Yeşil Büyüme Haftalık Bülten (Newsletter) - 35

Merhaba, Yeşil Büyüme'nin Haftalık Bülteni'ne hoş geldiniz. Özellikle sizin girdilerinizle ve ekosistemin ihtiyaçlarıyla şekillenecek bu bültende hangi konuları görmek istersiniz? Bize yazın. Keyifli okumalar!

Bu bültende ele aldığımız başlıca konular şu şekilde;

  • Avrupa Komisyonu tarafından Türkiye endüstrisi için de çok önemli olan "Net-Sıfır Çağı için Yeşil Mutabakat Endüstriyel Planı" yayımlandı.

  • "Binaların Enerji Performansının Gözden Geçirilmesi" teklifi ile ilgili Avrupa Parlamentosu'nda partiler arasında uzlaşmaya varıldı.

  • Avrupa Komisyonu tarafından "Küresel Enerji ve İklim Bakışı - 2022" raporu yayımlandı. Raporda yer alan kötü habere göre yüzyılın sonunda küresel ısınmanın 3 dereceye ulaşması bekleniyor.

  • Avrupa Birliği'nde sürdürülebilirlik raporlamalarına denetim geliyor. "Sınırlı teminat" ve "makul teminat" terimlerini önümüzdeki dönemde sık sık duyacağız.

  • İstanbul Borsası, "Şirketler İçin İklim Raporlama Rehberi" yayımladı.

  • TSE tarafından "Ürün Karbon Ayak İzi Hesaplaması ve Gereklilikleri Eğitimi" düzenlenecek.

Hazırsanız başlıyoruz:

🗺AVRUPA YEŞİL MUTABAKATI

🏭Avrupa Komisyonu "Net-Sıfır Çağı için Yeşil Mutabakat Endüstriyel Planı" dokümanını yayımladı.

Yeşil Büyüme Haftalık Bülten - 33'te belirtiğimiz gibi, Japonya, Hindistan, Kanada ve ABD başta olmak üzere pek çok ülke net-sıfır ekonomilerinin temelini teşkil eden temiz teknolojilerin geliştirilmesine yönelik güçlü finansal destek paketleri açıkladılar. Bu yarışta geri kalmak istemeyen Avrupa Birliği yayımladığı bu dokümanla birlikte, gelecekte küresel ölçekte oluşması beklenen net-sıfır ekonomik düzen içerisinde endüstrilerinin rekabet gücünü korumak istiyor. Yayımlanan dokümanda dikkati çeken hususlar;

  • Geleceğin ekonomisini, net-sıfır politikaları çerçevesinde yeni geliştirilecek olan temiz teknolojiler belirleyecektir. Bu nedenle, temiz teknolojiler konusunda üstünlüğü yakalayan ekonomiler ciddi rekabet gücü elde edecekler.

  • Avrupa Birliği'nde net-sıfır ekonomi kapasitesinin boyutu 2020 yılına göre iki kat artış göstererek 2021 yılında 100 milyar €'ya ulaştı.

  • Avrupa Birliği'nin endüstriyel gelişimini etkileyen faktörler: yüksek enflasyon, yetenek açığı, demografik değişiklikler, Kovid-19'un tedarik zincirleri üzerindeki olumsuz etkileri, artan faiz oranları ve enerji maliyetlerinde yaşanan artışlar

  • Çin'in kendi endüstrilerine verdiği destek, Avrupa Birliği'nin GDP'sine oranla yaklaşık iki kat daha fazla. Adil olmayan rekabet uygulamaları sayesinde Çin, günümüzde temiz teknolojiler açısından uluslararası piyasalarında üstünlüğü ele geçirmiş durumda.

  • Ucuz fosil yakıtlar döneminin sona ermesi, yenilenebilir enerji sistemlerine geçişin hızlandırılmasını zorunlu kılıyor.

  • Kritik metaller ve kalifiye elemana olan ihtiyacın arttığı bu yeni dönemde Avrupa Birliği'nin yeni bir endüstriyel plana ihtiyacı var. Bu planın dört ana sütunu bulunuyor.

