Yeşil Büyüme Haftalık Bülten (Newsletter) - 24

Merhaba, Yeşil Büyüme'nin Haftalık Bülteni'ne hoş geldiniz. Özellikle sizin girdilerinizle ve ekosistemin ihtiyaçlarıyla şekillenecek bu bültende hangi konuları görmek istersiniz? Bize yazın. Keyifli okumalar!

Bu bültende ele aldığımız başlıca konular şu şekilde;

  • Toprak kullanımı, toprak kullanımının değişmesi ve ormancılık düzenlemesi (land use, land use change and forestry (LULUCF)) uzlaşması

  • AB Emisyon Ticaret Sistemi teklifi görüşmelerinde tıkanma

  • Üçüncü yılında Avrupa Yeşil Mutabakatı makalesi

  • Tekstil ürünlerinin atılmasının temel sebepleri araştırması

  • Otomotiv sektörüne yönelik yeni Euro 7 standartları

  • Avrupa Parlamentosu tarafından kabul edilen Kurumsal Sürdürülebilirlik Raporlama Direktifi

  • Türkiye'nin ilan ettiği yeni Ulusal Katkı Beyanı

  • "Türkiye'nin Yeşil Dönüşümünde Öncü Bir Partner - İsveç" raporu

Hazırsanız başlıyoruz:

🪙 AVRUPA YEŞİL MUTABAKATI

🏝Toprak kullanımı, toprak kullanımının değişmesi ve ormancılık düzenlemesi (land use, land use change and forestry (LULUCF)) uzlaşması

11 Kasım 2022'de Avrupa Parlamentosu ve Avrupa Konseyi, Avrupa Yeşil Mutabakatı çerçevesinde görüşmeleri devam eden LULUCF düzenlemesi ile ilgili geçici uzlaşmaya vardı. Buna göre 2030 yılı itibarıyla doğal karbon yutaklarının kapasitesi yıllık olarak 310 milyon tona çıkarılacak. Her bir AB üyesi ülke, Ortak Tarım Politikası (Common Agricultural Policy (CAP)) kapsamında değişen oranlarda hedefler belirleyerek orman ve turbalıklar gibi doğal karbon yutak alanlarını güçlendirecek. LIFE programı gibi AB fonları ile AB üyesi ülkelerin projeleri desteklenecek.

Y🌎RUM: Doğal karbon yutaklarının güçlendirilmesi iklim değişikliği ile mücadele adına karbon yakalama ve depolama gibi teknolojik çözümlere göre daha maliyet etkin. Türkiye'de de benzer düzenlemelerin hayata geçirilmesi, toplam emisyonların dengelenmesi açısından oldukça faydalı olacaktır.

🏭Emisyon Ticaret Sistemi teklifi görüşmelerinde tıkanma

Geçen hafta üçüncüsü düzenlenen AB Emisyon Ticaret Sistemi'nin üçlü görüşme toplantılarında Avrupa Parlamentosu ve Avrupa Komisyonu arasında uzlaşmaya varılamadı. Halihazırda yaklaşık 10.000 tesisi kapsayan AB ETS'nin genişletilmesi ve daha önce %40 olarak benimsenen emisyon azaltım hedefinin %60'ın üzerine çıkarılması teklif edilmişti. Avrupa Komisyonu, Avrupa Parlamentosu'nun ETS'den elde edilen gelirlerin %10'nun gelişmekte olan ülkelere aktarılması teklifine sıcak bakmıyor. Diğer bir anlaşmazlık noktası ise atıkların AB ETS'de dahil edilmesi ile ilgili. Avrupa Komisyonu, çok fazla emisyona neden olan atıkların yakılmasının ETS'ye dahil edilmesinin gönüllülük esasına dayanmasını istiyor. Avrupa Parlamentosu ayrıca, ETS'den elde edilen gelirlerin Modernizasyon Fonu altında doğal gaz projelerine aktarılmasına da karşı çıkıyor. Bununla beraber, Piyasa İstikrar Fonu (Market Stability Reserve) üzerinde belirli oranda uzlaşmaya varıldı. Buna göre, eğer altı ay süresince karbon ücretleri önceki iki yılın ortalamasından 2.4 kat ve daha fazla olduğu takdirde Piyasa İstikrar Fonu'ndan 2.4 milyon ücretsiz tahsisat serbest bırakılacak.

