilenecek sektörleri korumak ve iklim hedeflerine katkı sağlamak amacıyla kendi Emisyon Ticaret Sistemi’ni kurmayı planlıyor. AB, 2019'daki Yeşil Mutabakat programı kapsamında, 2030'a kadar sera gazı emisyonlarını %55 azaltmayı ve 2050'de karbon nötr olmayı hedefliyor. Bu hedeflere ulaşmak için AB, 2005 yılında Emisyon Ticaret Sistemi’ni başlattı ve 2026 yılında SKDM'yi devreye sokacak. SKDM’nin ilk aşamasında, belirlenen altı sektörde (demir-çelik, alüminyum, çimento, gübre, elektrik ve hidrojen) üretim süreçlerindeki karbonla ilgili kriterlere uyulmaması durumunda ithal edilen ürünlere ilave mali yük getirilecek.
Türkiye, AB’nin SKDM'sinden etkilenmemek ve iklim hedeflerine katkıda bulunmak için kendi Emisyon Ticaret Sistemi’ni kurmayı planlıyor. İstanbul Ticaret Odası tarafından düzenlenen 'Yeşil Dönüşüm ve Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması' seminerinde, Türkiye’nin 2053 Net Sıfır Emisyon hedefi ve bu hedefe ulaşmak için yapılacak düzenlemeler tartışıldı. Türkiye'nin Yeşil Mutabakat’a uyum çerçevesinde, yeşil finansmanın teşvik edilmesi ve sürdürülebilir enerji yatırımlarının artırılması gerektiği vurgulandı.
Türkiye, İklim Kanunu'nun Emisyon Ticaret Sistemi'ne yasal altyapı sağlayacak şekilde taslak çalışmalarını tamamlamış durumda. İklim Değişikliği Başkanlığı, ülkede sera gazı emisyonlarının düzenli olarak izlenmesi ve kontrol edilmesi için gerekli adımları atıyor. Dünya genelinde faaliyette olan 36 Emisyon Ticaret Sistemi bulunmakta ve bu sistemler küresel emisyonların %18’ini kapsamakta. 2023 yılında bu sistemlerden 74 milyar dolar gelir elde edildiği belirtiliyor. Türkiye, AB Taksonomisi benzeri bir uygulama için de hazırlık yapmakta olup, finansmanın emisyonlarla ilişkilendirileceği ve finans kurumlarının ilgili veriyi talep edeceği bir döneme geçileceği ifade ediliyor.
Çimento, Cam ve Seramik Sektörlerine Yönelik "Sürdürülebilirlik Eylem Planı"
Görsel: ccst.org.tr
Çimento, Cam, Seramik ve Toprak Ürünleri İhracatçıları Birliği (ÇCSİB) seramik, çimento ve cam sektörleri için sürdürülebilirlik eylem planları oluşturdu. Bu planlar, sektörlerin ekonomik, çevresel ve sosyal dönüşümlerini hedefliyor. Ancak sektörler, karbon nötrlüğü hedeflerine ulaşmak için devletten acil mali destek bekliyor. Çimento firmalarının karbon yakalama teknolojileri için 25 milyar dolara, cam ve seramik sanayilerinin ise yeşil dönüşüm yatırımları için 3’er milyar dolara ihtiyaçları var.
ÇCSİB Başkanı Erdem Çenesiz, bu maliyetlerin firmalar tarafından tek başına karşılanamayacağını belirterek, devletin uygun koşullarda uzun vadeli kredi desteği sağlaması gerektiğini vurguladı. Çenesiz, dönüşümün devlet desteği olmadan gerçekleşemeyeceğini ifade etti.
TİM Başkanı Mustafa Gültepe, 2026'dan itibaren devreye girecek olan sınırda karbon vergisi konusunda uyardı ve gerekli hazırlıkların yapılmaması durumunda yüksek karbon vergileri ödeneceğini belirtti. ÇCSİB Başkan Yardımcısı Tansu Kumru, cam sektöründe geri dönüşümün önemine ve enerji tasarrufu sağlayan cam ürünlerinin yeni binalarda zorunlu hale getirilmesi gerektiğine dikkat çekti. ÇCSİB Başkan Yardımcısı Abdulhamit Akçay ise çimento sektörünün acil karbon yakalama teknolojisi yatırımlarına ihtiyaç duyduğunu ve emisyon azaltıcı yöntemler aradığını söyledi.