  • İlk sütun tahmin edilebilir, tutarlı ve sade düzenleyici çevre: 2030 yılına kadar endüstriyel kapasitenin hızlı bir şekilde artırılması için tüm tedarik zincirleri analiz edilerek eksiklikler tespit edilecek ve tıkanmaya neden olan sorunlar giderilecek. Ayrıca, endüstriyel süreçlerle ilgili izinlerin tek bir noktadan hızlı bir şekilde alınması sağlanacak şekilde idari birimler oluşturulacak. Yıkıcı yenilikçilik kapasitesi yüksek teknolojilerin test süreçlerini hızlandıracak şekilde ilave tedbirler alınacak. Kamu alımlarında net-sıfır ürünlerine yönelik pozitif ayrımcılık uygulanması çok önemli roller oynayabilir. Her yıl kamu otoriteleri Avrupa Birliği GDP'sinin %14'ü oranında (2 trilyon €) harcama yapıyor.

  • İkinci sütun Avrupa Komisyonu tarafından teklif edilecek "Kritik Hammadde Yasası": Net-sıfır teknolojilerin geliştirilmesi, bu alanda ihtiyaç duyulan kritik hammadde tedarikinin güvence altına alınmasına bağlı. Kritik hammaddeler açısından geri dönüşüm oranlarının artırılması da önem arz ediyor. Yeni çıkarılan yasa ile, kritik hammaddelerine yönelik tedarik zincirlerinin güvence altına alınması amaçlanıyor.

  • Üçüncü sütun enerji: Rusya'nın enerji kaynaklarını bir silah olarak kullanması Avrupa Birliği'nin uyanmasına yol açtı. Avrupa Birliği Mart 2023'te "Elektrik Piyasa Dizaynı" düzenlemesi teklifini sunmayı planlıyor. Uzun dönemli sözleşmeler sayesinde endüstrilerin yüksek enerji fiyatlarından daha az etkilenmesinin sağlanması planlanıyor. "Sürdürülebilir Ürünler için Ekodizayn Kriterleri" düzenlemesi ile ürünlerin sürdürülebilirliğinin artırılması ve batarya tedarik zincirinin güvenliğinin sağlanması amaçlanıyor.

  • Dördüncü sütun altyapı: Trans-Avrupa Ulaşım Ağı gibi altyapı projelerinin güçlendirilmesi, hidrojen altyapısının geliştirilmesi ve akıllı şebeke uygulamalarının yaygınlaştırılması, endüstriyel proseslerin daha verimli hale gelmesine katkı sağlayacaktır.

Y🌎RUM: Net-sıfır hedefleri doğrultusunda yeni bir ekonomik model ortaya çıkıyor ve bu modelde avantajlı bir konuma gelmek isteyen ülkeler bir taraftan kendi endüstrilerinin kapasitesini artırmak için ciddi reformları hayata geçiriyor, diğer taraftan ise finansal destek paketleri açıklıyor. Üniversiteler ve araştırma kurumlarının bu dönüşümde katalizör etkisi bulunuyor. Türkiye bu yarışta geri kalmamak için hızlı ve koordineli bir şekilde gerekli adımları atmazsa, 2050 yılına giden yolda ekonomik rekabet gücü açısından çok büyük yara alır. Yeşil ve dijital dönüşüm tek başına şirketlerin altından kalkacağı süreçler değil. Bu bağlamda şirketlerimizin yeni düzene ayak uydurabilmeleri için tüm paydaşların dâhil olacağı çok büyük bir ekonomik seferberlik hareketi başlatılmalı.

🏙"Binaların Enerji Performansının Gözden Geçirilmesi" teklifi ile ilgili Avrupa Parlamentosu'nda partiler arasında uzlaşmaya varıldı.

Avrupa Konseyi Ekim 2022'de "Binaların Enerji Performansının Gözden Geçirilmesi" teklifine yönelik kendi pozisyonunu netleştirdi. Danimarka'nın öncülük ettiği yedi ülke, Avrupa Konseyi tarafından teklifin daha az iddialı hedefler belirlemesine karşı çıkmıştı. Avrupa Parlamentosu'ndaki partiler arasında varılan uzlaşmaya göre, Avrupa Komisyonu'nun teklifi bir adım daha öteye götürülerek kamu binalarının 2030 yılına kadar D kategorisine yükseltilmesi hedefi benimsendi. Meskun mahaller için ise 2030 yılı için E sınıfı ve 2033 yılı için D sınıfı hedefi kabul edildi. Avrupa Parlamentosu'ndaki EPP grubu, üye ülkelere esneklik tanıyacak şekilde 10 yıl içerisinde zorunlu yenilenemeden kaçınmalarını sağlamak için bazı istisnaların tanınmasını teklif etti.