🌏Üçüncü yılında Avrupa Yeşil Mutabakatı

IFRI'den Marc-Antoine EYL-MAZZEGA ve Diana-Paula GHERASIM, Avrupa Yeşil Mutabakatı'nın açıklandığından bu yana geçen üç yıllık süreyi değerlendirdikleri makalede öne çıkan hususlar;

  • Avrupa Birliği geçmişte yaptığı hataları (fosil yakıtlar konusunda Rusya'ya bağımlı hale gelme vb.) telafi ederek, içinden geçtiği çoklu kriz ortamında savaş döneminde gerçekleşen finansman ölçüsünde Avrupa Yeşil Mutabakatı, REPowerEU ve enerji tasarrufu projelerini desteklemeli.

  • Rusya'ya olan fosil yakıt bağımlılığından kaynaklanan sorunların kısa dönemde çözümü kolay gözükmüyor. Bu nedenle Avrupa Birliği, uygun fiyata alternatif doğal gaz ve LNG tedarikine önem vermeli.

  • Avrupa Birliği'nin üçüncü ülkelerdeki yeşil dönüşümleri tetikleyecek adımlar atması gerekiyor.

  • Eğer Avrupa Yeşil Mutabakatı hedeflerinden vazgeçilirse, iklim değişikliği nedeni ile gelecekte endüstriler daha fazla zarar görecek, çevresel felaketler için bütçeden daha fazla harcamalar yapılacak ve Avrupa Birliği'nin iç bütünlüğünü koruması zorlaşacaktır.

🎋SEKTÖREL SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK

🧣Tekstil ürünlerinin atılmasının temel sebepleri

Tekstil sektöründe sürdürülebilir tüketimin ve çevresel etkilerin öneminin arttığı günümüzde düşük kalitede ve kısa ömürlü ürünler hâlâ yoğun bir şekilde piyasaya sürülüyor. İngiltere Atık ve Kaynak Eylem Programı verilerine dayanılarak hayır kurumlarına bağışlanan 1500 kıyafet üzerinde yapılan bir araştırmaya göre tekstil ürünlerinin kullanılamaz hale gelmesi ile ilgili önemli bulgular elde edildi. Buna göre;

  • Sarkma ve renk atma, kıyafetlerin ömrünü etkileyen en önemli problemler. Kumaşta bozulmaya, şeklin bozulmasına, logonun deforme olmasına ve kumaşın zarar görmesine neden olan kazalar da tekstil ürünlerinin atık haline gelmesinin yine önde gelen sebepleri arasında.

  • Renk atma kazaklarda %60, kot pantolonlarda ise %86 oranında etkili. Kimyevi tamamlayıcı işlemler ve yanlış kullanılan boya maddeleri kıyafetlerde renk atmanın ana sebeplerinden. Gün ışığında boya maddesinin zarar görmesi ve yanlış yıkama yöntemleri de kıyafetlere zarar veriyor. Çözüm olarak kaliteli boya maddelerinin kullanılması ve daha uygun deterjanlar ile çamaşırların yıkanması öneriliyor.

  • Giysilerin kümelenmesi (piling), kazak ve örgülü kıyafetlerin kullanımını %83 oranında etkiliyor. Doğal olmayan ucuz ipliklerin kullanılması kümelenme riskini artırıyor. Doğal ipliklerle üretilen kıyafetler %100 oranında çözülebiliyor. Yumuşaklığın azaltılması, dayanıklılığı artıcı ipliklerin kullanılması ve daha az yoğun yıkama programlarının tercih edilmesi kümelenme problemini azaltıyor.