Türkiye Açısından Gümrük Birliği ve Yeşil Mutabakat'ın Önemi
Gümrük Birliği’nin güncellenmesi, Avrupa Birliği ile Türkiye arasındaki ilişkilerin canlandırılması için önemli bir fırsat olarak öne çıkıyor. Ticaret Bakanlığı Uluslararası Anlaşmalar ve AB Genel Müdür Yardımcısı Bahar Güçlü, Gümrük Birliği’nin modernizasyonu ve Avrupa Yeşil Mutabakatı ile ilgili güncel konulara dair görüşlerini Esiad Yaşam Dergisi için yazdığı makalede ele aldı. Makalede üzerinde durulan konular şu şekilde:
Gümrük Birliği, 28 yıllık dönemde Türkiye ve AB ekonomisine büyük katkılar sağladı. Türkiye’nin AB ile derin ticari bütünleşmesini sağladı ve ticaret hacmini 1995 yılında 30 milyar dolardan 2023 yılında 210 milyar dolara yükseltti.
Gümrük Birliği’nin güncellenmesi ile işlemeyen yönlerin düzeltilmesi, sanayi ürünleri ticareti ile sınırlı kapsamın genişletilmesi ve ticari ilişkilerin günümüz ekonomik ve ticari koşullarına uyarlanması hedefleniyor.
Türkiye’nin AB’nin Serbest Ticaret Anlaşmaları (STA) süreçlerinde yeterince yer alamaması AB ile ticaretin hacmine zarar veriyor.
Karayolu kotaları ve vize sorunları, Gümrük Birliği’nden tam anlamıyla yararlanmayı engelliyor.
Yeşil ve dijital dönüşümde AB ile tam entegrasyonun sağlanması zorunlu
AB’nin yeşil ve dijital dönüşümü, Gümrük Birliği’nin modernizasyonu için kritik önemde. Bu dönüşüm, karbon emisyonlarının azaltılması, döngüsel ekonomiye geçiş ve kaynak verimliliğinin artırılması gibi hedefleri içeriyor.
İş insanları ve taşımacıların karşılaştığı vize ve taşımacılık kotası sorunları, Gümrük Birliği’nin güncellenmesi sürecinde öncelikli olarak ele alınması gereken konular arasında yer alıyor.
Gümrük Birliği’nin modernizasyonu, sistemik sorunlara çözüm getirmeyi ve ortaklık ilişkisini güncel ekonomik ve ticari koşullara uyarlamayı amaçlıyor.
SEKTÖREL SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK
Yeni CDP Platformu Açıldı
Toplamda 142 trilyon dolarlık varlığa sahip finansal kuruluşları ilişkide bulunduğu şirketlerden iklim ve doğa verilerini talep ediyor. CDP, yeni açıklama platformunu tanıtarak bu talebe yanıt vermeyi hedefliyor. Amaç, çevresel verilerin açıklanmasını daha hızlı ve verimli hale getirmek. 75.000 şirket, şehir, eyalet ve bölge, bu platform aracılığıyla çevresel veri açıklamaya davet edildi. CDP’nin yeni kurumsal anketi, küresel ölçekte uygulanması beklenen IFRS S2 iklim standardı ile uyumlu olup; ormanlar, su, biyoçeşitlilik ve plastik konularını tek bir anket ve veri setinde bir araya getiriyor.
Halka açık şirketlerin yaklaşık %60'ı, CDP anketindeki soruların büyük çoğunluğuna halihazırda zaten yanıtlıyor. Şirketler, CDP aracılığıyla yapılan açıklamanın çevresel etkileri anlamalarına, iklim eylemini yönlendirmelerine, hedeflerini artırmalarına, riski azaltmalarına, düzenleyici gereksinimleri karşılamalarına ve en iyi uygulamaları hayata geçirmelerine olanak tanıdığını ifade ediyor.
CDP’nin yeni platformu, daha esnek bir şekilde açıklama yapmayı kolaylaştırmak ve raporlama yükünü hafifletmek amacıyla geliştirildi. Küresel zorunlu iklim açıklama mevzuatlarının artmasıyla birlikte CDP, IFRS S2 iklim standardı ile uyumlu yeni bir anket yayımladı. Ayrıca, Doğa ile İlgili Mali Açıklamalar Görev Gücü (TNFD) ve Avrupa Birliği standartları (ESRS) gibi diğer önemli standartlarla da bu ankette uyum sağlandı.
Ayrıca, KOBİ'ler için kaynaklarına ve ihtiyaçlarına göre uyarlanmış bağımsız bir anket yayımlandı. CDP'nin yeni platformu, dünya genelinde yatırımcılar, kredi sağlayıcılar ve tedarik ekipleri tarafından kullanılabilecek verilerin açıklanmasını sağlıyor. Geçen yıl, küresel piyasa kapitalizasyonunun %66'sından fazlasını temsil eden şirketler, verilerini CDP aracılığıyla açıkladı. 4 Haziran'da başlayan yeni raporlama dönemi 18 Eylül'e kadar sürecek. 2 Ekim'e kadar veri girişi mümkün olmasına rağmen 18 Eylül'den sonra yapılacak raporlamalar değerlendirilmeyecek.
