Yesil Buyume Haftalık Bulten-104

Merhaba, Yeşil Büyüme'nin Haftalık Bülteni'ne hoş geldiniz. Sürdürülebilirlik alanında çabalar somutlaşır ve yoğunlaşırken siz de olan biteni yakından takip edin. Keyifli okumalar!

Bu bültende ele aldığımız başlıca konular şu şekilde;

  • İklim Değişikliği Başkanlığı ve TÜBİTAK’tan İklim Projeksiyonları İçin İş Birliği

  • EFRAG Geçiş Planı Hazırlama Rehberi

  • Çin, 2030'a Kadar Ulusal Kurumsal Sürdürülebilirlik Standartlarını Yürürlüğe Koymayı Hedefliyor

  • Sürdürülebilir Finans El Kitabı Yayımlandı

  • IFRS S2’deki Sera Gazı Ölçümü Gereklilikleri

  • Hukukçular: PFAS Davaları Hız Kazanacak

  • AB Ekotasarım Düzenlemesi Kabul Edildi

YEŞİL BÜYÜME FAALİYETLERİ

Kurumsal Karbon Ayak İzi Hesaplama ve Raporlama (ISO-14064) Eğitimi

“Kurumsal Karbon Ayak İzi Hesaplama ve Raporlama (ISO 14064-1)” eğitimi, katılımcıları uluslararası standartlara göre kurumsal karbon ayak izlerini ölçme ve raporlama konusunda yetkin hale getirmek üzere tasarlanmıştır. Yeşil Büyüme ev sahipliğinde ve Enexion Group eğitmenleri tarafından verilecektir. Ayrıntılar için⬇️

Eğitimi kurumunuza özelleştirilmiş biçimde, yüz yüze veya çevrimiçi olarak almak isterseniz koşullar ve rezervasyon için [email protected] adresinden bizimle iletişime geçebilirsiniz. 

TÜRKİYE’NİN NET-SIFIR YOLCULUĞU

İklim Değişikliği Başkanlığı ve TÜBİTAK’tan İklim Projeksiyonları İçin İş Birliği

Görsel: tubitak.gov.tr

İklim Değişikliği Başkanlığı ile TÜBİTAK arasında 22 Mayıs tarihinde Türkiye’nin iklim projeksiyonlarına ilişkin risklerin tespiti ve uyum politikalarının geliştirilmesi amacıyla bir iş birliği protokolü imzalandı. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından düzenlenen İklim Projeksiyonları Farkındalık Artırma Konferansı’nda imzalanan protokol, Türkiye’nin iklim değişikliği ile mücadeledeki yol haritası açısından önem arz ediyor.

Protokol kapsamında, TÜBİTAK’ın MareNostrum-5 süper bilgisayarı kullanılarak Türkiye’nin 2100 yılına kadar iklim projeksiyonları güncellenecek ve bölgesel iklim modelleri çalıştırılacak. Bu çalışmalar, yerel iklim tehlikeleri ve sektörel risklerin belirlenmesi, doğru ve güvenilir bilimsel verilere dayalı uyum ve azaltım politikalarının oluşturulması açısından büyük önem taşıyor. Çalışmada, görece iyimser ve kötümser olmak üzere iki farklı SSP (Shared Socio-economic Pathways) senaryosu kullanılacak ve ülkemizin atmosferik değişkenlerini en iyi şekilde yansıtacak 6 farklı Küresel İklim Modeli seçilecek.

Proje kapsamında:

  • Kuraklık, sıcak hava dalgası, aşırı yağış, sel ve orman yangınları gibi 40’tan fazla iklim indisi çalışılacak.

  • 12 adet İBBS-1 (İstatistiki Bölge Birimleri Sınıflandırması) özelinde sektörel bazlı etkilenebilirlik ve risk analizleri gerçekleştirilecek.

  • 3 kilometre çözünürlüğe sahip iklim projeksiyonları hazırlanacak.

  • Yaklaşık 110 milyon çekirdek saat işlemci kaynağı kullanılacak.