Y🌎RUM: Enerji fiyatlarındaki artış, binalarda yalıtımdan kaynaklanan sorunların giderilmesini zorunlu kılıyor. Ayrıca binalarda kullanılan yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanım oranlarının artırılması, fosil yakıtlar konusunda ithalata bağımlı olan ülkeler için bir mecburiyet haline geldi. Türkiye'de de binalardan kaynaklanan enerji tüketim israfının giderilmesine ve yenilenebilir enerji kapasitesinin artırılmasına yönelik yapısal reformların güçlendirilmesi gerekiyor. Bu konuda bir diğer eksiklik ise vatandaşların binalarda uygulanacak enerji verimlilik tedbirleri ve bu çerçevede erişebilecekleri finansal kaynaklar konusunda yeterince bilgi sahibi olmaması.

📢Avrupa Komisyonu tarafından "Küresel Enerji ve İklim Bakışı - 2022" raporu yayımlandı.

Rapora göre ülkelerin ve şirketlerin net-sıfır taahhütleri doğrultusunda küresel emisyonların hızlı bir şekilde azalması gerekiyor. Buna rağmen, uygulamadaki eksiklikler nedeni ile Paris İklim Anlaşması ile belirlenen 1.5 derece hedefine ulaşılması mümkün gözükmüyor. Jeopolitik risklerinde tetiklemesi ile özellikle LNG piyasasından artan rekabet doğalgazda fiyat istikrarını tehdit ediyor. Yıllar için yapılan sözleşmelerin süresi günlere düştü. Fiyatlarda yaşanan istikrarsızlıklar yatırım kararlarını da olumsuz etkiliyor. Fosil yakıtlara alternatif olarak görülen hidrojen ile ilgili pek çok eylem planı hazırlansa da, hidrojen teknolojilerinin geleceğine dair belirsizlikler nedeni ile henüz bu alanda istenen mesafeler kat edilemedi. Mevcut emisyon eğilimlerine göre küresel ısınmadaki artışın yüzyılın sonunda üç dereceye ulaşması bekleniyor.

💼KURUMSAL SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK

📢Sürdürülebilirlik raporlamalarına denetim geliyor.

Sürdürülebilirlik raporlamasının önemi şirketlerin paydaşları için her geçen gün artıyor. Organizasyonların sürdürülebilirlik performanslarını gösteren metriklerini belirli periyotlarla kamuoyu ile paylaşmaları konusundaki baskılar artıyor. Bu raporlarda yer alan bilgilerin bilimsel metotlarda dayanması ve şeffaf bir şekilde sergilenmesi isteniyor. GRI ve CDP gibi uluslararası standartlara uygun olarak sürdürülebilirlik ile ilgili ulaşılan hedefler ve başarısız olunan noktalar hakkında güvenilir bilgilerin organizasyonlar tarafından beyan edilmesi gerekiyor. Özellikle yatırımcılar, sağlıklı bir şekilde yatırım kararı almak için şirketlerin sürdürülebilirlik konusunda kalitatif veriler sunmasını istiyor.

Avrupa Yeşil Mutabakatı ile paralel bir şekilde hayata geçirilen Kurumsal Sürdürülebilirlik Raporlama Direktifi'ne göre sürdürülebilirlik raporlamalarına 2024 yılından itibaren "sınırlı teminat (limited assurance)" ve 2029 sonrasında ise "makul teminat (reasonable assurance)" kriterleri uygulanacak. Diğer bir deyişle, özellikle 2029 sonrasında hazırlanan sürdürülebilirlik raporlarının yetkilendirilmiş bağımsız kuruluşlar tarafından denetime tabi tutulması sağlanacak. Kurumsal Sürdürülebilirlik Raporlama Direktifi çerçevesinde şirketlerin tüm değer zincirini kapsayacak şekilde raporlama yapmaları gerektiğinden, Türkiye gibi üçüncü ülkelerde Avrupa'daki şirketlerin tedarik zincirlerinde bulunan şirketlerden de sürdürülebilirlik konusunda nitelikli veriler talep edilmesi bekleniyor.

Y🌎RUM: Avrupa ile ticaret ilişkisi içerisinde bulunan tüm şirketlerimizin vakit kaybetmeden sürdürülebilirlik konusunda raporlama hazırlığında kullanılacak verileri toplama ile ilgili kendi iç mekanizmalarını oluşturmaları gerekiyor. Sürdürülebilirlik raporlaması şirketlerin tüm departmanlarını ilgilendiren bir konu olduğundan, bu raporların hazırlık süreçlerinin yönetim kurulları seviyesinde ele alınmasına ihtiyaç duyuluyor. Yeşil yıkamadan arındırılmış şekilde amacına uygun bir şekilde hazırlanmış sürdürülebilirlik raporlarındaki bilgiler, yeşil dönüşüm sürecinde yönetim kurullarının daha sağlıklı kararlar almasını da kolaylaştıracaktır.