SBTi Finans Kriterlerini Güncelledi
Görsel: https://sciencebasedtargets.org
Bilim Temelli Hedefler girişimi (SBTi), finansal kurumların (FIs) yakın vadeli emisyon azaltım hedefleri belirlemelerine olanak tanıyan bir dizi revizyon ve yeni kaynakları tanıttı. Bu değişiklikler arasında hedeflerin 1,5°C seviyesine çıkarılması, fosil yakıt finansman kriterlerinin tanıtılması ve genel kullanılabilirlik ve netlik açısından iyileştirmeler bulunuyor. SBTi, 12 Haziran 2024'te iki web semineri düzenleyerek uzmanlarının yeni kaynakların genel bir görünümünü sunacak. Yayınlanan birincil kaynak, Finansal Kurumların Yakın Vadeli Kriterleri Versiyon 2.0 (FINT Kriterleri V2) ismini taşıyor.
FINT Kriterleri V2, 30 Kasım 2024 itibarıyla yürürlüğe girecek. Bu tarihten önce hedeflerini sunan tüm finansal kurumlar, FINT Kriterleri V2 veya Finansal Kurumlar için Kriterler ve Tavsiyeler Versiyon 1.1'e göre değerlendirilmek üzere seçim yapabilir. SBTi tarafından doğrulanan hedefleri olan finansal kurumlar, hedeflerini doğrulama tarihinden itibaren beş yıl içinde en son kriterlere göre güncellemelidir. Bu süreçte, hedeflerin belirlenmesi ve değerlendirilmesi için çeşitli belgeler ve kaynaklar sağlanabilecek.
Yeni FINT Kriterleri V2, çeşitli önemli değişiklikler içeriyor. Bunlar arasında 1 ve 2. kapsam hedef zaman diliminin 5-15 yıldan 5-10 yıla indirilmesi, 1 ve 2. kapsam hedeflerinin asgari seviyesinin 2°C'den 1,5°C uyumuna yükseltilmesi gibi güncellemeler mevcut.
Fosil yakıt finansman hedef kriterleri ise, finansal kurumların fosil yakıtlarla ilgili faaliyetlerini durdurma, geçiş yapma ve aşamalı olarak sona erdirme seçeneklerinden oluşuyor. Ayrıca, finansal kurumların fosil yakıt sektöründeki faaliyetlerine ilişkin yeni öneriler de eklenmiştir.
Bloomberg NEF’in "Yeni Enerji Görünümü Raporu’ndan Notlar
Bloomberg NEF tarafından hazırlanan "Yeni Enerji Görünümü - 2024" raporuna göre, 2050 yılına kadar net sıfır emisyona ulaşma penceresi hızla kapanıyor ancak dünyanın doğru yolda ilerlemesi için hala zaman var. Gerekli adımlar atılmazsa, 1.75°C küresel ısınma hedefinin bile erişilmesini riske sokar. Temiz teknoloji dağıtımı ve sermaye yatırımlarının rekor seviyelere ulaşmasıyla enerji geçişi son yıllarda hızlandı. Emisyonlar, bu ivmeye rağmen inatla yüksek kalmaya devam ederken, yenilenebilir enerji ve yeşil yakıtlar konusunda kat edilen mesafe, yüzyıl ortasında karbon nötr hedefini zor ama ulaşılabilir görüyor. BNEF tarafından yayımlanan raporda şu hususların altı çiziliyor:
Daha temiz enerji üretimi, 2030'a kadar gerekli agresif emisyon kesintilerinin büyük kısmını sağlayabilir. Bu da çelik üretimi ve havacılık gibi rekabetçi ve karbon emisyonlarının azaltılmasının zor olduğu sektörlerde düşük karbon çözümleri için daha fazla zaman tanır. Bu anlamda COP 28'de belirlenen yenilenebilir enerji kapasitesinin 2030 yılına kadar üç katına çıkması kritik önemde.
Enerji alanında daha hızlı ve güçlü yatırımlara ihtiyaç var. Enerji tedarik tarafında, fosil yakıtlara giden her dolar için, 2030 yılına kadar düşük karbonlu enerjiye ortalama 3 dolar yatırım yapılması gerekecek. 2050 yılına kadar tamamen karbonsuz bir küresel enerji sistemi için ihtiyaç duyulan yatırım miktarı 215 trilyon dolar seviyesinde.
Zor da olsa dünya net-sıfıra doğru ilerlerken, fosil yakıtların hakimiyet dönemi sona eriyor. 2030 yılına kadar yenilenebilir enerjinin elektrik üretimindeki payının %50'yi geçmesi bekleniyor.
Raporun tamamını buradan okuyabilirsiniz.