  • Kıyafetlerin dayanıklılığına yönelik yapılan testler de her durumu kapsamıyor. Testlerin daha nitelikli bir şekilde yapılarak kıyafetlerin piyasaya sürülmesinin dayanıklılığı artıracağı tahmin ediliyor.

🚗 Otomotiv sektörüne yönelik yeni Euro 7 standartları

10 Kasım 2022'de yayımlanan yeni Euro 7 standartları, 2035 yılında yasaklanması planlanan benzinli ve dizel araçlar için muhtemelen son emisyon standartları olacak. AB'deki otomotiv endüstrisi temsilcileri yeni standartların çok katı olduğunu ve sıfır emisyonlu araçlara geçiş sürecini yavaşlatacağını ifade ediyor. Öte yandan, sağlık kuruluşları ise yeni standartların yılda yaklaşık 70.000 kişinin ölümüne neden olan hava kirliliğini önleme adına yeterli olmadığını belirtiyor.

💼KURUMSAL SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK

Avrupa Parlamentosu, Kurumsal Sürdürülebilirlik Raporlama Direktifi'ni kabul etti.

Avrupa Parlamentosu 10 Kasım 2022'de yaptığı oylamada Kurumsal Sürdürülebilirlik Raporlama Direktifi (Corporate Sustainability Reporting Directive (CSRD))'ni 525'e karşılık 60 oy ile kabul etti. Direktife göre belirli niteliklere haiz şirketler bundan sonra faaliyetlerinin insanlar ve gezegen üzerindeki etkilerini raporlamak zorunda. Kamuya açıklama zorunluluğu sayesinde yeşil yıkama faaliyetlerinin engellenmesi ve uluslararası ölçekte oluşturulacak raporlama standartlarının altyapısının hazırlanması hedefleniyor. Direktif sayesinde;

  • Finansal Olmayan Bilgilerin Raporlanması (Disclosure of non-financial information) direktifindeki eksikliklerin giderilmesi

  • Avrupa Komisyonu tarafından 2023 yılında kabul edilmesi beklenen ilk raporlama standartlarına göre şirketlerin çevre, insan hakları ve sosyal hususları kapsayan daha detaylı raporlamalar yapması

  • Dijital ortamda yer alan şirketlerin raporlama bilgilerinin şeffaf bir şekilde kıyaslanabilmesi amaçlanıyor.

Avrupa Birliği Resmi Gazetesi'nde yayımlandıktan sonra yürürlüğe girecek olan CSRD'nin şirketler için uygulamaya giriş takvimi;

  • 1 Ocak 2024 : Halka açık büyük şirketler (500 çalışandan fazla)

  • 1 Ocak 2025 : 250 çalışandan fazla ve/veya 40 milyondan fazla ciro

  • 1 Ocak 2026: Borsada işlem gören KOBİ'ler

🇹🇷 TÜRKİYE'NİN NET-SIFIR YOLCULUĞU

Türkiye'nin Ulusal Katkı Beyanı

Mısır'da düzenlenen COP 27 İklim Zirvesi'ne katılan Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, Paris İklim Anlaşması ile taahhüt edilen Türkiye'nin Ulusal Katkı Beyanı'nı açıkladı. Buna göre, Türkiye 2016 yılında niyet olarak açıkladığı 2030 yılı için %21 emisyon azaltım hedefini %41'e yükseltti. Türkiye'nin 2020 yılı emisyonları 523,9 MtCO2 olarak gerçekleşmişti. Mevcut eğilimlerin devam etmesi halinde 2030 yılında emisyonların 1 milyar 175 MtCO2'ye ulaşması bekleniyor. Türkiye emisyon azaltım hedefini 2030 yılında ulaşması beklenen bu değere göre yaptı. Bu durumda Türkiye'nin 2030 yılı emisyonlarının yaklaşık 700 MtCO2 olarak gerçekleşmesi bekleniyor. Bakan Kurum ayrıca, Türkiye'nin 2038 yılında zirveye ulaşacağını ifade etti.