Protokol kapsamında değerlendirmelerde bulunan İklim Değişikliği Başkanı Prof. Dr. Halil Hasar, “İklim değişikliği ile mücadelede yerel düzeyde tehlikeleri belirlemek ve doğru uyum eylemleri geliştirmek amacıyla bu iş birliği çok değerli.” dedi. TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal ise, “Süper bilgisayar altyapımız ve bilimsel kapasitemizle ülkemizin iklim değişikliği kaynaklı risklerini yüksek doğrulukla tespit edeceğiz.” şeklinde konuştu.

KURUMSAL SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK

EFRAG Geçiş Planı Hazırlama Rehberi

Bilindiği üzere AB, belirli eşik değerleri aşan şirketler için sürdürülebilirlik raporlamasını zorunlu kılan CSRD'yi 2023 yılında yürürlüğe sokmuştu. Buna göre şirketler, 2026 yılından itibaren ESRS çerçevesine göre raporlama yapacaklar.

Bir sürdürülebilirlik raporlamasında istenen en önemli bildirim konularından biri de, şirketlerin iklim değişikliği ile mücadele için nasıl bir geçiş planı hazırladığıdır. Oldukça geniş ve stratejik bir bakış açısı isteyen geçiş planı hazırlama safhası, şirketlerimizi en çok zorlayan konuların başında geliyor.

ESRS'yi AB için kaleme alan kuruluş olan EFRAG, konuyla ilgili bir uygulama rehberi yayımlamaya hazırlanıyor. Yazın sürecek hazırlıkların ardından Kasım ayında kamuoyu görüşüne açılması planlanan rehber şirketlere, bir geçiş planında yer alması gereken konuların ESRS'deki yerlerini ve nasıl ele alınması gerektiğini açıklayacak. Rehberde, sektöre özgü zorluklar ya da bir geçiş planının iyi olup olmadığına dair kıstaslar ya da metodolojiye dair gelişmeleri vb. ele alınmayacak.

Çin, 2030'a Kadar Ulusal Kurumsal Sürdürülebilirlik Standartlarını Yürürlüğe Koymayı Hedefliyor

Çin, ekonomide sürdürülebilirliği artırmak ve iklim değişikliğiyle mücadele etmek amacıyla 2030 yılına kadar ulusal bir kurumsal sürdürülebilirlik açıklama standardı oluşturmayı hedefliyor. Ülkenin Maliye Bakanlığı, şirketlerin çevresel, sosyal ve yönetişim (ESG) raporlamalarını izlemeyi ve ESG gelişimini teşvik etmeyi amaçlayan taslak yönergeler üzerinde kamuoyunun görüşlerini almaya başladı.

Taslağa göre, 2027 yılına kadar kurumsal sürdürülebilirlik ve iklimle ilgili açıklamalar için temel düzenlemeler getirilecek ve 2030 yılına kadar ulusal bir standart oluşturulacak.

Pekin, Şanghay ve Shenzhen borsaları, 2026 yılına kadar borsaya kote yaklaşık 400 şirketin sürdürülebilirlik raporları yayımlamasını zorunlu kılan düzenlemelerde bulunmuşlardı. Bu düzenlemeye göre halihazırda halka açık şirketler, çevresel etkilerini ve işlerine olan riskleri raporlamak zorunda olup, dolaylı karbon emisyonlarını da açıklamaya teşvik ediliyorlar. Ancak ülkede tüm şirketleri kapsayacak bir düzenleme bulunmamakta.

Maliye Bakanlığı, yeni düzenlemenin borsada yer alan şirketlerden özel sektöre, büyük firmalardan KOBİ'lere, nitel gereksinimlerden nicel gereksinimlere ve gönüllü açıklamalardan zorunlu açıklamalara doğru kademeli olarak genişleyeceğini belirtti.

2023 sonu itibarıyla Çin'de halka açık 5.346 liste şirketi bulunmakta olup, bunların %40'ı sürdürülebilirlik raporu yayımlamıştı. Finans sektörü %90'la en yüksek orana sahipken, diğer sektörlerde ise bu oran %40 civarında seyrediyor.

