Yeşil Büyüme Haftalık Bülten (Newsletter) - 32

Merhaba, Yeşil Büyüme'nin Haftalık Bülteni'ne hoş geldiniz. Özellikle sizin girdilerinizle ve ekosistemin ihtiyaçlarıyla şekillenecek bu bültende hangi konuları görmek istersiniz? Bize yazın. Keyifli okumalar!

Bu bültende ele aldığımız başlıca konular şu şekilde;

  • Sınırda Karbon Düzenlemesi Mekanizması (SKDM) gerçekten adil mi?

  • Avrupa karbon piyasası reformuna yönelik eleştiriler

  • Emisyonları azaltmanın en etkili yolları

  • Kurumsal Sürdürülebilirlik Raporlama Direktifi'nin Avrupa dışındaki şirketlere olası etkileri

  • Türkiye'de enerji tüketiminde %60 tasarruf mümkün

Hazırsanız başlıyoruz:

🗺AVRUPA YEŞİL MUTABAKATI

📢 Sınırda Karbon Düzenlemesi Mekanizması (SKMD) gerçekten adil mi?

Antonio Godin ve Guilherme Riccioppo Magacho'nun the Conversation'da yayımlanan "Avrupa'nın yeni sınırda karbon vergisi herkes için adil mi" konulu makalesinde oldukça dikkat çeken değerlendirmelere yer verildi. Makale vurgulanan konular;

  • 31 üyenin bulunduğu ve 10.000'den fazla güç istasyonunu kapsayan AB ETS, dünya tarihinin en büyük çevresel emtia piyasası.

  • Katılaşan emisyon sınırlaması ile birlikte, Avrupa Birliği'nde kirliliğe neden olan üretim modellerinin diğer ülkelere kaça riski arttı. Bunu engellemek için ortaya konulan SKDM görünüşte oldukça rasyonel bir mantığa dayansa da, uzun vadede istenmeyen bazı sonuçlara yol açabilir.

  • SKDM uygulamasının Japonya, Çin ve ABD gibi bazı ülkelerde benzer uygulamaların devreye girmesini tetiklediği doğru. Bununla birlikte, Avrupa Birliği için nispeten daha kolay olan temiz teknolojilere geçiş süreci, özellikle Afrika'da bulunan ülkeler için hiç de kolay değil.

  • Avrupa temiz teknolojiler alanında (rüzgar türbinleri (Vestas, Nordex ve Siemens Gamesa) ve güç jeneratörleri (Enel, EDP, Iberdola ve Orsted)) dünyanın lider markalarına ev sahipliği yapıyor. Eski endüstrilerin tedavülden kalkması ile birlikte temiz teknolojilere dayanan yeni endüstrilerin yükselişe geçmesi, Avrupa'nın ekonomik gücüne katkı sunarken, Afrika gibi ülkeler açısından yeni teknolojik bağımlılıkların ortaya çıkmasına yol açıyor.

  • SKDM'nin güçlenmesi ile birlikte, Avrupa Birliği'ne ihracat yapan bazı ülkelerdeki sektörlerin rekabet güçlerini kaybetmeleri, bu ülkelerin istihdam kapasitelerine önemli ölçüde zarar verebilir. Yapılan bir çalışmaya göre, Sırbistan ve Bosna Hersek'te yaşanabilecek işgücü kaybının %3'e ulaşabileceğini gösteriyor.

  • Bu durum, Avrupa Birliği'ne ihracat yapan ülkelerin Çin'e yönelmesi gibi ülkelerin ihracat paternlerinde ciddi değişliklere yol açabilir.

Y🌎RUM: Demir & çelik, gübre, elektrik, hidrojen gibi Avrupa Birliği'ne ihraç edilen bazı ürünlere getirilecek olan karbon vergileri, üretim modellerindeki kirliliğe göre ülkelerin rekabet güçlerini etkileyecek. Türkiye'de SKDM'nin etkilerine karşı hassas ülkeler arasında gösteriliyor. Milli ETS sisteminin kurulması ve SKDM kapsamına girecek olan endüstrilerin karbondan arındırılması çalışmalarına hız verilmesi, Türkiye'deki sektörlerin uzun vadede SKDM'den olumsuz etkilenme ihtimalini azaltacaktır.

🏭 Avrupa karbon piyasası reformuna yönelik eleştiriler

Avrupa Birliği'nde Aralık 2023'te Emisyon Ticaret Sistemi'nde değişikliği öngören teklif kabul edildi. Binalar ve karayolu taşımacılığını kapsayacak olan yeni ETS2 hayata geçmesi ile birlikte petrol, dizel ve ısınmada kullanılan yakıtlara yönelik yeni karbon ücretlerinin getirilmesi bekleniyor. 2030 yılına kadar ETS2'deki karbon ücretlerinin 45 € seviyelerine ulaşacağı tahmin ediliyor. Enerji fiyatlarındaki dalgalanmalara bağlı olarak ETS2'nin faaliyete geçmesi 2028 sonrasına kadar ertelenebilir. ETS2'nin hanehalklarını da kapsayacak şekilde kabul edilmesi özellikle Fransa'da bazı milletvekilleri tarafından tepki ile karşılandı. "Sarı Yelekliler Protestoları" gibi bazı sosyal rahatsızlıklara yol açmasından endişe edilen ETS2'nin belirli koşullar altında kontrollü bir şekilde uygulanması gerektiğine vurgu yapılıyor.