🇹🇷 TÜRKİYE'NİN NET-SIFIR YOLCULUĞU

🎯İstanbul Borsası, "Şirketler İçin İklim Raporlama Rehberi" yayımladı.

Yatırımcılar ve ihraççıların iklim değişikliğine bağlı riskler konusunda farkındalığını artırmak için hazırlanan rehberde dikkati çeken hususlar;

  • Rapor İklimle Bağlantılı Finansal Açıklamalar Görev Gücü'nün (TCFD) tavsiyeleri dikkate alınarak hazırlandı.

  • Şirketlerin raporlarını hazırlarken öncelikle kapsamlı bir durum değerlendirmesi yapması gerekiyor. İkinci aşamada ise tespit edilen iklimle bağlantılı risk, fırsatlar ve tehditlerin strateji geliştirme süreçlerine entegre edilmesine ihtiyaç duyuluyor. Son aşamada ise verilen güvenilir bir şekilde paylaşılması gerekiyor.

  • 2022 yılında 95 ülkeden 3.400'den fazla şirket TCFD'yi desteklediğini duyurmuştur.

  • Finansal olmayan bilgilerin raporlanmasının sağladığı faydalar;

1. Düzenlemelere ön uyum sağlanmış oluyor.

2. Şirketin itibarı güçleniyor.

3. Kurumsal yatırımcıların şirkete ilgisi artıyor.

4. Riskler ve fırsatlar önceden belirleniyor.

Şirketler İçin İklim Raporlama Rehberi
  • Sermaye Piyasası Kurulu, 2020 yılında "Kurumsal Yönetim Tebliği"ne şirketlerin açıklaması gereken aşağıdaki hususları ekledi;

1. SPK sürdürülebilirlik ilkelerinin uygulanıp uygulanmadığına,

2. Uygulanmıyor ise buna ilişkin gerekçeli açıklamaya,

3. Bu ilkelere tam olarak uymama dolayısıyla çevresel ve sosyal risk yönetiminde meydana gelen etkilere

Şirketler İçin İklim Raporlama Rehberi
  • Finansal İstikrar Kurulu tarafından 2015 yılında kurulan TCFD, finansman, yatırım ve sigortalama konularında daha bilinçli kararlar verilmesini sağlamak için tavsiyeler geliştiriyor.

📌İstanbul Sanayi Odası "Yeşil Mutabakat Plastik Sektörü'nü Nasıl Etkileyecek?" konulu bir webinar düzenledi.

Webinarda konuşan Ticaret Bakanlığı Uluslararası Anlaşmalar ve AB Genel Müdürlüğü AB Tek Pazar ve Yeşil Mutabakat Dairesi Başkanı Gülizar Yavaş şunları ifade etti;

Gömülü emisyonların nasıl hesaplanacağı, emisyonların nasıl doğrulanacağı, doğrulayıcı kuruluşların nasıl yetkilendirileceği, raporlamada hangi kriterlerin getirileceği gibi detaylar ikinci mevuzatla kesinleşecek. Dolayısıyla SKDM mevzuatı henüz netleşmediği için, AB’de SKDM kapsamında yerleşik bir doğrulayıcı veya akreditasyon kuruluşu yok. Bu konuda belge verdiğini iddia eden kuruluşlar olduğuna dair bakanlığımıza bilgi geliyor. Ancak böyle bir yetkilendirilmiş kuruluş henüz yok. Halihazırda AB’de yerleşik emisyon ticaret sistemi doğrulayıcıları bulunuyor ancak bunlar SKDM kapsamında atananlar arasında yer almıyor.

Gülizar Yavaş

📢TSE tarafından "Ürün Karbon Ayak İzi Hesaplaması ve Gereklilikleri Eğitimi" düzenlenecek.

Türk Standartları Enstitüsü tarafından 15-17 Mart tarihleri arasında 3 gün süre ile yüz yüze düzenlenecek eğitim, ISO 14067:2018 standardına uygun olarak gerçekleştirilecek.

  • Bültende yer almasını istediğiniz konuları iletiş[email protected] üzerinden paylaşabilirsiniz.

  • Haftaya yine dolu dolu bir bültende buluşmak üzere. Hoşçakalın.