Sürdürülebilir Finans El Kitabı Yayımlandı

Ekonomist Thierry Roncalli, sürdürülebilir finans konusunda önemli bilgiler sunduğu Sürdürülebilir Finans El Kitabı’nın güncellenmiş versiyonunu yayımladı (indirme linki). 2022'deki son versiyona göre 220 sayfa daha eklenti yapılan bu yeni baskı, toplamda 930 sayfaya ulaştı.

Sürdürülebilirliğin finans ile olan ilişkisine dair oldukça ayrıntılı bir bakış açısı sunan çalışmada ESG puanlarının geriye dönük testi, ESG'nin sermaye maliyetine etkisi, ESG yatırım fonları piyasası, iklim etiketleri, sürdürülebilir alternatif varlıklar gibi konulara ayrıntılı olarak yer veriliyor. Ayrıca aktif sahiplik, oy kullanma süreci, vekil oy kullanma, tipping point matematiği, UNFCCC, iklim değişikliği düzenlemeleri, negatif emisyonlar, karbon dengelemesi, gönüllü karbon piyasaları ve net sıfır yatırım gibi konular da çalışmanın kapsamı dahilinde.

Bir sonraki sene ise çalışmaya etki yatırımı ve karbon vergisi, ETS, atıl varlıklar gibi konuların yer aldığı geçiş riski bölümlerinin de dahil edilmesi planlanıyor.

Özellikle Türkiye Sürdürülebilirlik Raporlama Standartları (TSRS)'na uygun olarak hazırlanan raporlarda, risk ve fırsatların finansal olarak ifade edilmesinin birçok şirket için oldukça güç bir iş olduğunu düşündüğümüzde, Roncalli'nin çalışmasının oldukça kıymetli olduğunu söyleyebiliriz.

IFRS S2’deki Sera Gazı Ölçümü Gereklilikleri

Sürdürülebilirlik raporlamalarının en önemli bileşenlerinden biri de organizasyonların sera gazı emisyonlarının ölçümü ve standart bir ölçüte göre rapor edilmesidir. GRI, ESRS gibi sürdürülebilirlik raporlama çerçevelerinin yanı sıra SBTi ya da CDP gibi iklim bildirimlerinde de, emisyon rakamlarının raporları okuyanların rahatça karşılaştırma yapabilmesi için birbirleriyle uyumlu olması son derece önem arz ediyor. Raporlama çerçevelerine karar veren politika yapıcıların da gündeminde olan bu konu, kuruluşları ortak çözümler bulmaya itiyor.

Bu kapsamda, ülkemizin de TSRS olarak kendine adapte ettiği IFRS raporlama çerçevesi, sera gazlarının ölçüm ve raporlamasında GHG (Sera Gazı) Protokolü’nü benimsemekte. İklimle ilgili açıklamaların nasıl yapılması gerektiğini anlatan IFRS S2’nin önemli bir yönü, bir yargı mercii veya borsa tarafından aksi belirtilmedikçe, şirketlerin sera gazı emisyonlarını GHG Protokolüne uygun olarak ölçmeleri gerekliliğidir. Bu uyum, emisyonlarını halihazırda Kurumsal Standart (2004) ve Kurumsal Değer Zinciri (Kapsam 3) Standardı (2011)’nı kullanarak ölçen şirketlerin IFRS S2'ye uygun olarak raporlamakta zorluk çekmeyecekleri anlamına da gelebilir.

Ancak burada belirtilmesi gereken bir husus var: İşletmeler, GHG Protololü’ndeki gereklilikleri yalnızca IFRS S2 ile çelişmediği ölçüde uygulamak durumundalar. Örneğin, Şirketler Standardı (2004) şu anda bir işletmenin Kapsam 3 sera gazı emisyonlarını açıklamasını gerektirmiyor ancak IFRS S2’nin 29’ncu paragrafı Kapsam 3 sera gazı emisyonlarının açıklamasını emrediyor. Bu durumda işletmeler, IFRS gerekliliklerini uygulamak durumundalar.