Y🌎RUM: Avrupa Yeşil Mutabakatı kapsamında belirlenen 2030 yılı için %55 emisyon azaltım hedefinde 1990 seviyesi referans alınmıştı. Son yayımlanan IPCC raporuna göre ise, küresel ısınmanın 1.5 derece ile sınırlı tutulabilmesi için 2025 yılında dünya genelinde emisyonların zirve yapması şart. Türkiye yeni açıkladığı Ulusal Katkı Beyanı'nında 2038 yılına kadar emisyonlarda bir artış öngörüyor. COP 27'de Dünya Bankası yetkilileri yaptıkları sunumlarda, ülkelerin beyan ettikleri emisyon hedeflerinin uluslararası finansmana erişimde belirleyici olacağını ifade ettiler. Ekonomik olarak zor günlerden geçen Türkiye'nin emisyonlarındaki artış kısa vadede bir rahatlamaya neden olsa da, orta ve uzun vadede genişleyen karbon rejimlerinden ve sınırda karbon vergisi gibi düzenlemelerden dolayı uluslararası ticarette rekabet gücü ciddi zarar görecektir.

Türkiye'nin Yeşil Dönüşümü'nde Öncü Bir Partner - İsveç

İsveç'in sürdürülebilirliğe bakış açısını ve Türkiye'deki İsveç firmalarının sürdürülebilirlik adına ortaya koyduğu faaliyetlere yer verilen raporda yer alan şirketler;

  • Türkiye’de üretim operasyonlarının iklimlendirme sektöründeki çevresel etkilerini değerlendirmede Yaşam Döngüsü Değerlendirmesi (LCA) yöntemini uygulayan ilk şirket olarak SystemAir

  • Tetra Pak’ın atık içecek kutuları için geliştirdiği döngüsel çözümler

  • ViaCon Türkiye’nin vahşi yaşamı korumak ve ulaşım sürekliliğini desteklemek için geliştirdiği oluklu çelik ekolojik köprüler

  • H&M Grubu’nun Türkiye’deki iklim stratejisi ve yeşil yatırım yaklaşımı

  • Volvo Cars’ın 2030 itibarıyla tam elektrikli, 2040 itibarıyla iklim nötr bir şirket olma yolculuğu

  • Epiroc’un madencilik sektöründeki çevresel etkileri azaltmak için sıfır emisyonlu, enerjisini bataryadan alan elektrikli makineleri

Garanti Bankası Tüketici Finansmanı Direktörü Çağrı Koray Öztopçu, TEHAD için kaleme aldığı "Yeni Gelecek, Otomotiv Sektörü ve Yeni Ekosistem" isimli makalesinde şunları ifade ediyor:

Ülkelerin politikaları, küresel elektrikli otomobil pazarı için temel itici güç olmaya devam ediyor. Dijital çağ, mobilite ihtiyacı, sürdürülebilir dünya bakışı, 2023 yılında otomotiv endüstrisine önemli ölçüde yansıyacak. “Otomotivde gelecek elektrikli olacak” görüşü artık tartışmasız gündemde yer alıyor. Diğer taraftan elektrikli araçların büyük başarısı ve yükselen trendi, yaratılacak olan ekosistem, finans imkanları, tedarik zinciri gücü, hammadde bulunurluğu ve fiyat, global faiz- enflasyon beklentileri tüm sektörü ve partnerleri farklı açılardan düşündürüyor. Arz yönlü endişeler ve otomotiv ekosistemi finansmanı gündemin en üst sıralarında olacak.

Çağrı Koray ÖZTOPÇU

Eğer bir arkadaşınızın yönlendirmesiyle buraya geldiyseniz, bültene abone olabilirsiniz. Her cuma dolu dolu bir bülten ile posta kutunuzdayız.

  • Bültende yer almasını istediğiniz konuları iletiş[email protected] üzerinden paylaşabilirsiniz.

  • Haftaya yine dolu dolu bir bültende buluşmak üzere. Hoşçakalın.