AVRUPA YEŞİL MUTABAKATI
AB Taksonomisi İle İlgili İlk Bulgular
AB Taksonomisi, net sıfıra ve çevresel sürdürülebilirliğe geçiş için en çok ihtiyaç duyulan faaliyetlere yatırımları yönlendiren önemli bir piyasa şeffaflık aracı olarak dikkat çekiyor. 2023 yılında, büyük AB şirketleri Taksonomi’nin iklim değişikliği azaltımı ve uyum hedeflerine göre raporlamaya başladı (indirme linki).
İlk bulgular, şirketlerin, kamu kuruluşlarının ve finansal aktörlerin Taksonomi’yi iş stratejileri, yatırım ve kredi verme süreçlerinde giderek daha fazla kullandığını gösteriyor. Ortalama olarak, şirketlerin sermaye yatırımlarının %20’si Taksonomi ile uyumlu. Bu oran elektrik sağlayıcılarında %60’ın üzerinde. 2024 yılında Taksonomi ile uyumlu sermaye yatırımları 249 milyar avroya ulaşarak 2023 yılına göre artış gösterdi.
Almanya, Fransa, İspanya ve İtalya, en yüksek Taksonomi uyumlu yatırımları bildiren ülkeler arasında. Taksonomi’ye uyum, olumlu piyasa performansıyla ilişkili ve bankalar kredi stratejilerinde Taksonomi’yi kullanmaya başladı.
2023 yılında küresel yeşil tahvil hacminin yarısından fazlası Avrupa'dan geldi. AB fonlarının %56'sı çevresel veya sosyal özellikleri teşvik etmektedir. Ayrıca, yönetim altındaki varlıkların 180 milyar avroluk kısmı AB iklim geçiş kriterlerine uygun. Bu rakamın yakında 200 milyar avroyu aşması bekleniyor.
YENİ YAYIN
Özen yükümlülüğü kavramı ve buna dair düzenlemeler son dönemde gittikçe önem kazanmış durumda. Dünya genelinde farklı görünümleri olan kurumsal sürdürülebilirlik özen yükümlülüğü süreçleri son olarak Avrupa Birliği seviyesinde Kurumsal Sürdürülebilirlik Özen Yükümlülüğü Direktifi (CSDDD) ile zorunlu hale getirildi ve her ne kadar yasama sürecinde yaşanan sıkıntılardan ötürü kapsamı daraltılmış olsa da hem AB içinde hem de AB dışında oyun değiştirici bir hukuki enstrüman olarak görülüyor. Ancak elbette CSDDD bu alanda yer alan tek düzenleme değil. AB’nin bu düzenlemesinin yanı sıra hali hazırda yürürlükte olan ve şirketlerin sorumluluğu açısından tedarik zincirlerini doğrudan ele alan çeşitli ulusal ve uluslararası insan hakları ve/veya çevreyi ele alan başka özen yükümlülüğü düzenlemeleri de mevcut.
Bu çalışmamızda, bu düzenlemeler arasında Türk şirketlerini en fazla etkileme potansiyeline sahip olduğunu düşündüğümüz Alman Tedarik Zinciri Özen Yükümlülüğü Kanunu (LkGS)’nu ayrıntılandırarak analiz ettik. Şirketlerin tedarikçi ilişkilerini tayin ederken dikkat etmeleri gereken yeni kriterleri belirleyen LkGS’nin kapsamını, yapısını, getirdiği yükümlülükleri anlatmanın yanı sıra düzenleme kapsamında gerçekleşen ilk ihlal başvurularına da yer vererek okuyucunun yasanın gerçek hayattaki etkisinden de haberdar olmasını hedefledik.
YEŞİL BÜYÜME FAALİYETLERİ
Kurumsal Karbon Ayak İzi Hesaplama ve Raporlama (ISO-14064) Eğitimi
“Kurumsal Karbon Ayak İzi Hesaplama ve Raporlama (ISO 14064-1)” eğitimi, katılımcıları uluslararası standartlara göre kurumsal karbon ayak izlerini ölçme ve raporlama konusunda yetkin hale getirmek üzere tasarlanmıştır. Yeşil Büyüme ev sahipliğinde ve Enexion Group eğitmenleri tarafından verilecektir. Ayrıntılar için⬇️
Eğitimi kurumunuza özelleştirilmiş biçimde, yüz yüze veya çevrimiçi olarak almak isterseniz koşullar ve rezervasyon için [email protected] adresinden bizimle iletişime geçebilirsiniz.
📰 BAŞKA NELER VAR?
Geçtiğimiz hafta gündeme dair basında yer alan ilgi çekici başlıklar:
🔎 GÖZÜNÜZDEN KAÇTIYSA
Gündemin yoğunluğuyla birlikte kaçırmış olabileceklerinizi sizin için derledik:
Bültende yer almasını istediğiniz konuları [email protected] üzerinden paylaşabilirsiniz.
Haftaya yine dolu dolu bir bültende buluşmak üzere. Hoşça kalın!