SEKTÖREL SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK

Hukukçular: PFAS Davaları Hız Kazanacak

Çağımızın en önemli kirlilik sorunlarından biri de PFAS adı verilen kimyasal maddeler. ‘Yok edilemeyen kimyasallar’ olarak da adlandırılan ve hayatımızda var olan birçok eşyada kullanılan PFAS (per- ve polifloroalkil)’lar insan hayatına verdiği zarar sebebiyle uzun süredir tartışmaların ve davaların da gündeminde.

Sürdürülebilirlik gündeminin gittikçe hız kazanması ve artık bu konuda yumuşak hukuktan sert hukuka geçilmeye başlanması PFAS konusunun da ciddiyetini artırmış durumda. Hukukçular, bahse konu kimyasalların kullanımının ileride şirketlerin ciddi hukuki yaptırımlarla karşılaşmasına sebep olabileceği konusunda uyarıyor. Özellikle ‘kirleten öder’ prensibinin artık yasa koyucular tarafından düzenlemelere agresif biçimde yansıtılmaya başlandığını göz önüne aldığımızda, hukukçuların bu uyarısının kuvvetli bir dayanağı olduğunu söyleyebiliriz.

Özellikle ABD gibi ülkelerde görülen yüksek tazminatlı tüketici davalarının yanı sıra artık hükümetler tarafından yapılan düzenlemeler de PFAS’ların serbestçe dolaşmasının önüne geçmeyi hedefleyen hükümler içermeye başladı. AB, Şubat ayında onayladığı yeni Kentsel Atık Su Arıtma Direktifi’ne, arıtma tesislerinde işlem gören sulardaki PFAS miktarının düzenli olarak izlenmesi ve sulardaki mikro kirleticilerin arıtılma masraflarının %80’inin ilgili şirketlerden tahsil edilmesine yönelik maddeler ekledi. Benzer şekilde ABD’de de federal hükümet, içme sularından çeşitli PFAS türlerinin çıkarılmasına yönelik bir düzenleme hazırlıyor. Ayrıca ürünlerinde yüksek oranda PFAS kullanan 3M, DuPont gibi şirketler arıtma masrafları için tazminat talep eden su idarelerine şimdiye kadar 10 milyar doların üzerinde tazminat ödemek durumunda kaldılar.

Üstelik bu, olayın sadece önlem kısmında görünen riskler. PFAS’ların yok edilememesi ve nüfuz alanının çok geniş olmasının, çeşitli sağlık sorunlarına ve buna bağlı tazminat davalarına da yol açabileceği öngörülüyor. The New York Times’ın haberine göre bu davalar, geçmişteki asbest davalarını mumla aratabilir. Türkiye’de bu tarz davalar pek görülmüyor olabilir ancak hızla küreselleşen dünyamızda değer ve tedarik zincirlerinin artık çok karmaşıklaştığını düşünürsek, özellikle kimya ve plastik sektöründe faaliyet gösteren şirketlerimizin gelişmeleri dikkatli bir şekilde izlemesinin faydalarına olacağını düşünüyoruz.

AVRUPA YEŞİL MUTABAKATI

AB Ekotasarım Düzenlemesi Kabul Edildi

AB'nin Yeşil Mutabakat ve döngüsel ekonomi eylem planının önemli bir parçası daha yerine oturuyor. Avrupa Konseyi, yasama süreci yaklaşık iki senedir devam eden Sürdürülebilir Ürünler için Ekotasarım Yönetmeliği’ni onayladığını duyurdu.

Mevcut Ekotasarım Direktifi'nin üzerine inşa edilen yeni düzenleme, sürdürülebilir ürünleri AB pazarında yeni norm haline getirecek. Ana hedefler arasında:

  • Ürünlerin daha uzun ömürlü olması,

  • Enerji ve kaynak kullanımının verimliliğinin artırılması,

  • Tamir ve geri dönüşümün kolaylaştırılması,

  • Daha az zararlı madde içeriği ve daha fazla geri dönüştürülmüş malzeme kullanımı bulunuyor.