🎋SEKTÖREL SÜRDÜRÜLEBİLİK

🕵️‍♀️Emisyonlarınızı azaltmanın en etkili yolları

Küresel sera gazı emisyonlarının %75'i ve karbondioksit emisyonlarının ise yaklaşık %90'nı elektrik ve ısı üretmek için kullanılan fosil yakıtlardan kaynaklanıyor. Bu nedenle, net-sıfır hedefine ulaşmak için enerji sektörünün karbondan arındırılması bir zorunluluk. Dolayısıyla emisyonları azaltmanın en etkili yolu fosil yakıtlardan yenilenebilir enerjiye geçiş olarak görülüyor. 2010 ile 2020 yılları arasında güneş panellerinden elektrik üretiminin maliyeti %75 oranında azalırken, kara ve denizde konuşlu rüzgar türbinlerinden elektrik üretimi sırasıyla %56 ve %48 azaldı. 2030 yılına kadar dünya genelinde elektrik üretiminin %65'i yenilenebilir enerji kaynaklarından karşılanabilir.

Düşük karbonlu hidrojen de, dünya genelinde emisyonları toplamda %6 oranında azaltma potansiyeline sahip. Günümüzde hidrojen büyük oranda kimya sektöründe kullanılıyor. Hidrojen teknolojilerindeki gelişmelere bağlı olarak temiz hidrojenin demir ve çelik gibi karbon yoğun sektörlerdeki emisyonların azaltılmasında önemli roller üsleneceği düşünülüyor.

EPA tarafından yapılan değerlendirmeye göre gıda atıkları ABD'de yıllık 170 milyon ton karbondioksit emisyonuna yol açıyor. Bu nedenle çöplüklere giden gıda atıklarının azaltılması, sera gazı emisyonlarının düşürülmesi adına etkili yöntemlerin başında geliyor.

Enerji verimliliği adına atılacak adımların 2030 yılına kadar 2 trilyon dolar tasarruf sağlayacağı değerlendiriliyor. Enerji verimliliği alanında alınabilecek tedbirler;

  • Enerji verimli aydınlatma, ısıtma ve soğutma sistemlerine geçilmesi

  • Elektronik atıklar ve veri merkezleri için etkili IT çözümlerinin uygulanması

  • Tek kullanımlık plastik yerine cam veya seramik kullanılmasının teşvik edilmesi

  • Otomasyon sistemlerinin kullanılması

💼KURUMSAL SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK

📕 Kurumsal Sürdürülebilirlik Raporlama Direktifi'nin ABD şirketlerine potansiyel etkileri

Deloitte tarafından hazırlanan kapsamlı çalışmada, Avrupa Birliği tarafından 2024 yılından itibaren uygulamaya konulacak olan Kurumsal Sürdürülebilirlik Raporlama Direktifi (Corporate Sustainability Reporting Directive (CSDR))'nin ABD şirketlerine olası etkileri ele alındı. Türkiye'deki şirketler için de geçerli olan bu etkilerle ilgili çalışmada geçen dikkat çeken hususlar;

  • CSDR, Avrupa Birliği'nde ciddi faaliyet yürüten ABD'li şirketleri beklenenden fazla etkileyecek.

  • 1 Ocak 2028'den itibaren, AB dışındaki şirketlerden AB içerisinde 150 milyon €'dan fazla ciro yapan şirketler CSRD kapsamında sürdürülebilirlik raporlaması yapmak zorunda.

  • 30 Haziran 2023 tarihine kadar AB'deki şirketleri kapsayan ilk raporlama standartlarının AB Komisyonu tarafından kabule edilmesi bekleniyor. 30 Haziran 2024 tarihine kadar ise, KOBİ'ler ve AB dışındaki şirketler için uygulanacak raporlama standartlarının son halini alması planlanıyor.

  • Avrupa Sürdürülebilirlik Raporlama Standartları (European Sustainability Reporting Standards (ESRS)), şirketler için 84 beyan yükümlülüğü getiriyor. ABD'deki getirilen yeni sürdürülebilirlik standartları daha dar ve çifte önemlilik (double materiality) prensibi yerine yatırımcılar için önemli konuları kapsıyor.

  • Raporlamanın dijital etiketleme kullanılarak elektronik ortamda yapılacak olması ve raporlarla ilgili doğrulama prosedürlerinin getirilme ihtimali, ABD'li şirketlerin dikkat etmesi gereken diğer önemli konular arasında.

🇹🇷 TÜRKİYE'NİN NET-SIFIR YOLCULUĞU

👉 Türkiye'de enerji tüketiminde %60 tasarruf mümkün

9-15 Ocak Enerji Verimliliği Haftası kapsamında düzenlenen etkinlikte konuşan Betek Boya Genel Müdürü Tayfun Küçükoğlu şu değerlendirmelerde bulundu;

Türkiye’deki toplam enerji tüketiminin yüzde 31’i binalarda kullanılıyor. Binalardaki enerji tüketiminin yüzde 80’i ise ısıtma ve soğutma amaçlı harcanıyor. Enerji maliyetlerinin de artmasıyla TÜİK verilerine göre ilk on ayda petrol, gaz gibi enerji ürünleri ithalatına ödenen fatura yüzde 118,4 artışla 80,5 milyar dolara ulaştı. Son bir yılda ise enerji ithalatına ödenen fatura 94,2 milyar dolara ulaşırken bu alanda oluşan açık 79,8 milyar dolar oldu. Konutlardaki enerji tüketiminin ısıtma ve soğutmaya dayalı tarafında ısı yalıtım yaparak yüzde 60’lara varan tasarruf yapmamız mümkün. Ülkemizin ısı yalıtımıyla 8 ila 12 milyar dolarlık daha az enerji tüketme imkanımız var. Bu sonuç cari açığımızın azalmasına da büyük bir katkıda bulunacaktır.

Tayfun Küçükoğlu
  • Bültende yer almasını istediğiniz konuları iletiş[email protected] üzerinden paylaşabilirsiniz.

  • Haftaya yine dolu dolu bir bültende buluşmak üzere. Hoşçakalın.