Çeşitli ürün kategorileri için performans ve bilgi gereklilikleri ise aşamalı olarak belirleyecek. Bu alanda öncelik ise tekstil, mobilya, demir-çelik, alüminyum, lastikler, boyalar ve kimyasallar gibi yüksek etkili ürünlere verilecek.

Yeni gereklilikler, ürün dayanıklılığı, yeniden kullanılabilirlik, tamir edilebilirlik, kimyasal maddelerin kullanımının azaltılması, enerji ve kaynak verimliliği ve geri dönüştürülmüş içerik gibi alanları kapsayacak.

Yönetmelik ayrıca satılmayan ürünlerin imha edilmesine yönelik yeni tedbirler de içeriyor. Yasa koyucular, küçük şirketler için istisnalar ve orta ölçekli şirketler için bir geçiş dönemi ile birlikte, satılamayan ve elde kalan tekstil ve ayakkabı ürünlerinin imhasına doğrudan bir yasak getirdi. Zaman içerisinde, ihtiyaç duyulması halinde diğer sektörler de bu tür yasaklar kapsamına alınabilecek.

Buna ek olarak, büyük şirketlerin imha ettikleri ürünlerin miktarını ve imha sebebini yıllık olarak açıklamaları gerekiyor. Bunun, işletmeleri sebepsiz ve imaj kaygısına dayanan imha uygulamalarına yönelmekten caydırması beklenmekte.

Yönetmelik, AB Resmi Gazetesi’nde yayımlanmayı müteakip 20 gün içinde yürürlüğe girecek.

YENİ YAYIN

Dünya Bankası Karbon Fiyatlandırmada Son Durum ve Trendler Raporu Geniş Özeti

Karbon azaltımı söz konusu olduğunda, karbon emisyon ticareti kaçınılmaz bir araç olarak öne çıkıyor. Dünya Bankası, konuda önemli bir veri bankası oluşturma hedefiyle "Karbon Fiyatlandırmada Mevcut Durum ve Trendler Raporu"nu her yıl düzenli olarak yayınlıyor. Bu yılın raporu da, 21 Mayıs 2024 tarihinde gerçekleştirilen tanıtım toplantısıyla kamuoyuyla paylaşıldı.

Sürdürülebilirlik ve uyumluluk konularında derinlemesine bilgi sunma taahhüdümüz çerçevesinde, Dünya Bankası'nın bu hafta yayımladığı "Karbon Fiyatlandırmada Mevcut Durum ve Trendler-2024" raporunun ayrıntılı özetini hazırladık. Çalışmamız, Superpeer sayfamız üzerinden yayımlandı.

Bu değerli kaynağa ücretsiz erişim, şu an için yalnızca Yeşil Büyüme'nin ücretli abonelerine özel. Eğer henüz aramıza katılmadıysanız, şimdi tam zamanı! Ücretli abonelik paketimizde bu özel içeriğin yanı sıra, kurumsal sürdürülebilirlik konusunda çeşitli kılavuzlar, dokümanlar ve eğitimlerimizde özel indirimler de sunuyoruz. Aboneliği istediğiniz zaman sona erdirebilirsiniz.

Hazır olduğunuzda Yeşil Büyüme'den aşağıdaki hizmetleri alabilirsiniz.

Login or Subscribe to participate in polls.

📰 BAŞKA NELER VAR?

Geçtiğimiz hafta gündeme dair basında yer alan ilgi çekici başlıklar:

🔎 GÖZÜNÜZDEN KAÇTIYSA

Gündemin yoğunluğuyla birlikte kaçırmış olabileceklerinizi sizin için derledik:

  • Bültende yer almasını istediğiniz konuları [email protected] üzerinden paylaşabilirsiniz.

  • Haftaya yine dolu dolu bir bültende buluşmak üzere. Hoşça kalın!